| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 23.02.2022 |
HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir ülkede onurlu yaşamı sürdürebilmenin ön koşullarından biri tüm vatandaşların ekonomik, ahlaksal, kendi yeteneklerine göre, eşit, ücretsiz eğitim alabilmesidir. Eğer bir ülkede siz eğitimi giderek paralıya dönüştürüyorsanız, eğitim kurumlarını giderek bir işletmeye dönüştürüyorsanız, giderek büyük holdinglerin patronlarına teslim ediyorsanız; eğer siz öğrencileri müşteri olarak görüyorsanız, öğrenci ebeveynlerini müşteri olarak görüyorsanız; çalışanları, öğretim üyelerini ve akademisyenleri birer işçi olarak görüp patron edasıyla, mobbingle davranıyorsanız, ne demokrasiden ne demokratik eğitimden ne de üniversiteden söz edilir.
Üniversiteler nedir? Üniversiteler bir ülkenin problemlerine çözüm bulan kurumlardır. Bir ülkede problemler çoksa, bir ülkede sorunlar çoksa üniversiteler gibi onu konuşacak, onu araştıracak özerk yerlere sahip olması gerekir. Ama nedir? Yirmi yılda kendi kendini tüketen, merdiven altı kurumlara dönüşen üniversitelerde eğitim, niteliksiz bir eğitime dönüştü. Neydi? Hep övünülürdü, şimdi ilk 500'e giremeyen üniversitelerden söz ediliyor. Sorun ne? Giderek başarısızlık artıyor, nitelik düşüyor. Sorun barajın kaldırılıp kaldırılmaması değildir. Herkes eğitime ulaşabiliyor mu? Herkese planlı bir şekilde, gerektiğinde istihdam sağlayabiliyor mu? Bakın, tıp fakültesi mezunları bu kadar eğitimden sonra Türkiye'yi terk ediyorlar, öğretim üyeleri terk ediyorlar, ama bunlara seyirci kalınıyor.
Peki, YÖK? YÖK neydi? En büyük statükocuydu. Neredeyse 12 Eylülde gelen YÖK'ü aratacak düzeye geldiniz. İktidar öyle bir yaptı ki seçimler yok, rektörler geliyor ve rektörlere... Türkiye'de yerel yönetimlere atadığınız kayyumlardan sonra rektörlüğü de kayyum mekanizmasına dönüştürdünüz.
Ve geldik, onlara direnen öğrencilere. Öğrenci olmadan olur mu? Hayır. Kutuplaşma, ayrımcılık her tarafta yaygın, giderek öğrenciler problem yaşıyor. İzmir'de öğrenciler Türk lirasında değer kaybı olduğu için çay dağıttılar, çay. Mitinglerde çay dağıtan öğrenciler gözaltına alındı. Ankara'ya, Meclisin önüne geldiler, "Barınamıyoruz." dediler, gözaltına alındılar. Elâzığ'da tıp fakültesi öğrencisi cemaat yurdunda gördüğü baskıdan dolayı yaşamına son verdi. "Barınamıyoruz." dediler, yine seyirci kalındı. Siz bunlara çözüm bulamazsanız giderek problemler artar.
Daha bu sabah, biz basın açıklaması yaptık, kanun teklifi verdik; gelin destekleyelim, bütün KYK borçları silinsin. Siz öğrencilerin evlerine haciz gönderiyorsunuz, bu hacizle eğitimi geliştiremezsiniz, ilerleyemezsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Bir diğer problem: Üniversitelerin özerk olması lazım; siz, özerk ve bağımsız, demokratik sözlerden çekiniyorsunuz.
Bakın, barış akademisyenlerinden söz etmediğimiz sürece... Barışı isteyen öğretim üyelerinin işlerine son verildi, yurt dışına çıkışlarına engel olundu. Ne oldu? Anayasa Mahkemesi bile -hepsiyle ilgili- alınan kararları iç hukuka aykırı buldu ve beraat ettiler. Bir kısmı zaten işe dönemedi. Siz üniversitelere böyle baktığınız sürece, üniversiteler gelişemez, giderek yok olur. Ne olması lazım?
Bir diğeri de siz üniversiteleri akrabaların yerine dönüştürdünüz, kayırmanın yerine dönüştürdünüz ve bunu bir norma dönüştürdünüz; akrabalarınızın geleceği, oturacağı yere dönüştürdünüz. Üniversitelerin liyakati esas alan, bilimsel, özerk, araştıran, Türkiye'nin sorunlarına çözüm bulan demokratik bir yapıya dönüşmesi lazım. O yüzden, gelin araştıralım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)