| Konu: | AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 12.02.2013 |
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisi, maalesef Danışma Kurulunda anlaşamadık diye her hafta kendi önerilerini ve bu süreçte bizim istediğimiz kanunlar çıksın anlamında, sürekli bunları getiriyor. Çoğunluğuna güvenerek de bunu yapıyor. Uzlaşmayı bir tarafa bırakıyor. Tabii, biz bu uzlaşma kültürünün bu Meclis çatısı altında daha iyi bir şekilde oluşması için bunlara daha çok özen gösterilmesini özellikle istiyoruz. Türkiye'nin uzlaşmaya, dayanışmaya her zamankinden daha çok ihtiyacı var.
Değerli arkadaşlarım, sizlere bu konuşma sırasında özellikle geçen gün Cilvegözü Sınır Kapısı'nda meydana gelen patlamayla ilgili? 13 yurttaşımız hayatını kaybetti, 50'ye yakın yurttaşımız da maalesef yaralı ve ciddi şekilde yaralı olanlar var. Ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifa diliyorum.
Nereden geldik buraya? Bu olayın olacağı belliydi. Hani "Perşembenin gelişi çarşambadan belli." derler ya bu çok net ve belli bir olaydı. Hatay'da ya da Adana'da ya da Mersin'de böyle bir olayın olacağını hepimiz biliyorduk. Nereden biliyorduk? Yine, ben bu Meclis kürsüsünde 02/02/2011'de -Sayın Millî Savunma Bakanımız da burada, onun da bilgisi var- demiştim ki o zaman: "Suriye'ye Gaziantep'in Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı'ndan bomba yüklü, içinde silahların olduğu araç geçerken yakalandı." Çok ciddi bir şekilde, devletin bir açıklaması olmadı ama sonra soru önergelerimiz oldu, bunların üzerine gittik. Suriye'ye girişte Gaziantep'in Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı'nda bu silahlar yakalandı. Bu silahların neler olduğunu sorduk, İçişleri Bakanlığından bize yanıt geldi. İçişleri Bakanlığı bu yanıtında dedi ki: "Evet, bunlar bomba yapımında kullanılan malzemeler ve silahlardır. Bunlar Toprakkale askerî birliğine teslim edildi, Genelkurmay Başkanlığı bunların imhası ya da ne yapacaksa onunla ilgili işlemleri yapacaklar, bizimle ilgisi yok."
Aradan bir yıl geçti, 7-8 Ocak 2012'de yine 5 tane tır yakalandı değerli milletvekilleri. Bunlarda da bomba yapımında kullanılan malzemeler çıktı. Bunlar da incelendi, bunların da daha çok bomba yapımında kullanılan malzemeler olduğu söylendi. Hükûmet kesiminden açıklamalar yapıldı, denildi ki: "Bu malzemeler Gürbulak Sınır Kapısı'ndan girdi, Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı'ndan da Suriye'ye gidiyordu."
Peki, kim gönderiyor? Gürbulak Sınır Kapısı'ndan Kilis'in Öncüpınar Sınır Kapısı'na kadar 10 tane il var. Bu 10 tane ilde, bu 5 tane, 6 tane tır bombayla nasıl gidiyor? Nerede bizim istihbaratımız? Nerede Millî İstihbarat Teşkilatı, nerede emniyetin istihbaratı? Nasıl geçiyor gidiyor? Herhangi bir yerde patlarsa ne olacak?
Biz bunları da kabul ettik, peki, Gürbulak Sınır Kapısı'ndan geçtiğini kabul edelim dedik, bunlarla ilgili de çok ciddi bir açıklama yapılmadı ve nitekim korkulan oldu değerli arkadaşlar, 20/8/2012 tarihinde Ramazan Bayramı içinde Gaziantep'te 10 kişinin hayatını kaybettiği bir patlama oldu. Yine üstü kapatıldı, "Bunu PKK yapmıştır." denildi, "Şu yaptı.", "Bu yaptı." denildi, 3-5 kişi gözaltına alındı, olayın üstüne gidilmedi.
Her zaman söylüyoruz, yine tekrar ediyoruz buradan. Şu anda, değerli milletvekilleri, 800 küsur kilometrelik Suriye sınırımızın hiçbir yerinde ama hiçbir yerinde denetim yapılmıyor. İnsanlar istedikleri gibi geçip gidiyorlar. Gaziantep'in sınır köylerine gittiğimde, karşıya ben de geçtim çok rahat bir şekilde. Hiçbir şekilde denetim yok, giden malzemeler denetlenmiyor, oradan gelen kişiler denetlenmiyor, daha kötüsü hem Gaziantep'te hem Urfa'da hem Hatay'da hem Kilis'te şu anda kampların dışında kalan insanlar var. Kampların dışında kalan insanlar ev kiralamışlar ve bu evlerde oturuyorlar. Kaç kişi olduklarını kimse bilmiyor. Ne emniyet biliyor, ne devlet biliyor. Sayın Beşir Atalay buradayken ben geçen gün yerimden bir soru sormuştum. "Kamplarda kalan insan sayısı 150 bin kişi ama kampların dışında kaç kişi kaldığını biliyor musunuz? Bunlarla ilgili bir çalışmanız var mı?" dediğimde Sayın Atalay dedi ki: "Kampların dışında 80 bin kişi olduğunu tahmin ediyoruz."
