GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Anayasa'nın 98'inci, İçtüzük'ün 104 ve 105'inci Maddeleri Uyarınca Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergeleri ve Meclis Araştırması Komisyonu Raporu Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:64
Tarih:08.03.2022

CHP GRUBU ADINA AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, son yıllarda birilerinin eşi, annesi ya da kardeşi olarak tanımlanmaya zorlanan ama her krizde ilk gözden çıkarılan; evde, sokakta, iş yerinde şiddetin her türlüsüne maruz kalan ama mücadelesinden asla vazgeçmeyen tüm kadınları saygıyla selamlıyorum. Varoluşunun bile bir mücadeleye dönüştüğü tüm kadın arkadaşlarımın Kadınlar Günü'nü kutluyorum.

Evet, değerli milletvekilleri, bugün tartıştığımız bu Komisyon raporu, kadınların çoğunun erkek egemen toplum yapısını ve bunun sonuçlarından biri olan kadına yönelik şiddeti kınayarak reddettiğini söylüyor. Şimdi, biz "İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını kabul etmiyoruz." dediğimizde kızıyorsunuz. Peki, neden kabul etmiyoruz? Bakın, raporunu tartıştığımız Komisyon 9 Mart 2021'de toplumun tamamının temsil edildiği bu yüce Meclisin kararıyla kuruldu. Bundan sadece on bir gün sonra, ülkedeki bütün kadınların yaşam hakkını ilgilendiren ve Meclisin tamamı tarafından onaylanan bir sözleşmeden tek bir erkek kendi başına çıkma kararı aldı. Bu Meclisin Komisyonu, raporunda erkek egemen düzeni eleştirirken tek bir adam, erkek egemen bir zihniyetle kadınların hayatıyla oynadı ve bunu kabul etmemizi bekliyorsunuz. Değerli arkadaşlar, bunun kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur. (CHP sıralarından alkışlar) Bu yüzden de her seferinde, İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyeceğimizi üstüne basa basa söylemeye devam edeceğiz çünkü evet, kadınlar, erkek egemen anlayışın her 8 Martta "Kadınlar çiçektir, böcektir." diyerek kadının yaşam hakkına ve yaşam tarzına ilişkin ahkâm kesmesinden, bu ahkâmı keserken karar alma mekanizmalarına kadınların dâhil edilmemesinden, tek bir erkeğin ülkedeki tüm kadınlar adına karar vermesinden ve bu kararla kurulan Komisyonu ve bu Meclisi dahi baypas etmesinden çok rahatsızlar.

Değerli arkadaşlar, bakın, hiçbir konuda gerçekten aynı fikirde olmak zorunda değiliz ancak Komisyon raporunuza bakarak anlıyorum ki aslında, sizler de İstanbul Sözleşmesi'nden çıkarken size danışmayan zihniyetin en azından verdiğiniz emeğin hatırına bu raporu dikkate almasını istiyorsunuz ancak lafla peynir gemisi yürümüyor değerli arkadaşlar. Sorsanız burada herkes eşitlikten yanadır, herkes özgürlükten yanadır ve şiddete karşıdır hâlbuki sözün hükmü eylemlerle desteklenmesine bağlıdır. Ben gerçekten isterdim ki burada bu raporu tartışalım ancak iktidarınızın cinsiyet ayrımcılığını körükleyen söylemleri, istikrarsız politikaları ve kanunları uygulamaması nedeniyle bu raporunuz zaten çoktan işlevsiz hâle gelmiştir.

Ya, bu iktidarınızın istihdam sorununu kadının çalışmasına bağlayan, kadının kahkahasından yürüyüşüne kadar ahkâm kesen bakanları, milletvekilleri oldu. Sorgusuz sualsiz biat edilen tek adamınızın "Kadına yönelik şiddet abartılıyor." "Ben zaten kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum." gibi tüyler ürperten söylemleri oldu.

Bakın, Komisyonda ne oldu biliyor musunuz? "15 yaşında evlenmenin suç olması insan haklarına terstir." diyen kamu görevlileri geldi. Çocuğun istismarına ilişkin "İstismar demeyelim; aman efendim, belki de sevmişlerdir." diyen Komisyon üyeleri vardı. Şiddet durumu dâhil olmak üzere aile ara buluculuğunu teklif eden Bakanlık görevlileri vardı. Ya, değerli arkadaşlar, daha ilk toplantıdan itibaren usul ve süreçle ilgili taleplerimizi görmezden geldi Komisyon ve tüm bu söylenenlere sessiz kaldı.

