GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları Kanununda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:66
Tarih:15.03.2022

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 316 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerine İYİ Parti Grubum adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.

İlk ayeti "Oku." olan yüce dinimiz İslam'ın bir bütün olarak emirleri ve "İlim Çin'de de olsa ona talip olun çünkü ilim her Müslüman'a farzdır." ifadesiyle ümmetine rehberlik edip yol gösteren Peygamber'imizin telkin ve davranışları göz önünde bulundurulduğunda, bu kanun teklifi din adamlarının nitelik ve nicelik yönüyle geliştirilmesini amaçlayan bir girişim olması yönüyle müspet bir adım olarak ele alınabilir. Yaşamın insafsız, her alandaki bilginin geçmişte örneği görülmemiş bir hızla değişim gösterip yeniden yorumlandığı günümüzde bu kaçınılmaz gerçeğin bir gereği olarak her tür ve kademedeki din adamlarımızın göreve hazırlanma, göreve atanma, görevde yükselme ölçütlerinin bilimsel ölçülere tabi kılınması ve sistematik bir yapıya kavuşturulması elbette ki önemli ve değerli bir gerekliliktir. Böyle olmakla birlikte, üzerinde tartışılan kanun teklifinin gerçek bir gereksinimden hareket edip etmediği, duyulduğu ifade edilen gereksinimin kalıcı bir çözüm oluşturup oluşturmadığı, konu hakkındaki mevzuat, hâlihazırdaki teşkilatlanma, din adamı yetiştirmek amacıyla kurulmuş farklı tür ve kademedeki kurum ve kuruluşların işleyişine olan müspet ve menfi yansımaları yönüyle büyük bir dikkat ve özenle değerlendirilmesi gerekmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde kurulmak istenen sistemle -şu anda mevcut ve Başkanlık bünyesinde bu fonksiyonu yerine getiren bir sistem olduğu hâlde- yıllarca kullanılmış, etkinliği tespit edilmiş sistem ortadan kaldırılıyor. Şu anki Başkanlık eğitim sistemi neye cevap vermedi de yeniden bir teşkilatlanma modelinden bahsediyoruz? Eğitimciler de hukukçular da mevcut sistemin neden değiştirildiğine akıl erdiremediler. Yasa teklifi son derece bulanık ve muğlaktır. Herhâlde yasa uygulamasıyla yasanın ne olduğunu anlayacağız.

17 Nisan 2017 referandum oylaması öncesi Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener güçlendirilmiş parlamenter sistemin önemini dile getirmiştir. Anayasa değişmeden önce olabilecek aksaklıkları önceden fark eden Genel Başkanımız geleceği görmüş ve haklı çıkmıştır. Üç buçuk yıllık Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden memnun hiçbir kesim yoktur, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı yok edilmiştir. Cumhurbaşkanına tanınan doğrudan ve dolaylı atama yetkileriyle yargı yürütmenin vesayetine girmiştir. Özetle, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yönetimde kişiselliğe ve keyfîliğe yol açmıştır. Cumhurbaşkanına, yasama, yürütme ve yargıyı güdümü altına alan, çok geniş ve denetimsiz yetkiler tanıyan otoriter bir yönetim yaratılmıştır.

6 partinin yetkililerince büyük emeklerle hazırlandıktan sonra Genel Başkanlar toplanarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni'ni imza altına aldılar. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi olarak tarif edilen keyfî ve kural tanımaz yönetim sistemi ülkemize cumhuriyet tarihinin en derin siyasi ve ekonomik krizlerinden birini yaşatıyor. Güçlendirilmiş parlamenter sistem önerimizle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi sona erecektir; bu, geriye dönüş değildir, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı esasına dayanan yeni bir sisteme geçiyoruz. Sistemin esası, kuvvetler ayrılığı ilkesiyle etkin, dengeli ve denetleme mekanizmalarına dayanan bir hükûmet modelini amaçlamaktadır.

Güçlendirilmiş parlamenter sistemden ana hatlarıyla bahsetmek gerekirse; Cumhurbaşkanı yedi yıl süreyle seçilecek, tarafsız olacak, bir dönem için seçilmiş olacak ve görevi sona erdiği vakit hiçbir siyasi bağlantıya girmeyecektir. Bakanlar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından seçilecek, Cumhurbaşkanı, Mecliste en çok üyeye sahip olan partinin genel başkanını hükûmeti kurmakla görevlendirecektir. Başbakan ve bakanlar Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı bireysel ve kolektif olarak sorumlu olacaktır. Hükûmet, basit çoğunlukla kurulurken düşürülmesinde salt çoğunluk istenecektir. Seçim barajı yüzde 3 olacak, milletvekilleri beş yıl arayla seçilecektir. Hâkimlik ve savcılık meslekleri tam bağımsızlık için birbirinden ayrılacaktır. Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkileri genişletilecektir. Anayasa Mahkemesinin bağımsızlığını etkileyen unsurlardan biri üye seçimidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) - Anayasa Mahkemesi üyeleri; Danıştay, Yargıtay, Sayıştay, Türkiye Barolar Birliği ve Üniversitelerarası Kurul tarafından münhal kadronun 3 misli aday arasından Türkiye Büyük Millet Meclisince seçilecektir. Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyelerinin yarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi, diğer yarısı Yargıtay, Danıştay, Türkiye Barolar Birliği, adli ve idari yargı birinci sınıf hâkim ve savcıları tarafından kendi mensupları arasından seçilecektir. Yargıtay üyeleri Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından seçilecek; Danıştay üyelerinin 3/4'ü Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından, 1/4'ü Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilecektir. Yüksek Seçim Kurulu bir yüksek mahkeme olarak nitelendirilecektir. Sayıştay üyeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilecektir. Temel hak ve özgürlükler, din ve vicdan hürriyeti, kadın hakları, basın özgürlüğü, çevre ve sürdürülebilirlik konularında devlet sorumluluğu açıkça ortaya konulacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) - Güçlendirilmiş parlamenter sistemi ana hatlarıyla ortaya koymaya çalıştım. Görüldüğü gibi, mevcut Cumhurbaşkanlığı yönetiminin keyfîliği ve sorumsuzluğu ortadan kaldırılmakta, kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü tam olarak hayata geçirilmektedir.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)