| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 59 |
| Tarih: | 01.03.2022 |
HDP GRUBU ADINA AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Ekranları başında bizleri izleyen değerli halkımızı ve cezaevlerinde rehin tutulan bütün arkadaşlarımızı buradan saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Evet, bugün, aslında, demokratik siyaset önündeki engellerin araştırılması için bir komisyon öneriyoruz. Tabii ki buradan bu önerimizin maalesef olumsuz olarak bize döneceğini biliyoruz çünkü bugün tam da biz bunun araştırılması için bir komisyon önerisi yaparken yine tarihte bir tekerrürü yaşayacağız ve bir milletvekili arkadaşımızın dokunulmazlığının kaldırılması oylaması yapılacak. Evet, bu ülkede tarihsel olan, on yıllardır yok sayılan, on yıllardır benzer yöntemlerle çözülmeye çalışılan Kürt sorununun inkâr, imha ve asimilasyon politikalarıyla çözüm yönteminin aslında bir tezahürüne, bir resmine yine bugün hep beraber buradan şahitlik edeceğiz.
Ne zamanki Kürtler bu ülkede demokratik siyaset yapma talebinde bulunmuşsa, ne zaman bir yönetim mekanizmasının içerisine yer aldıysa her türlü baskı, zulüm ve saldırıyla karşı karşıya kalmış. Kürtler ilk defa 1979 yılında Batman'da -benim de milletvekili olduğum ilde- belediye başkanlığı seçimini kazanmış. Maalesef, Belediye Başkanı Edip Solmaz, görevi başında sadece ve sadece yirmi sekiz gün kalmış, yirmi sekiz günün sonunda Edip Solmaz katledilmiş. Akabinde, Kürtler, uzun bir süre, yine demokratik siyaset ısrarları sonucunda bu Meclise girmeyi başarmışlar, onları birazdan açıklayacağım. Tabii, Kürtlere yönelik bu saldırının, bir de daha özgün Kürt kadınlarına yönelik saldırıların özellikle bu siyasetin bir parçası olarak ne kadar artırıldığını hepimiz görüyoruz.
Yarın 2 Mart, yirmi yedi yılı dolacak. Leyla Zana bir Kürt kadını, bir Kürt kadın siyasetçi, bir Kürt milletvekili; bu Meclis çatısı altında yine aynı zihniyet, aynı bakış açısı, aynı politikalar sonucunda dokunulmazlığı kaldırıldı, on beş yıl hapis cezasıyla yargılandı, on beş yıl hapis cezasına mahkûm edildi. Ama Leyla'nın ismi onlarca, yüzlerce Kürt kız çocuğuna verildi çünkü Leyla'nın mücadelesi bütün Kürtlerin mücadelesi, bütün Kürt kadınların mücadelesiydi.
Yine yakın zamanda, 2015 yılından bu yana partimize, Kürt siyasetine, Kürt kadınlarına, kadınlara yönelik bu saldırıların en derinlerini, en ağırlarını hep beraber yaşıyoruz. 7 Hazirandan bu yana mahalle temsilcilerimizden parti örgütlerimize, milletvekili arkadaşlarımızdan Eş Genel Başkanlarımıza kadar herkes bu saldırılarla yüz yüze kaldılar ama en fazla kadınlar bu saldırıların hedefi hâline geldi. Sadece yargı sopasıyla, yargı yönelimiyle yüz yüze kalmadı kadınlar, ayrıca bu süre içerisinde, demokratik mücadele yürüttükleri süreçte kolluğun saldırılarıyla yüz yüze kaldılar, kolluğun direkt hedef almasıyla yaralandılar ve yine bizatihi bu ülkenin İçişleri Bakanı tarafından hedef gösterildiler. Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan İçişleri Bakanı tarafından hedef gösterildi. Yine, aynı İçişleri Bakanı, Milletvekili arkadaşımız Dirayet Dilan Taşdemir'i canlı yayında, elinde hiçbir veri olmamasına rağmen, iftirayla hedef hâline getirdi. Onlarca, yüzlerce kadın arkadaşımız aynı mantığın, aynı zihniyetin sonucunda bugün cezaevlerinde rehin tutuluyor. Ayşe Gökkan, sadece kadın mücadelesi yürüttüğü için, bir Kürt kadını olduğu için otuz yıl cezaya çarptırıldı, otuz yıl. Bu ülkede hiçbir suç otuz yılla cezalandırılmaz neredeyse insan öldürmek de dâhil.
Bütün bu yönelimlerin sonucunda Kürt kadınları ya da kadın mücadelesi geri adım mı attı, bunların da birkaç verisini sunacağım ama bir de Kobani kumpas davası yine bu saldırıların bir örneği olarak karşımızda duruyor. Kobani kumpas davasıyla onlarca arkadaşımız, Kobani'nin düşmemesinin intikamını almak için, yine partimizin kapatma davasına veri oluşturabilmek için şu anda mahkemede yargılanmaya çalışılıyor ama aslında orada yargılanan değil yargılayan pozisyonundalar.
Bu süre içerisinde, bütün bu yönelimlerin sonucunda başarılı olabildiniz mi, verileri sizinle paylaşayım. 1994 yılında 1 kadın arkadaşımızı Meclisten çıkardınız ama 2007 yılında 29 milletvekilinden 8'i kadındı, 2015 Haziranında 32 kadın bu Meclise girdi ve en nihayetinde, 2018'de 28 kadın bu Meclis çatısı altına gelip mücadeleyi devam ettirdi. Şu anda Türkiye'nin dört bir yanında...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Bir dakika sadece Başkan...
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Şu anda işte o yerel yönetimler pratiğini engellediğiniz bizler, bütün her yerde eş başkanlık sistemiyle, eşit temsiliyetle Türkiye'nin dört bir yanında kadın mücadelesini yürütmeye devam ediyoruz. Kayyumlarla bunu engellemeye çalışıyorsunuz, 2016'da kayyumlar atadınız, bu mücadeleye geri adım attırmaya çalıştınız ama bir daha girdik seçimlere ve yine hezimete uğrayan sizler oldunuz. Bakın, tarih bize gösteriyor ki bu yöntemlerinizin ne Kürtlere ne kadınlara ne Kürt kadınlarına ne bizim HDP olarak verdiğimiz demokratik mücadeleye zerre kadar tesiri oluyor. Biz büyüyerek geliyoruz, biz büyüyerek bu salonların, bu mücadelenin içerisinde yer alıyoruz ve size rağmen bu ülkede demokratik, özgürlükçü bir sistemi, kadın özgürlükçü bir sistemi kuracağız.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Sayın Başkanım "size rağmen" dedi...
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Size rağmen, evet, tam da size rağmen çünkü demokratik siyasetin önündeki en büyük engel şu anda AKP-MHP ittifakının kendisi olmuştur, bütün mekanizmalarla da bunları yürütüyor ama bunu başaramadığınızı gördünüz, önümüzdeki süreçte de başaramayacaksınız.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)