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Hiç öyle bir şey olmadı, hepimiz oradaydık.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Bizler davetlilere sorduğumuz sorulara bile doğru düzgün cevap alamadık. İstanbul Sözleşmesi'nin feshine, çok eşlilik ve çocuk istismarı savunmalarına "Aman efendim, kadınlar da bir şey mi, asıl erkeğe şiddet var." anlayışına gıkını bile çıkarmayan Komisyonun kadına yönelik şiddeti önleyebileceğine zerre kadar inanmadığımız için biz, bu Komisyondan ayrıldık. (CHP sıralarından alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler)

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Sen hangi komisyondaydın acaba? Hiç öyle bir şey konuşulmadı.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Nasıl yanlış konuşuyorsun Aysu, öyle bir şey olmadı.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Şimdi, rapor diyor ki: "Toplumda mağdur için yeterince koruma sağlanmayacağı algısını engellemek lazım."

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Size rağmen kadına yönelik şiddetle mücadele edeceğiz biz.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Peki, kim yaratıyor bu algıyı, kim yaratıyor? Bu algıyı siz yaratıyorsunuz.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Size rağmen mücadele edeceğiz kadına yönelik şiddetle.

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Komisyondan çıkıp gitmeseydin bilirdin ne konuşulduğunu. Gelseydin, Komisyonda çalışsaydın da görseydik.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - O yüzden de tüm bu cinayetlerden de şiddet vakalarından da İstanbul Sözleşmesi'ni fesheden iktidarınız sorumludur. (CHP sıralarından alkışlar)

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Hiç öyle bir şey yok.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Bakın, ortada sağlıklı bir tartışma zemini oluşturabilmemiz için aslında "Bir partinin fikri, zikri budur." diyebilmemiz gerekir ama Hükûmet kanadı bir gün öyle, bir gün böyle. Bir yandan Komisyon kuruluyor, bir yandan sözleşmeden çıkılıyor; bir yandan "Şiddete karşıyız, çözeceğiz." söylemleriyle bilmem kaç tane eylem planı hazırlıyorsunuz, öte yandan nafaka tartışması başlatıyorsunuz; bir yandan "Kravat indirimini kaldıracağız." diyorsunuz, bir yandan cinsel istismarın meşrulaştırılmasını konuşuyorsunuz. Bir bakıyoruz "Efendim, kadına koruma sağlanacak, sığınma evlerini açacağız." diyorsunuz, bir bakıyoruz ki aile ara buluculuğu tartışmalarıyla gelmişsiniz. Bir diyorsunuz ki: "Efendim 'toplumsal cinsiyet temeli' demeyelim, 'fıtrat' diyelim. Aman 'kadına şiddet' de demeyelim, 'insana şiddet' diyelim." Sonra önümüze bir rapor koyuyorsunuz, açıkça diyor ki: "Şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet algısı var." Olmaz böyle arkadaşlar.

Ya, Allah aşkına, bu kaçıncı şiddet raporunuz, bu kaçıncı araştırma komisyonunuz? 2015'te de var bir komisyon raporu, o zaman da bir araştırma komisyonu kurulmuş ve bugün tartışılan bu raporla benzer öneriler var. Altı senede ne değişmiş? Altı senede uygulamada hiçbir gelişme olmamış.

Küresel cinsiyet uçurumunda bugün, ülkemiz 133'üncü ülke. Mevzuatlar uygulanmadığı için hâlâ kadın cinayetleri artıyor. Koruma altında, uzaklaştırma kararı olmasına rağmen kadınlar öldürülüyor, şiddete uğruyor; katiller iyi hâl indirimleriyle ödüllendirilmeye devam ediyor. Sığınmaevlerini açma yükümlülükleri denetlenmiyor. Neredeyse on senedir TÜİK hiçbir veri toplamıyor. Nafakaların çoğu zaten ödenmezken iş nafaka tartışmasına gelince bilen bilmeyen herkes -kusura bakmayın ama- konuşuyor. Şimdi, uygulamadıktan sonra hiçbir mevzuat işe yaramaz değerli arkadaşlar; belki de bu yüzden bu rapordaki kelimeler de ucuzluyor.

Fotoğrafta da çok güzel çıktınız.

