GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları Kanununda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:66
Tarih:15.03.2022

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurula saygılarımı sunuyorum.

Ben zeytinden bahsedeceğim arkadaşlar. Zeytin, ilk ve ölümsüz ağaçtır, kutsal meyvedir. Zeytin der ki: "Herkese aitim ve kimseye ait değilim. Siz gelmeden önce de buradaydım, siz gittikten sonra da burada olacağım." Zeytin, 4 kutsal kitapta yer alan ve Kur'an-ı Kerim'de Tin suresi, Nur suresi, Enam suresi, Nahl suresinde geçen ve zeytinyağının tüm kutsal kitaplarda işlendiği bir ağaçtır yani zeytin kutsaldır. Bütün ağaçların ilki ve en başı zeytindir. Bunu neden söylüyorum? Şu nedenle söylüyorum: Diyanet İşleri Başkanımız var. Diyanet İşleri Başkanı ilgisi olan, olmayan her konu hakkında konuşuyor. Diyanet İşleri Başkanı "Kurtuluş Savaşı'nı keşke Yunan kazansaydı." diyen fesli Kadir'i ziyaret ediyor. Bunu özellikle söylüyorum arkadaşlar çünkü ben Ege çocuğuyum, bizler efeyiz; Yunan'ı o Ege'den atan anaların, dedelerin torunlarıyız. Hiç kimse çıkıp da "Keşke Yunan kazansaydı." diyen fesli Kadir'i ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanını eleştiri hakkımızı kullanmayı engelleyemez.

Değerli arkadaşlar, burada "Maden Yönetmeliği'nde değişiklik" adı altında 3 Martta çıkan, zeytinciliği talan yönetmeliği olan, zeytini bitirecek olan yönetmelik hakkında Diyanet İşleri Başkanlığının hiçbir lafı yok. Kutsal meyve hakkında bir tek laf etmiyor ve onun derdi farklı; onun derdi Pakistan'a özel uçakla gitmek; onun derdi makam araçlarıyla uğraşmak; onun derdi halkın en önemli gündemi olan sorunlarıyla ilgili hiçbir şey dememek; yoksullukla, yolsuzlukla ilgili hiçbir şey söylememek; tabii, Kur'an-ı Kerim'de bulunan zeytin ağaçları hakkında da zeytinin talanıyla ilgili hiçbir şeyden söz etmemek.

Değerli arkadaşlar, Gazi Mecliste milletin gönlünde olan, makam, araba peşinde olmayan ilk Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Rifat Börekçi'yi rahmetle ve minnetle anıyorum. O, milletin gönlündeydi, o en zor şartlarda, Kurtuluş Savaşı'nda milletin gönlünde yer etmiş bir Diyanet İşleri Başkanıydı.

Değerli arkadaşlar, 1 Mart 2022 gecesi, Resmî Gazete'de bir yönetmelik yayınlandı; bu yönetmelik, zeytinlik ağaçlar, zeytin alanları, çevre kıyımı açısından maden işletmesi kurulacak yerlerle ilgili olarak, talan yönetmeliği olarak ortaya çıkarıldı. Bu, 4 defa Meclise gelmişti, geri gönderildi, daha sonra yönetmelik değişiklikleri yapıldı, Danıştay tarafından iptal edildi. Burada, 3573 sayılı Kanun açık, Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun'un 20'nci maddesi açık; 3 kilometre yakınına kadar olan alanda kesinlikle sanayi tesislerinin kurulabilmesi, enerji tesislerinin kurulabilmesi mümkün değil; kanun açık, Anayasa'nın 56'ncı maddesi açık; "Devlet sağlıklı çevreyi oluşturmak, kurmak zorundadır ve ödevidir." diyor. Bunun dışında, aynı zamanda Anayasa'nın 90'ıncı maddesine göre kabul edilen ve iç hukuk kuralı olan "Uluslararası Zeytinyağı ve Sofralık Zeytin Anlaşması" isimli uluslararası sözleşme de açık. Anayasa açık, kanun açık, uluslararası sözleşme açık ama yönetmelikle siz kanunu değiştiriyorsunuz, yönetmelikle siz Anayasa'yı değiştiriyorsunuz. İşte, AKP'nin "nitelikli yasama" dediği, o kuvvetler ayrılığı, "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" dediği nokta bu. Yönetmelikleri kanunun üzerine çıkar, Anayasa'nın üzerine çıkar, ondan sonra memleketi yönet; yok öyle bir şey, yok öyle bir şey! Türkiye hukuk devleti olacaktır, demokrasi ve özgürlükler gelecektir, anayasal hak ve özgürlükler kullanılacaktır, bunun da çözümü demokratik parlamenter sistemdir, Millet İttifakı'nın iktidara gelmesidir arkadaşlar. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Arkadaşlar, sonra, üç gün sonra ne oldu? Zeytincilik alanlarını bitirecekler ya, zeytincilik alanlarına maden işletmesi yapacaklarmış, rehabilitasyon olarak daha sonra üzerlerine gerekli zeytin ağaçlarını dikeceklermiş. Ya, arkadaş, siz nerede diktiniz? Bergama'da siyanürle altın aradınız da ot bitmiyor, ot? Kaz Dağları'nda mahvettiniz doğayı da ot bitmiyor, ot! Nereye yapacaksınız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Şirketlere peşkeş çekeceksiniz, daha sonra şirketler gelecek, kamu zararı olarak devlete kalacak; işiniz bu, hep böyle geçti.

Daha sonra, 5 Martta, dört gün sonra yeni bir yönetmelik düzenlemesi oldu. Ya, sit alanlarına çıktınız, sit alanlarına -üç nitelikli sit alanı var; bir, korunaklı sit alanları; iki, nitelikli sit alanları; üç, sürdürülebilir sit alanları- o alanları da maden işletmelerine, enerji santrallerine açtınız. Nasıl açtınız? Gene yönetmelik değişikliğiyle açtınız. Hangi kanuna aykırı? 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na aykırı. Anayasa'nın 63'üncü maddesine aykırı. Neye aykırı? Uluslararası sözleşmelere aykırı. Ya, fıtratınızda var Anayasa'ya aykırı kanun getirmek, Anayasa'ya aykırı yönetmelik getirmek ama bunlar geçecek. Hep birlikte Türkiye rahat bir şekilde nereye geçecek? Demokratik parlamenter rejime.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)