GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:67
Tarih:16.03.2022

HDP GRUBU ADINA OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Evet, üç gün sonra 19 Mart; bir gece yarısı tek adamın verdiği tek taraflı çekilme kararıyla "İstanbul Sözleşmesi'nden çıktık." demesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bianet'in açıkladığı erkek şiddeti çetelesi var, rakamları oradan vereceğiz. Bu bir yıl içinde, 2021 yılında, 339 kadın ve 34 çocuk katledildi, erkekler 96 kadına tecavüz etti, 772 kadını seks köleliğine zorladı, 424 kadını taciz etti ve 208 çocuğu istismar etti. Yine erkekler 793 kadına şiddet uyguladı. 2022 yılının daha başındayken ocak ayında tam 23 kadın, şubat ayında 22 kadın katledildi. LGBT+'lar hedef gösterilmeye devam edildi. Gökkuşağı bayrağı her tarafta yasaklandı ve her tarafta saldırılar devam etti. 2021 yılında Türkiye, OECD ülkeleri arasında kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri sıralamasında 1'inci; 2021 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'nda 156 ülke arasında 133'üncü sırada yer aldı. Evet, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma kararı erkekleri güçlendirdi, kadınları güçsüzleştirdi ve şiddet faili erkekler kendilerine suçlu gözle bakılamayacağından, namus ya da pişmanlık yoluyla nasıl olsa koruma kalkanıyla yargının kendilerini koruyacağından o kadar eminlerdi ki mahkeme salonlarında bunları dile getirmekten imtina etmediler. İlk teşekkür kimden geldi biliyor musunuz? Pınar Gültekin'i boğarak öldürdükten sonra yakan katil Cemal Metin Avcı'dan geldi. Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada mağdur olduğunu savunarak bu erkek katil "İstanbul Sözleşmesi'nin iptal edilmesi iyi oldu." savunması yaptı. İstanbul Sözleşmesi'nden tek taraflı çıkma kararı sadece şiddet faillerini değil, aynı zamanda bizzat mekanizmalarındaki erkekleri de güçlendirdi yani kolluktaki, yani yargıdaki erkekleri de güçlendirdi, erkek adaletini güçlendirdi.

2022 yılının ilk ayında 29 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Kadınların ölmeden önce yalnız olup olmadığı erkek yargı tarafından araştırılmadı, dava süreçleri hızlıca kapatıldı. Failler ise yine hep bir ağızdan aynı savunmayı yaptılar: "Ruh sağlığı bozuktu, intihara meyilliydi." Ve en vahimi de ne biliyor musunuz? Yargıtay Ceza Genel Kurulunun en son verdiği karar. TRT sanatçısı Hatice Kaçmaz; 33 yaşındaydı Hatice ve evlilik teklifini kabul etmediği için katil Orhan Munis tarafından 15 bıçak darbesiyle bir parkın ortasında katledildi. Mahkeme, katilin tutku derecesinde, aşırı sevgiden kaynaklı olarak cinayeti işlediğini söyleyerek iyi hâl uyguladı, müebbet hapis cezası verdi. Evet, Yargıtaya itiraz edildi, dosya Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gitti, mahkemenin kararını Genel Kurul aynen onayladı ama ekledi, dedi ki: "Evlenme teklifini kabul etseydi katil cinayeti işlemeyecekti." Şimdi, katiller az cezayla sıyırsın diye "duygusal çöküntü ve ani hiddet" bahanesi bulan yargı, kadınlara evlenme teklifini kabul etmediği için öldürülmeyi de hak görüyor. Evet, bu ülkede, boşanmak istediği için, ayrılmak istediği için, evlenmek istemediği için yani "Hayır." dediği için kadınlar öldürülüyor. Erkek adalet ne yapıyor? Kadın katillerini koruyor yani kadınlara diyor ki: "Kendi hayatınıza, ilişkinize, evliliğinize, reddetme kararınıza dahi karışırız biz." Ama biz de sokaklardan, meydanlardan ısrarla haykırıyoruz ve o haykırışımızı duymak zorundasınız. Ve size öğreteceğiz: "Hayır." "Hayır." demektir, "Hayır." "Hayır." demektir, "Hayır." "Hayır." demektir!

Şiddetin kaynağıysa sizin yarattığınız ve desteklediğiniz toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir. Siz, kadınların kamusal alanda cinsiyetini reddeden, ailenin içine hapseden, sözleşmeyi aşan saldırı dalgasının bir parçasısınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

OYA ERSOY (Devamla) - İşte, tam da bu nedenle, kadınların yüzyıllardır erkek egemenliğine, ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe verdiği mücadeleyle kazandıkları haklarına göz diken bir iktidar kuşağıyla karşı karşıyayız tüm dünyada ve bu nedenle de tüm dünyada kadınlar hep bir ağızdan bağırıyoruz ve tüm dünyada kadınlar ayakta, diyoruz ki: "Feminist isyan var." Evet, tüm dünyada bir feminist isyan var; 8 Martta da tüm engellemelerinize, iktidarın bizzat polisinin barikatlarına rağmen her yerde kadınlar sokaklara aktı, meydanlara aktı ve isyanını dile getirdi. Evet, biz eşitlik istiyoruz, özgürlük istiyoruz, hayatlarımızı istiyoruz; haklarımızın zerresinden bile vazgeçmiyoruz, asla da vazgeçmeyeceğiz ve hep birlikte haykırıyoruz: Feminist bir dünya kurmadan bitmeyecek bu isyan! (HDP sıralarından alkışlar)