Değerli arkadaşlar, şu anda Gaziantep'in değişik yerlerinde, şehir merkezinde herhangi bir yere giderken Suriye plakalı bir aracı görebilirsiniz. Kırmızı ışıkta, en az iki üç tane arabanın olduğu yerde bir tane Suriye plakalı araba var. Bunların denetimi maalesef yapılmıyor. Şehrin değişik yerlerinde ev kiralamışlar ve bu kiraladıkları evlerde bu insanlar oturuyorlar, yine denetim yok. Emniyet kaç kişi olduklarını bilmiyor, ne iş yaptıklarını bilmiyor, kimler olduklarını bilmiyor. Burada çok ciddi sıkıntılar var ve nitekim en son Cilvegözü Sınır Kapısı'ndaki bu patlama da hayata geçmiş oldu.
Yine, 23 Ocak yani bundan yirmi gün önce bir soru önergesi verdim. Dedim ki, Sayın Başbakana özellikle sordum. 23 Ocak günü Gaziantep'in bir mahallesinde, Kızılhisar Mahallesi'nde bağ evinin içerisinde patlama oluyor, gece saat on. Emniyet görevlileri, itfaiye görevlileri gidiyorlar. Saat onda olan bu patlamada orada amonyum nitrattan dolayı, bomba yapımında kullanılan bir maddeden dolayı patlama oluyor. 3 tane yaralı var. Bunlar Suriye vatandaşı ve bunlar hastaneye götürülüyor. Devletin? Tabii biz araştırıyoruz, soruşturuyoruz ne oldu diye, bilgi verilmiyor. İtfaiyeden giden ekibe diyorlar ki: "Aman kimseye bir şey söylemeyin, bu iş gizli kapaklı kalsın, kimse bunu duymasın." İçeriye herkesi almıyorlar. Görgü tanıkları içeride roketatar mermilerinin de olduğunu söylüyor.
Değerli arkadaşlar, kendi şehrimizde, kendi illerimizde bomba yapımında kullanılan malzemelerin olduğu bir ortamda yaşıyoruz ve bu işin daha kötüsü, bir kamu görevlisi hakkında da dava açmak istiyor savcılık ama izin vermiyorlar. O kamu görevlisinin ne görev yaptığını ben de bilmiyorum, büyük ihtimalle istihbarat görevlisidir. Bu işlerin içerisinde maalesef bizler varız.
Değerli arkadaşlar, bu bomba nerede patlarsa patlasın -Türkiye'de de olsa Suriye'de de olsa- ölen, hayatını kaybeden insanlar var ve hayatını kaybeden bu insanlar maalesef bizim insanlarımız. Dünyanın hangi yerinde olursa olsun, bir insan yaşamını yitirdiğinde bizlerin üzülmesi lazım. Eğer biz bu insanlara imkân sağlıyorsak ve bu insanlar, ellerinde bomba yapımında kullanılan malzemelerle gidip herhangi bir yerde bir eylem yapıyorlarsa ve birileri de hayatını kaybediyorsa, bence bunda çok büyük bir sorumluluğumuz ve vebalimiz var. Çok ciddi şekilde bunları düşünmemiz lazım, bunlarla ilgili çok ciddi denetimlerin yapılması lazım. Şu anda maalesef yapılmıyor. Şu anda Gaziantep'te yaşayan Suriyelilerin nerede oturduğunu bile devlet bilmiyor. Bunlara geçici bir kimlik numarası vermemiş, takip edemiyor. Suç işleyenlerle ilgili Resmî Gazete'yle arama yapıyor. Maalesef bu kadar gülünç bir durumdayız.
Bu bomba yarın bir gün bir başka ilimizde daha patlayacak -Adana olur, Mersin olur, Gaziantep olur- birilerinin hayatını kaybetmesine sebep olacak. Niçin? Denetlemediğimiz için. Sınırımızı denetlemiyoruz, sınır kapısını denetlemiyoruz, orada yeterli güvenlik görevlimiz yok. Şehrin içine yerleşmiş insanların ne yaptığını denetlemiyoruz. Nereye gidiyorlar, nasıl geçiniyorlar, ne işle meşguller, bunların hiçbirini denetlemiyoruz. Maalesef bunların sonucunda, işte Cilvegözü Sınır Kapısı'nda olduğu gibi, 13 tane insan hayatını kaybetti.
İnşallah tekrar etmez, tekrarı olmaz ama buradan tekrar söylüyorum: Eğer bu denetimleri yapmazsak başımıza iş açarız, hem de kendi şehirlerimizde başımıza iş açarız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şeker.