Bakın, değerli iktidar vekilleri, aranızda hâlâ Hükûmetinizin kadın politikalarına inanan varsa "Kadına karşı şiddete sıfır tolerans." söyleminin ne kadar boş olduğunu anlamak için, öldürülen, şiddet gören kadınlara ilişkin son on yıldır yürüyen tartışmalara bir bakmanızı tavsiye ediyorum.

Gerçekten bu sıralarda oturan kadın milletvekili arkadaşlarıma samimiyetle sormak istiyorum ya: "Algı değişti." denilerek sizin hakkınızı koruyan bir sözleşmenin feda edilmesinden gerçekten hiç mi rahatsız değilsiniz?

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - 6284 var, ne konuşuyorsun ya! 6284 var, otur da çalış!

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Parti mensuplarınızın cinsiyetçi söylemlerinden, her gün vahşice öldürülen kadınların varlığından, "Kadına şiddet abartılıyor." söylemlerinden ve erkeklerin devamlı olarak sizin yaşam tarzınızla ilgili konuşmasından rahatsız olmuyor musunuz? Siz her gün bir kadın katli görmekten, kravat indirimlerinden, kız çocuklarınız yalnız başına...

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Gündemin gerisindesin, gündemin gerisindesin.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - ...sokağa çıkarken tedirgin olmaktan kadın olarak hiç rahatsız olmuyor musunuz?

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Çok gerisindesin gündemin, gündemi yakın takip edin.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Ya, gözlerinizin içine bakarak soruyorum, oturduğumuz sıralarda oturmuş Halide Ediplerin, Edibe Sayarların hatırına soruyorum: 1935 yılında bu Parlamentoda kadın temsilinde dünya 2'ncisi olan ülkemizin bugünkü durumundan memnun musunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

AYŞE KEŞİR (Düzce) - 2002'ye kadar hiç artıramadınız yüzde 4'ü. Yapma ya! Yapma!

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Partinizde, meclisinizde, eski iş yerlerinizde bir avuç kadın olmaktan, sürekli mobbingle uğraşmaktan, varoluş mücadelesi vermekten yorulmadınız mı? (CHP sıralarından alkışlar)

AYŞE KEŞİR (Düzce) - 2002'ye kadar Parlamentoda artıramadınız ya!

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Sürekli uygulanmayan kadına şiddet raporu hazırlamaktan, koruma talep eden kadınların eşlerine teslim edilip ölüme yollanmasından...

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Konuşma! Sen konuşma! Kadınları Meclise almayan sizsiniz.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - ...durup durup çocuklarla ilgili evlilik fetvası veren insanlardan bıkmadınız mı?

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Hadi oradan!

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Kadınları Meclise sokmayan sizsiniz, sizin utanmanız lazım. Kadınları Meclise sokmayan sizsiniz, sizin zihniyetiniz.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Siz, bu sunduğunuz raporu kendiniz okudunuz mu?

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Hiç o konuya girmeyecektin, hiç o konuya girmeyecektin. Sizin suçunuz, Parlamentoda kadının yüzde 4'ü aşamaması sizin suçunuz.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Söyleyin, okudunuz mu bu raporu?

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Sizin zihniyetinizin suçu.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Okuduysanız ve bu raporun arkasındaysanız aslında söylediklerimden siz de rahatsızsınız ama elinizden hiçbir şey gelmiyor demektir ve bu gerçekten çok üzücü. (CHP sıralarından alkışlar)

ARZU AYDIN (Bolu) - Sen kendini ne zannediyorsun! İradesiz miyiz biz! Ne demek istiyorsun sen! Haddini bilerek konuşacaksın!

YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - CHP'de kaç kadın milletvekili var? 16 mı! Kaç taneydi? Pardon, 12 miydi o?

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, davranışla desteklenmediğinden AKP'nin sözünün hiçbir hükmü yoktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Kadınlar da bunu bildiği için kadın dayanışması bugün AKP'nin karşısındaki en güçlü muhalefetlerden biridir ve göreceksiniz, daima ezmeye, sindirmeye ve yok etmeye çalışan eril iktidara karşı mücadelemiz devam edecek çünkü biz sizin aksinize ölümden yana değil, yaşamdan yanayız.

Teşekkürler. (CHP sıralarından alkışlar)

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Onu siz iyi bilirsiniz. Ezmeyi ve sindirmeyi siz iyi bilirsiniz.

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Vay be!

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Sizin de söz hakkınız olduğu için oradan bu kadar bağırmanıza gerek yok; buyurun, kürsü sizindir.