GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:63
Tarih:05.03.2022

CHP GRUBU ADINA ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk vatandaşı olmak isteyen yabancıların yapacakları gayrimenkul yatırımın değeri 1 milyon dolar olarak belirlenmişken 2018 yılında Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bu miktar 250 bin dolara düşürüldü ve yoldan geçen herkesin kolaylıkla Türk vatandaşı olmasının yolu açıldı. Maalesef bugün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı konusu, konut satış reklamlarıyla Arap televizyonlarında durmadan yayınlanıyor; bu büyük bir utanç kaynağıdır. Ayrıca yurt dışına ardı ardına tapu temsilcilikleri açılarak işporta tezgâhı açar gibi Türkiye Cumhuriyeti taşınmazları ve vatandaşlığı peşkeş çekilmektedir.

Oysa vatandaşlık alma hakkı gibi önemli bir konuda çağdaş ülkeler çok önemli kriterler belirlemiş. Örneğin, Kanada'da vatandaşlık hakkı elde etmek için 800 bin dolarlık bir banka hesabı ve en az 400 bin dolarlık bir yatırım yapmak gerekiyor ve beş yıl sonra uygun görülürse vatandaşlık hakkı veriliyor. İsviçre, yılda en az 250 bin franklık yatırım yapıldıktan sonra, vatandaşlığı tam on iki yıl sonra veriyor. Yunanistan ise 250 bin euroluk bir konut alana beş yıl boyunca oturma hakkı veriyor; bunun yanında, ülkede 300 bin euroluk istihdam sağlayanlara ise üç senelik çalışma izni veriyor, oturma izni veriyor. Bakın, vatandaşlık değil, oturma izni veriyor. Bütün ülkeler kendi ülkelerine bir katkı yapılması, ekonomik olarak artı değer sağlanması ve istihdam yaratması koşuluyla önce oturma izni, yıllar sonra ise bu katma değerlerin devamına bakılarak vatandaşlık hakkı verirken Türkiye ise vatandaşlığını gayriciddi bir şekilde salt paraya bakarak dağıtıyor.

Sayın Süleyman Soylu, geçtiğimiz ay geçici sığınmacı 193.293 Suriyelinin Türk vatandaşı olduğunu açıkladı. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Bunlar kimdir, nedir, nasıl vatandaş olmuştur belli değil; bunu akılla, bilimle, sosyolojiyle açıklayamazsınız. Ben defalarca sordum, defalarca Sayın Soylu'ya sordum: Bu vatandaş yaptığınız kişiler kimler, ne aldılar, ne verdiler, hangi şirketler, hangi kişiler, bunların bir suç kaydı var mı, terörizm kaydı var mı, ne yapıyorlar, ne ediyorlar? Hiç... Verilen cevap şu: "Mevzuat ne gerektiriyorsa onu yapıyoruz." Mevzuat size Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını önüne gelene vermenizi emretmiyor.

Bakın, bu iş iyi değil, bu işin sonu iyi değil. Neden diyorum bunu? MİT'in, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığının, Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığının ve MASAK'ın raporlarına rağmen, Mersin'de 3 tane şirket kurarak IŞİD'e askerî ekipman sağlayan bir Suriyeliyi Türk vatandaşı yapmışlar ve bu, Türkiye'nin bütün istihbarat birimleri tarafından biliniyor. Bunu nasıl vatandaş yapıyorsunuz? Vatandaşlık Kanunu'nun 11'inci ve 12'nci maddelerinin son fıkrası diyor ki: Ne olursa olsun, hangi şartlarla gelirse gelsin bakın bakalım bu kişinin millî güvenlik tehlikesi var mı, millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından bir engel teşkil ediyor mu? Ama, maşallah, Türkiye'yi ve Türk sınırlarını yolgeçen hanına çevirdiniz.

Bakın, biz, Türkiye'de parayla, bir daireyle vatandaşlık satacak idiysek ne gerek vardı Çanakkale'de şehit olmaya, ne gerek vardı Sarıkamış'ta donmaya, ne gerek vardı Kurtuluş Savaşı'nda bütün dünyaya, emperyalistlere meydan okumaya, ne gerek vardı kanımızı, canımızı bu uğurda kaybetmeye, alın terimizi dökmeye? (CHP sıralarından alkışlar)

Ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Türkiye'de yaşayan insanlar artık bu ekonomik krizde ev bark alamıyor, sadece geçinmeye çalışıyor ama ne yapıyorsunuz? Doğup büyüdüğü, kendi öz vatanında Türk vatandaşları ev alamazken önüne gelen bir daire alıp kanla, canla, alın teriyle kazanılan Türkiye Cumhuriyeti'nde vatandaş oluyor.

Peki, bugün ne olacak? Bunu araştırmamız gerekmiyor mu? Hangi kriterlere göre insanları Türk vatandaşlığına alıyorsunuz, hangi kriterleri arıyorsunuz? Bunların içinde terörist var mı, mafya babası var mı, çocuk tecavüzcüsü var mı? Mafya liderleri Türkiye'de cirit atıyor, artık Arabistanlılar, Kuveytliler neredeyse ceplerinde taşıdıkları paralarla Türk vatandaşlıklarını alıyorlar.

Değerli milletvekilleri, bakın, bu iş siyasetüstü bir iş ve bu işin araştırılması gerekiyor. Biz bu işi soruyoruz "Kimleri alıyorsunuz?" diye, "Bunlar terörist midir?" diye. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Mustafa Şentop da bizim soru önergelerimizi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALPAY ANTMEN (Devamla) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Buyurun.

ALPAY ANTMEN (Devamla) - Biz soruyoruz: Bir kişiyi hangi kriterlere göre alıyorsunuz Türk vatandaşı olarak? Teröristleri, kaçakçıları neden Türk vatandaşı yapıyorsunuz? "IŞİD'e askerî ekipman sağlayan bir kişi nasıl Türk vatandaşı oldu?" diyoruz. Bu soru önergeleri, Sayın Meclis Başkanı tarafından, tarafımıza "kişisel görüş" diye iade ediliyor. Evet, bu bir kişisel görüş. Evet, bu görüş, Türkiye'de yaşayan bütün insanların, Anadolu halklarının kanlarıyla, canlarıyla, alın teriyle kazandıkları Türkiye Cumhuriyeti'nin kişisel görüşü.

Son sözüm: Bu iş siyasi değil, gelin bunu araştıralım, gelin buna bir çekidüzen verelim, gelin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını önüne gelene vermeyelim diyelim.

Yüce Türkiye Büyük Millet Meclisini saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)