| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 02.03.2022 |
CHP GRUBU ADINA ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugün, doktorların, sağlık çalışanlarının sorunları ve kamu hastanelerinde acil olmayan ameliyatların tıbbi malzeme yokluğu nedeniyle yapılamayışı üzerine, grubum adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, bugün, ne sağlık hizmetini sunan memnun ne de sağlık hizmetini alan; her ikisi de mutsuz, herkes mutsuz. Öyle ki tıp fakültesi öğrencisinden profesörüne kadar "Neden bu mesleği seçtik?" diye kendilerini sorgular hâle geldiler. Sağlık çalışanları, doktorlar; çok üzgünler, çok kırgınlar ve çok kızgınlar çünkü bugün onların can güvenlikleri, mal güvenlikleri ve haysiyetleri tehdit altında.
Can güvenlikleri tehdit altında, neredeyse her saat başı bir şiddet haberi alıyoruz. Peki, gece gündüz, aralıksız, fedakârca çalışan bu doktorlara niçin bu kadar şiddet uygulanıyor? Şiddetin nedeni, hastayı müşteri, doktoru tüccar, hastaneleri de ticarethane gibi gören bu sağlık sisteminde. Şiddeti önlemek için bu sağlık sisteminin yeniden yapılandırılması gerekiyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, bugün doktorların mal güvenliği yok. Bakınız, aldığı 8 bin lira; yeri geliyor 1 trilyon lira, 2 trilyon lira tazminat ödemeye mahkûm ediliyor. Diyorsunuz ki: "Otuz altı saat çalış. Hadi ameliyata! Hadi polikliniğe! Poliklinikteki süren beş dakika, dışarıda bekleyen 100 hastayı da idare et ve hata yapma." Doktorlara hata yaptıran, bu sistemin kendisi. Sayın milletvekilleri, bir hâkim düşünün, önüne bir dosya koyun; "Bu dosyaya hüküm vermek için süren beş dakika, beş dakikada hüküm vereceksin. Eğer hatalı hüküm verirsen bundan adli ve idari olarak sorumlu tutulacaksın." diyebilir misiniz? Diyemezsiniz. Peki, hekime niye diyorsunuz? Yani nasıl ki bir hâkime verdiği karardan dolayı kolay dava açılamıyorsa hekime de öyle olmalı ve ihtisas mahkemeleri kurulmalı.
Sayın milletvekilleri, ödenen bu yüksek tazminatlar nedeniyle artık doktorlar cerrahi branşları tercih etmiyor. Bugünden sizleri uyarıyorum: On yıl sonra sizi ameliyat edecek doktor bulamayacaksınız.
Bakınız, doktorların haysiyetleri de tehdit altında, Yani bir eli sürekli fakirin fukaranın cebinde olanlar "Doktor efendi, elini vatandaşın cebinden çek. Doktor efendi dönemi bitti. Doktor efendi 'money' peşinde." diyerek doktorların onuruyla oynadı. Ben buradan söylüyorum: Doktor efendi hiçbir zaman "money" peşinde olmadı, doktor efendi kaybettirdiğiniz meslek onurunun peşinde bugün. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Doktor efendi insanca yaşamak için, emeğinin karşılığını almak için, meslek onurunu korumak için 17-18 Şubat tarihlerinde meşru iş bırakma eylemini yaptı. Doktorların bu feryadını New York Times "Türkiye'de yoğun çalışma saatleri, azalan ücretler ve artan şiddet nedeniyle yıpranan doktorlar yurt dışına giderek iş arıyor." diye haber yaptı; elin oğlu duydu ama maalesef ki benim Sağlık Bakanım duymadı. (CHP sıralarından alkışlar) Üstüne üstlük de 81 ilin valiliğine genelge göndererek "Bu doktorları cezalandırın." dedi, iyi mi? Yani 14 Mart Tıp Bayramı'na on gün kalmış, doktorlara vereceğiniz müjde bu mu? Ayıptır be! Biraz vicdan olur insanda, biraz utanma olur. Zaten bu doktorlar cezasını çekiyor; bu doktorların en büyük cezası Fahrettin Koca gibi bir Sağlık Bakanına sahip olmaları.
Sayın milletvekilleri, bakınız, Sayın Bakan doktorların cezalandırılması için Anayasa'nın 17'nci ve 56'ncı maddelerine atıfta bulunuyor. Bu maddeler "Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlar." diyor. Doğru mu? Doğru. Peki, doktorların iş bırakma eyleminde acil servis çalıştı, pandemi servisi çalıştı, doğum servisi çalıştı, onkoloji hastanesi çalıştı, bütün servisler çalıştı. Doktorların cezalandırılması için Anayasa'nın 17'nci ve 56'ncı maddelerine atıfta bulunan Sağlık Bakanlığı, kamu hastanelerine "Para yok, acil olmayan ameliyatları yapmayın, hastaneyi zarara uğratmayın." diye genelge gönderiyor; bu ayıp da size yeter. (CHP sıralarından alkışlar) İşte İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, işte Manisa Celal Bayar Üniversitesi, işte Gazi Üniversitesi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ÇETİN ARIK (Devamla) - Teşekkür ederim.
Bakınız, sayın milletvekilleri, Karadeniz Bölgesi'nde tek plazmaferez işleminin yapıldığı Farabi Hastanesi Karadeniz Bölgesi'ndeki tüm hastanelere "Terapötik aferez seti satın alınamadığından hayati öneme sahip plazmaferez işlemi için bize hasta göndermeyin." diyor. Yani plazmaferez ki akrep sokmalarında, yılan sokmalarında, arı sokmalarında can kurtaracak.
Şimdi, sayın milletvekilleri, ben sizin vicdanınıza sesleniyorum. Anayasa'yı, en kutsal hak olan yaşam hakkını kim ihlal ediyor? Paramız yok diye "Ameliyat yapmayın, zarar ediyoruz." diyen Sağlık Bakanı mı yoksa demokratik haklarını arayan doktorlar mı? Bu genelgeler kurullara gönderildiğinde dolar 6 liraydı, şimdi dolar 14 lira ve sorun çok daha derin, çok daha acil. Gelin sayın milletvekilleri, sağlıkta yaşanan bu sorunları, ameliyatların niçin yapılamadığını araştıralım.
Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)