GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:61
Tarih:03.03.2022

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli milletvekilleri; nükleer enerji, Nükleer Düzenleme Kurumu Kanunu konusunda aslında 3'üncü madde kilit madde. Kilit madde, 1'inci maddeyle ilişkisi açısından; kilit madde, 21'inci maddeyle ilişkisi açısından ama tabii ki bugünkü durumu, nerede bulunduğumuzu ortaya koymak için nereden geldiğimize çok kısa olarak bakmak gerekir. 2010 yılında Rusya'yla, Rusya Federasyonu'yla henüz ilgili şirket kurulmamışken devletler arasında bir antlaşma yapıldı Anayasa Mahkemesinin denetiminden kaçırılmak için ve antlaşma sonrası şirket kuruldu ve Anayasa Mahkemesi de denetleyemedi, oradan gelindi. Şimdi ise aslında Anayasa Mahkemesinin, Bakanlar Kurulunun düzenlemesi gerekeni değil, düzenlememesi gerekeni düzenlediği için Anayasa Mahkemesinin iptal etmiş olduğu KHK üzerine bir yasal düzenleme yapılmaktadır. Şimdi, bu yasal düzenlemenin temel kurumu, ana kurumu Nükleer Denetleme Kurumudur ancak burada bir eksik düzenleme söz konusudur. Bu düzenleme, eksik düzenlemeyle sınırlı değil. Tehlikeli bir düzenleme söz konusudur ve bu Kurumun statüsü belirlenmediği sürece bundan böyle birçok ihlal zincirleme olarak devam edecektir. Çünkü madde 3'te bu Kuruma, radyasyona maruz kalma riski içeren faaliyetleri denetleme, radyasyon dozlarını düzenleme ve denetleme görev ve yetkileri veriliyor; bu konularda halkı bilgilendirme sorumluluğu veriliyor ve bu alanda yönetmelikler çıkarma yetkisi veriliyor. Bu Kuruma verilen yetkiler ancak özerk ve uzman bir kamu kurumu tarafından kullanılabilir. Çünkü Anayasa madde 124'e göre, yönetmelik, Cumhurbaşkanı -Bakanlar Kurulu- bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri tarafından çıkarılır. Bu nedenle, bu sözleşme ve özellikle bu madde, uluslararası sözleşmelere yollama yaptığı hâlde ve uluslararası sözleşmelerin belirlediği standartlar bu tür kuruluşların, bu tür kurumların özerk ve uzman olmasını gerekli kıldığı hâlde böyle bir statünün verilmemiş olması, bu yasal düzenlemeyi eksik, aksak ve Anayasa'ya aykırı hâle getirmektedir, tehlikeli hâle getirmektedir. Burada, bu yasal düzenlemeyle bu Kurum için öngörülen amaç bellidir, amaçlar belirlenmiştir ama araçlar amaca elverişli olarak belirlenmemiştir. Nitekim, yönetmelik konusu bunu gösteriyor. Bu nedenle Anayasa, uluslararası sözleşme, yasa ve yasa altı yönetmelik söz konusudur burada. Bırakılan boşluk, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle doldurulacağı varsayımıyla bırakılmıştır; bu, kesinlikle mümkün değildir. Madde 104'e göre, yasanın açıkça düzenlediği alanda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Bu bakımdan, bu yasa, bu şekilde yürürlüğe konulması durumunda Anayasa Mahkemesi tarafından kesinlikle iptal edilecektir. Bu nedenle, madde 3'ün 1'inci maddeyle ilişkisi ve 21'inci maddede buna verilen görev ve yetkiler bağlamında bunun hukuki statüsünün burada belirlenmesi zor değildir, kolaydır, bunu pekâlâ belirleyebiliriz. "Özerk ve uzman denetleyici ve düzenleyici bir kamu tüzel kişiliğidir. Bu, şu yöneticilerden oluşur, bunların atanması şu şekilde olur, görev güvenceleri şunlardır ve statü güvencesi vardır." biçiminde iki cümlelik bir ekleme, bu yasal düzenlemeyi Anayasa'ya uygun hâle getirebilir. Eğer bunu yapmaz isek o zaman şöyle olur: Nereden gelindiği size söyledim. Uluslararası sözleşme, kurulmamış bir şirket için yapılmış olan uluslararası sözleşme sırf Anayasa Mahkemesinin denetiminden kaçırmak için...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ama şimdi gördük ki Türkiye'de 500 nükleer mühendisi bulunduğu hâlde Akkuyu'da yalnızca 1 mühendisin çalıştığını öğrendik. Neden? Nedeni şu: Rusça bilmedikleri için. Peki, Rus mühendisler İngilizce bilmiyorlar mı? Bu bile, bu soru bile aslında geleceğe yönelik riskin ne kadar ağır olduğunu gösteriyor. Nükleer santraller gelişmiş ülkelerin sonbaharıdır ama Türkiye için bunu ilkbahar olarak belirliyoruz; hukuksuzluk ortamında bunu yapıyoruz. Zaten tehlikeli olan bir faaliyeti hukuk dışı bir biçimde düzenlersek bunun önünü almamız mümkün olmaz. Bu nedenle, zaman çok geç olmadan bu teklifi yeniden Anayasa Mahkemesinin iptal edeceği bir yasa biçiminde çıkarmayalım, burada düzeltelim.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)