GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:63
Tarih:05.03.2022

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Biz, grup olarak, başından itibaren nükleer düzenlemeye ilişkin olan bu kanuna karşı olduğumuzu belirttik ve karşı olduğumuzu belirtmekle birlikte...

Sayın Başkan, ben aslında daha boyutlu, daha can yakıcı bir sorunu dile getirmek istiyorum; defaten dile getirdik ve dile getirmeye de devam edeceğiz. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı ve oluşturmuş olduğu bürokrasisiyle devletin derin yapısı "terörle mücadele" -tırnak içerisinde- adı altında güvenlikçi politikalarıyla Kürt sorununa yaklaşımı esas almış ve bu yaklaşım gerçekten sorunlu bir yaklaşımdır; ülkeye, topluma ve coğrafyaya büyük kaybettirmektedir. Sivil toplum örgütlerine yaklaşımı, düşünce açıklamasına ilişkin yaklaşımı, demokratik toplumun oluşumuna yaklaşımı sorunludur bu iktidarın. Bu sorunlu ve hastalıklı yaklaşım çok boyutludur değerli arkadaşlar. Bu sorunlu yaklaşım yargıya yansımıştır, bürokrasiye yansımıştır, devletin bütün bürokrasisine yansımıştır ve Parlamentoya yansımıştır ne yazık ki.

Kürtlerin insani ve evrensel her talebini ve demokratik mücadelesini -tırnak içerisinde- "terörist" olarak tanımlayan bir ülkeden bahsediyoruz. Esasında bu sorunlu yaklaşımın diğer bir kaynağı ise, değerli milletvekilleri, bu 1982 Anayasası'dır. Bu Anayasa aynı zamanda Kürt halkının inkârı demektir, 1982 Anayasası. Aynı zamanda çoklu toplumun inkârını yansıtan bir anayasadan bahsediyoruz; 1982 Anayasası. Bu Anayasa sosyolojiyi, tarihi ve toplumun yapısını yok sayan bir anayasadır. Kırk yıldır uygulanan ve darbe anayasasıdır 1982 Anayasası. Ana dilinde eğitim hakkını engelleyen bir anayasadır. Tek tip bir toplumu dayatan bir anayasadır 1982 Anayasası.

Değerli milletvekilleri, ana dilinde eğitimle ilgili, eğitimin sağlanmasıyla ilgili kanun teklifine ilişkin olan talebimize Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı maalesef "ret" cevabı veriyor, Anayasa'nın ilk 3 maddesi ile Anayasa'nın 42'nci maddesi de gerekçe olarak gösteriliyor. Ben baştan itibaren şunu belirteyim: Ana dilinde eğitim talebi resmî dile karşıtlık barındıran bir talep değildir değerli arkadaşlar. Ana dilinde eğitim hakkı talebi çoklu dilin öğretilmesi talebidir, insani bir taleptir ve evrensel bir haktır bu talep. Nitekim 1924 Anayasası'nda, 1961 Anayasası'nda ana dilin öğretilmesine ilişkin herhangi bir yasak söz konusu değildir ve yine, dünyanın birçok ülkesinde, Amerika Birleşik Devletleri'nde, Almanya'da, Fransa'da, İspanya'da, İtalya'da, İsrail gibi devletlerde, ülkelerin anayasalarında herhangi bir yasaklama söz konusu değildir.

Bakın, bu sorunlu yaklaşımın diğer bir göstergesi Din Âlimleri Derneğine yönelik olan politikalardır. Kürtçe hutbe ve vaaz verdikleri için tutuklandılar bu din âlimleri. Ve arkasından ne oldu değerli arkadaşlar? Arkasından, yakın bir tarihte Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı bu âlimlerin üye oldukları derneğin kapatılması için bir dava açtı. Kürt halkının tüm kurumlarına karşı bu kapatma davaları söz konusu; partiye karşı bir kapatma davası, sivil toplum örgütlerine karşı bir kapatma davası ve belediyeleri ele geçirmeye ilişkin olan politikalar.

Bakın, ben şunu belirtmek istiyorum: Dernekleri, partileri, kurumları kapatabilirsiniz, buna ilişkin davalar açabilirsiniz ancak Kürt halkının demokrasiye, evrensel haklarının talebine ve kendi dillerine kavuşmaya ilişkin olan oluşturmuş oldukları dünyayı kapatamazsınız; buna ilişkin olan mücadelenin önüne asla ve asla geçemezsiniz.

Değerli arkadaşlar, bakın, benim bu aşamada muhalefet partilerine de birkaç sözüm olacak: Bakın, muhalefet partilerinin yaklaşımı da maalesef sorunludur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Bunca can yakan ve ülkenin önünde ciddi bir sorun olarak duran ve toplumsal gelişmenin önünde ciddi sorun olarak duran Kürt sorunu sadece bir kayyum sorunu değildir ve bu şekilde görmek de sorunlu bir meseledir. "Kürt sorunu vardır." diyen bir muhalefet blokunun yapacağı tek şey, bu sorunu tüm boyutlarıyla ele alacak ve cesur bir şekilde çözümü için harekete geçecektir. Bu nedenle, bu konuda da eleştirimiz vardır ve bu sebeple de bu can yakan, aynı zamanda Türkiye'nin başat sorunu olan Kürt sorununun çözülmesi için başta Anayasa'nın değiştirilmesiyle ilgili harekete geçilmesi gerektiğini belirtirim.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)