| Konu: | Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 09.03.2022 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli milletvekilleri; on yıl öncesine gideceğim, Tunus'tayız, Anayasa Millî Meclisi seçiliyor ve Hukuk Fakültesi Dekanı Profesör Fadel Moussa da seçildi. "Fadel, Dekanlık görevi bitti değil mi?" dedim, "Hayır, seçimle gelinen iki görev bağdaştığı için hem Dekan olarak görevime devam edeceğim hem de Millî Mecliste görev yapacağım." dedi. Şimdi, biz burada tabii, mağripten yola çıktık, maşrıka ne zaman geliriz acaba?
Anayasa'mıza göre üniversite, madde 130, madde 131... "Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile..." diye başlıyor madde 130; "Bilimsel özerkliğe sahip devlet üniversiteleri..." deniliyor; bir. İkinci fıkrada vakıf üniversiteleri için "...kazanç amacına yönelmeyen..." Üçüncüsü ise -YÖK'e sesleniyorum- ülke sathında dengeli bir dağılımı öngörüyor. "YÖK'e" dedim çünkü 131'inci madde YÖK'e planlamak, düzenlemek, denetlemek görev, yetki ve sorumluluğunu vermektedir ve bir de 130'uncu maddenin altıncı fıkrası üniversite öğretim üyelerinin YÖK ve üniversite yetkili organları dışında her ne suretle olursa olsun hiç kimse tarafından görevinden uzaklaştırılamayacağını emrediyor.
Şimdi, tabii ki üniversite kuruluşuna ilişkin konular dün daha çok tartışılamadı, atışma yapıldı ama dile getirildi şu anda birçok hatip tarafından. Gerekçesiz bir biçimde, özensiz bir biçimde bu yasa gündeme getirilmiş, hatta 2 üniversitenin temsilcisinin bile buraya gelmeye tenezzül etmediği bir biçimde çünkü "Nasılsa Türkiye Büyük Millet Meclisinde bizim adımız değişecek, geçecek ne olursa olsun." ya da öbürü kurulacak anlayışıyla.
Şimdi, buradaki, esasen sorun tabii, biraz önce okuduğum Anayasa maddelerinin, özellikle 130 ve 131'in acaba ne kadarı saygı görüyor YÖK tarafından, üniversiteler tarafından ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından? Bu önemlidir çünkü bunu sorgulamadığımız sürece orada belirtilen çağdaş eğitim öğretim ve bilimsel özerklik kavramları hep havada kalır, tıpkı şimdi olduğu gibi. Zira bütün bunların çerçevesi, şemsiyesi Anayasa'nın 2'nci maddesinde yer alan hukuk devletidir ve hâliyle üniversiteye öğretim üyesi alıp üniversitenin kurulmasında, üniversiteye öğretim üyesi alımında, yükseltilmede hep bilimsel bir kuruluşun altyapısının asgari gerekleri gözetilmeli ve liyakat ilkesi gözetilmeli.
Bu itibarla, acaba benden önceki konuşmacılar Sayın Bülbül ve Kaya'nın değindiği gibi, üniversiteden uzaklaştırılan binlerce öğretim üyesi layık olmadıkları için mi, liyakat ilkesine yanıt veremedikleri için mi uzaklaştırıldı? İşte bunu ciddi olarak sorgulamamız gerekir. Bir yerine 101 üniversite daha kurabiliriz ama binlerce öğretim üyesini üniversite dışında tuttuğumuz sürece Anayasa madde 130'da yazılı olan çağdaş ve bilimsel üniversitenin, özerk üniversitenin asgari gereklerini yerine getirmemiz mümkün olmaz. Nasıl olmaz? Zira zamanın...
Sayın vekiller, AKP sıraları sizlere de sesleniyorum çünkü Başbakanınız ve bakanlarınız sizdendi. "Biz hata yaptık, KHK ek çizelgelerinde kimlerin adlarının yer aldığını biz bilemiyoruz, basından öğreniyoruz. 16 Nisan oylamasından sonra bu hatayı düzelteceğiz." dediler fakat 16 Nisan sonrası 24 Haziran seçimleri oldu, şimdi 3'üncü seçimlere gidiyoruz; evet, tam üç maymun oynandı.
Sayın Çavuşoğlu, siz de dinleyin lütfen.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Dinliyorum.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Sahibisiniz, birinci imzacısınız.
Bir, görmedim, duymadım ve konuşmadım; tam üç maymun oynandı bu konularda. Bunu burada bizim tartışmamız gerekir, sorgulamamız gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tabii, mağribe gelecek olursak, maşrıka gelecek olursak; 2011'de, 12'de hiç değilse rektör seçimine kapı aralanmıştı ama gelin, görün ki maşrık; bugün üniversite öğretim üyeleri ebleh yerine konulduğu için üniversitelerde hiçbir biçimde seçim kuralı geçerli bulunmamaktadır.
Evet, sorun, ciddi olarak parti başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve yürütmede düğümlenmektedir; tıpkı, burada üç gün önce oyladığımız Anayasa'ya aykırı yasayla birlikte, Anayasa yasakladığı hâlde aynı konuyu Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenleyip yürürlüğe koyduğumuz üzere. O nedenle, üç maymun sürecini aşmamız için 3'üncü seçim en geç Haziran 2023'te şarttır ve ancak seçim yoluyla, demokratik yolla üç maymun oyunu aşılacaktır ve bilimsel, çağdaş üniversite eşiğine de ancak o zaman gelebileceğiz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)