GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:63
Tarih:05.03.2022

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.

Genel Kurul ve değerli halkımız; evet, nükleerle ilgili yoğun ve uzun tartışmalar yapıyoruz ve bir kez daha bunun, nükleer güç santrallerinin ölüm olduğunu; nükleer enerji politikasının insanlık ve ülkeler için, doğa için büyük bir ölüm politikası olduğunu ortaya koyuyoruz. Birkaç tane daha veri ortaya koyacağım ve bir kez daha bu ifade ettiklerimizi temellendirmeye çalışacağız. Şimdi, Türkiye, sadece nükleer güç santralleriyle ilgili attığı adımlarla, atacağı adımlarla bir zehir politikası uygulamıyor; zaten, Türkiye, Avrupa'nın ve dünyanın bir çöplüğü hâline gelmiş durumda. Bu anlatacaklarımızla da AKP politikalarının, AKP'nin kalkınma politikasının, AKP'nin enerji politikasının nasıl doğa ve insan düşmanı bir politika olduğunu bir kez daha ortaya koymuş olacağız.

Avrupa İstatistik Ofisine göre, Avrupa ülkelerinden Türkiye'ye gönderilen plastik atıkların miktarı 2004'ten bu yana 196 kat artmış durumda. 2020'de Avrupa'dan ithal edilen 656.960 ton plastik söz konusu, bunun sadece 209 bin tonu İngiltere'ye ait. Yani özellikle İngiltere'nin çöplüğü hâline gelmiş bir Türkiye'den bahsediyoruz. Almanya ise bu sıralamada 136 bin tonla Türkiye'ye ihracat yapan 3'üncü ülke, 3'üncü sırada. Evet, 2021 sıralamasında ise, rakamlarından ise durum şu: 685.443 ton çöp ithal edilmiş dünyadan ve bu çöpler Türkiye'ye nasıl gelmiş, nerelere yığılmış, nasıl bertaraf edilmeye çalışılmış, hâlâ muamma.

Yine, kirliliğe bir başka örnek, arkadaşlar, Adana. 2021 Nisan ayındaki saha araştırmalarında çoğunluğu İngiltere ve Avrupa Birliği ülkelerinden ithal edilen plastik atıkların Adana'da yasa dışı olarak çevreye döküldüğü ve açıkta yakıldığı tespit edildi ve bunlar basına yansıdı. Toprakta yapılan incelemelerde de yine kanserojen madde dioksin-furan miktarı normalin 400 bin katı yüksek olarak çıkmış Adana'da. Adana aynı İzmir gibi -birazdan geleceğim- bir biçimde bir zehir kentine dönüştürülmüş. Adana'da incelenen farklı verimli tarım alanlarındaki zehir oranı da yine normalin çok çok üzerinde çıkmış.

Bir diğer zehir alanı da İzmir Aliağa. İzmir Gaziemir'de geçen durumdan bahsetmiştik, şimdi de Aliağa'da aynı şey geçerli. Burada da karşımıza asbest çıkıyor. Aliağa'da 22 adet gemi söküm tesisinde yılda yaklaşık 900 bin ton hurda gemi sökülüyor ve Türkiye gemi sökümünde -tahmin edin bakalım- neymiş? Dünya 1'incisi. Yani Türkiye, bu anlamda, zehir konusunda, çöp konusunda dünyada lider ülkelerden bir tanesi. Zehirli, kanserojen, asbestli gemilerin sökümü sadece 5 ülkede gerçekleşiyor; bunlardan biri Türkiye, biri Hindistan, biri Pakistan, biri Bangladeş. Evet, Türkiye böyle bir ülke. En son 600 ton asbest barındıran "Sao Paulo" adlı geminin Aliağa'ya getirilip sökülmesi meselesi, biliyorsunuz, kamuoyunda yoğun bir gündem olmuştu. Aliağa aynı zamanda, kanser vakaları açısından Türkiye ortalamasından 4 kat fazla kanser vakasına sahip bir kent yani Aliağa ilçesi bir zehir ilçesine dönüşmüş durumda hem asbest hem de zehirli atıklar ve hava kirliliğinden kaynaklı.

Evet, son olarak, bir kez daha nükleer güç santrallerine geldiğimizde... Bakın, Ukrayna Zaporijya Nükleer Santrali, yine, kamuoyuna yansındı, geçtiğimiz günlerde bir yangın çıktı. Bu yangının neyle, nasıl çıktığı henüz bilinmiyor ama sızıntı ve patlama olmadığı da söyleniyor. Yani bunlar henüz söylenti ama bilinen, gerçek olan bir şey var ki bu santraldeki olası bir patlamanın Çernobil'in 10 katı sonuç yaratacağı herkes tarafından bilinen bir gerçek.

Yine, buradan şu sonucu çıkarıyoruz: Güvenli nükleer güç santrali yoktur; nükleer, her şart ve koşulda ölüm demektir. Çernobil'in üzerinden otuz altı yıl geçmesine rağmen hâlâ sonuçlarını en ağır şekilde yaşıyoruz. Ve Ukrayna nükleer güç santrali... Türkiye'nin daha fazla dışa bağımlı hâle geleceğinin bir kez daha altını çiziyoruz. Yani AKP nükleer güç santrallerini "Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulacağız." diye yaparken -ki biz burada günlerdir bunu açık açık ortaya koyuyoruz yani çok net ortaya koyuyoruz- bu, çok büyük bir yalandır, AKP'nin yalanıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Çünkü Ukrayna'daki bu söz konusu nükleer güç santralinin bile uranyum maddelerinin yüzde 60'ı Rusya'dan geliyor yani Türkiye'nin santralinin ise tamamı altmış yıl boyunca Rusya'nın kontrolünde olacağı için, dolayısıyla, bu, koskoca bir yalandır, AKP'nin rant politikasıdır, AKP'nin halka ve doğaya karşı yürüttüğü savaş politikasıdır.

Nükleer güç santralleri durdurulmalıdır, projeler kapatılmalıdır ve bu konuda Türkiye'ye yurt dışından sokulmaya çalışılan bütün zehirler ve atıklar yasaklanmalıdır fakat öncelikle, AKP'nin bu halk ve doğa düşmanı politikalarına karşı tüm halkımız dikkatli olmalıdır, mücadele etmelidir. Geleceğimiz için, sağlıklı bir doğa ve insan yaşamı için, canlı yaşamı için AKP'ye karşı mücadele etmekten başka hiçbir şansımız yoktur. Geleceğimizi kurtarmak için de bir tane zeytin ağacını kurtarmak için de AKP zihniyetinden kurtulmak zorundayız. (HDP sıralarından alkışlar)