GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:5
Birleşim:64
Tarih:08.03.2022

NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla söz aldım, ancak sözlerime başlamadan önce tarih boyunca kadim medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Karadeniz'in vakur kenti Artvin'in düşman işgalinden kurtuluşunun 101'inci yılını kutluyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Tarihte 7 Mart nasıl Artvin'in özgürlük iradesini temsil ediyorsa, 8 Mart da kadınların özgürlük iradesini temsil etmektedir. Biz kadınların, asırlar süren emek ve varoluş savaşının simgeleştiği tarihtir 8 Mart. 1857 yılının 8 Martında Amerika'da yaşanan o acı olaydan hareketle şunu bir kez daha vurgulamak gerekiyor: Kadının, toplumsal yaşamın her alanında verdiği varoluş mücadelesi ve elde ettiği bütün kazanımların bedeli alın teri ve gözyaşı olmuştur.

Türk kadını açısından ise 1923 öncesi verilen mücadeleleri, ödenen bedelleri tabii ki yok saymıyoruz ancak biz kadınlar, toplumsal ve siyasal alanlardaki varlığımızı şüphesiz cumhuriyetimize borçluyuz. Millet iradesini egemen kılmak ve tebaayı özgür bireyler hâline dönüştürmek için savaşan o büyük devrimin mimarlarına hem şükran hem de görev borcumuz var. Nedir o görev borcu? Biz kadınların, toplumsal yaşamın her alanında ve hayatlarının her evresinde karşı karşıya kaldığı eşitsiz ve ayrımcı koşulları yerle bir etmek. Bu konuda sürekli "eşitlik" kavramını kullanıyoruz ama aslında doğrusu "adalet" kavramıdır, "cinsiyet adaleti" kavramıdır. Mevcut sistemin bir adaleti olsa zaten cinsiyete dayalı bir eşitlik talebi ve beklentisi var olmazdı. Sistem adaletli olsa liyakat, başarı, bilgi ve birikim en temel kriter olur, bütün bunlar toplumun hizmetine sunulabilirdi. İşte, bu nedenle "adalet, adalet, adalet" diyoruz.

Değerli milletvekilleri, biz kadınların maruz kaldığı adaletsizliği beş dakikalık bir süre içinde anlatmak mümkün değildir. Mesela, bugün, ülkemizde her 10 kadından 7'si eve hapsolmuş, ancak 3'ü istihdam piyasasında yer bulabiliyorsa; çalışma imkânını elde eden kadınlara güvencesiz koşullarda, esnek çalışma, kayıt dışı çalışma modelleri dayatılıyorsa, emeğinin karşılığını tam ve eksiksiz ücret olarak alamıyorsa, mobbinge, istismara, tacize maruz kalıyorsa ve kadın olmanın bedelini canıyla ödüyorsa o hâlde sorgulamamız gereken şey, bu adaletsiz sistemdir. Toplumsal cinsiyet eşitliği özelinde yaşadığımız adaletsizliğin hepsi kadını ikincil gören, kadına kendi iradesi dışında roller biçen, eğer kadın bir şeyi başarıyorsa o başarıyı sanki kendisi bahşetmiş gibi yaklaşım sergileyen zihniyetten besleniyor. İşte, o zihniyet, siyaset yapan kadına "Evine dön." diyen zihniyettir; o zihniyet, Uzay Programı'nda yer alacak bilim insanları için cinsiyet sınıflaması yapan zihniyettir. Biz kadınlar bu zihniyeti reddediyoruz ve buna asla boyun eğmeyeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, kadınların varoluş mücadelesi verirken ödediği bedel, adalet uğruna ödenmiş bir bedeldir; kutsaldır, değerlidir. Sırf cinsiyetinden ötürü emeği sömürülen, hakları gasbedilen, şiddete maruz kalan, istismara uğrayan, katledilen kadınlar bu bedeli ödedi ve maalesef bedeli ödemeye de devam ediyor. Bütün bu olumsuzluklara "Dur!" demek her şeyden önce bir insanlık görevidir. Kadın- erkek fark etmez, cinsiyet temelli bütün sömürü ve istismar çarkını kırmak hepimizin ortak görevidir. Bu, aynı zamanda, Türk kadınının eğitim, bilim, sanat ve bütün sosyoekonomik haklardan adilce yararlanması için yüreğini ortaya koyan Büyük Önder'imiz Mustafa Kemal Atatürk'e olan bir görev borcudur. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu düşüncelerimle emeğin, alın terinin ve biz kadınların varoluş mücadelesinin simgelendiği gün olan 8 Mart Kadınlar Günü'nü kutluyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)