GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:61
Tarih:03.03.2022

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünya bir enerji krizinin içinde, tabii ki ülkemiz Türkiye de bu enerji krizinden etkilendi ancak Türkiye, bu enerji krizine ekonomik alanda yaşanan büyük bir krizin içerisinden geçerken yakalandı ve çok hazırlıksız yakalandı.

Yanlış enerji politikalarınız nedeniyle elektrik, doğal gaz, motorin, benzin zamları vatandaşların üzerine yağmur gibi yağıyor. Tarımı da bitirdiniz, hem gıdada hem de diğer birçok kalemde zamlar üst üste geliyor, faturayı da her zaman olduğu gibi vatandaş ödüyor. Ekonomi politikalarınız da enerji politikalarınız da o kadar kırılgan ki dünyada yaşanan olağanüstü gelişmeler sonucunda biz bunu Türkiye'de bir fırtına olarak yaşıyoruz.

Değerli arkadaşlar, çelişkilerin içinde boğulmuş durumdasınız. Bakın, daha altı ay önce karbon salımını azaltmayı hedefleyen Paris İklim Anlaşması'nı imzaladınız, diğer yandan şimdi de karbon salımını artıracak kömür ve fosil yakıtlara dayalı termik santral kurmak için zeytinlik alanları maden şirketlerine açan bir yönetmelik çıkarıyorsunuz, aynı zamanda da 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun'u da baypas etmeye çalışıyorsunuz, bu duruma bir de "kamu yararı" kılıfı uyduruyorsunuz. Buğdayı, tütünü, şekeri bitirdiniz, sıra canım zeytinliklere geldi.

Şimdi gelelim düzenlenen kanun teklifine. Getirilen bu Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi'nin daha önce alınan Anayasa Mahkemesi iptal kararı nedeniyle 9 Mart 2022 tarihinden önce Meclisten çıkması gerekiyor. Getirilen teklifte pek çok muğlaklık ve eksiklik var. Düzenleme yapılırken geçmişte yaşanan ve yüz binlerce insanın hayatına mal olan Çernobil ve Fukuşima gibi nükleer felaketlerden hiç ders alınmadığını görüyoruz, risklere yönelik düzenlemelere yeterince yer verilmediğini de. Hayati öneme sahip radyoaktif atıkların yönetimi ve bertarafı için yeterli hukuki düzenlemeler de bu düzenlemenin içinde yapılmamış. Bu teklifin hazırlığı için on dört ay gibi bir süreniz olmasına rağmen belki de hiç çalışmamışsınız bu süre içerisinde ve yumurta kapıya dayandığında alelacele bir şekilde bu teklifi hazırlamış ve getirmişsiniz. Yani kendisi büyük bir tehlike kaynağı olan nükleer santrallerden dünyadaki birçok ülke uzaklaşırken siz konuyu hiç ciddiye almamışsınız.

Üzerinde durmak istediğim asıl konu sizin nükleer savunmanız. Nükleer enerjiyi çevreye zarar vermeyen, düşük maliyetli millî enerji projesi olarak tanımlıyorsunuz. Şimdi elimizde 2010 yılında anlaşması imzalanan Akkuyu Nükleer Enerji Santrali var. Kim yapıyor? Rus firması yapıyor, sahibi olacak ve işletecek. Türkiye'nin santral üzerinde bir mülkiyet hakkı var mı? Yok. Yüzde 100 Rus şirketi. Bize teknolojik bilgi transferi yapacak mı? O da yok. Şimdi siz hangi millîlikten bahsediyorsunuz, gerçekten anlamak mümkün değil. "Elimizde ne var?" dersek güney sahilimizde, herhangi bir kaza sonucunda risk boyutu çok yüksek Rus firmasının sahip olduğu bir nükleer güç santrali olacak. Zaten Türkiye enerjide yüzde 72 oranında dışa bağımlı, doğal gazda ise bu oran daha yüksek ve yüzde 98,9.

Bizim öncelikle nükleer enerji yerine yeşil enerjiye, daha sağlıklı güneş ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerjilere yönelmemiz, öncelik vermemiz gerekiyor; üstelik nükleer enerjiyle karşılaştırıldığında maliyeti de 3-4 kat daha aşağıda.

Enerjide dışa bağımlılığımızın ve Rusya'ya bağımlılığımızın boyutları bu kadar yüksekken ve bir enerji krizinin içinden geçiyorken yenilenebilir enerji yerine böyle bir kanuni düzenlemenin aceleyle görüşülüyor olması, değerli arkadaşlar, çok çok sakıncalı. Yaşanan bir Ukrayna-Rusya savaşının içindeyiz şu anda, Türkiye de çok hassas bir konumda ve her şey birbiriyle çok çok bağlantılı; çok dikkatli hareket etmek zorundayız ve şu anda bu kanunu görüşüyor olmamız sizin konuyu hakikaten hiç ciddiye almadığınızı gösteriyor.

Bakın, yıllardır İstanbul'da ucube bir Kanal İstanbul Projesi konuşuluyor ve siz bu süreçte Montrö Anlaşması'nı tartışmaya açtınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Tamamlayacağım.

BAŞKAN - Buyurun.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Şimdi bu sözleşmenin Türkiye'nin ve bölgenin güvenliği açısından ne kadar önemli olduğu Rusya-Ukrayna gerilimiyle bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Bu yanlışınızdan dönmenizi bekliyoruz. "Her şerde bir hayır vardır." denilen şey aslında bu olsa gerek. Artık bu Kanal İstanbul Projesi'nin ülke gündeminden tamamen çıkması gerekiyor ama bakıyoruz, ne oluyor? Talan ve yağmada dur durağınız yok. Bölge imara açıldı, konut projeleri gündeme gelmeye başladı. Kanal İstanbul manzaralı dev konut projesi için ilk adımı Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı atmış. Pes diyorum doğrusu, gerçekten şu ortamda bu yapılana pes diyorum ve bu memleketi... En yakın erken seçimde sizin bu çanak tuttuğunuz talana karşı durmak için geliyoruz ve bu ülkeyi bu talandan kurtaracağız diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)