GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları Kanununda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:67
Tarih:16.03.2022

AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 6'ncı maddesiyle, Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarında görev yapan personelin Diyanet Akademisinde eğitim, kurs programlarına katılımı ve din hizmetleri sınıfı kadrolarına atanmasının şartları düzenlenmektedir.

Sayın milletvekilleri, ülkemizde, günümüzde Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde 1976 yılından beri hizmet veren 12 adet dinî yüksek ihtisas merkezi, 1972 yılından beri hizmet veren 19 adet eğitim merkezi, 61 ilahiyat fakültesi, 58 İslami ilimler fakültesi, binlerce imam-hatip lisesi, 16 bin Kur'an kursu, bin civarında hafızlık programı bulunan kurslarda verilen eğitimi saymaya gerek bile kalmıyor. Yükseköğretim eğitiminde bu kadar ilahiyat ve İslami ilimler fakülteleri bulunması, on binlerce mezun vermesine rağmen her türlü donanıma sahip dinî yüksek ihtisas merkezi ve eğitim merkezlerinde yapılan eğitim hizmetlerinden on binlerce mezun verilmesine rağmen, Kur'an kurslarından on binlerce hafızlık eğitimi alınmasına rağmen, din hizmetlerinin çağın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde nitelikli din adamı yetiştirmemesi gerekçesiyle akademi kurulması mazeretine sığınılması Diyanet için acı bir itiraftır.

Değerli milletvekilleri, manevi ve ahlaki hastalıkların tedavisi hususunda hikmetle ve güzel öğütlerle nasihat eden bir din görevlisinin sözleri: "Bulutlardan ince ince dökülen rahmet damlaları gibidir, Müslümanın ve İslam'ın vazgeçilmezidir camilerimiz. Ancak camilerimizin yalnızlığı ve garipliği belki de tarih boyunca hiç bu kadar derinleşmemişti. Öyle süslü duvarlar, kaliteli minber ve mihraplar, yumuşacık halılar, ekolu ses sistemleri, boy boy minareler almış başını giderken secde yerleri yıllardır bekledikleri alınlara hasret kalmış, vakit namazlarında cemaate susamış camilerle karşı karşıyayız. Öyle bir manevi uçuruma doğru gidiyoruz ki felaket desek yeridir. Vakit namazlarında camiye giden cemaat sayısı neredeyse sıfıra düşmüştür. Bazen koca koca camilerde imam efendi ve arkasında 3-5'i geçmeyen cemaat vardır. Yapılan araştırmalarda ateizm, deizm, dinsizlik almış başını gidiyor."

Çok değerli Komisyon üyeleri, ben yıllarca öğretmenlik yaptım. Öğretmenlik yaptığımız yıllarda, Türk tarihinin şanlı sayfalarından olan Trablusgarp, Çanakkale, Sakarya, Büyük Taarruz, Dumlupınar Savaşlarının Mustafa Kemal'in üstün zekâsı ve dehası neticesinde kazanıldığını ve bu üstün ve büyük deha sayesinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığını, cumhuriyetin ilan edildiğini, bu ilanı sağlayan Mustafa Kemal'in sevgisini ve saygısını da bu genç dimağlara, bu genç yüreklere nakşettik. Şimdi, çarşıda, pazarda, camide karşılaştığımız bu gençler diyorlar ki: "Hocam, siz bize böyle böyle öğrettiniz. Bu zaferlerin kahramanı olan Atatürk'ü hatta Diyanetin kurucusu olan Atatürk'ü, Diyanet cuma hutbelerinde niçin aklına getirmemektedir?" (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bana mantıklı bir cevap verin, ben de bunu öğrencilerime aktarayım. Bu kahramanlığa, bu zaferlere imza atan Mustafa Kemal'in sağladığı cumhuriyetin ilanında hutbe konusu olurken cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk'ü anmaktan niçin imtina edersiniz?

MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) - Anıyorlar, anıyorlar.

AYHAN EREL (Devamla) - Ya bugünleri kutlamayın ya da kutlayacaksanız bugünlerin mimarı olan Mustafa Kemal Atatürk'e Allah rızası için, Allah aşkına, Muhammed aşkına, Ali aşkına bir Fatiha okutun; bunda ne zarar var, ne zarar var? Atatürk bu milletin ortak değeridir. Atatürk'e inanan insanları dışlayarak, Atatürk'ü seven insanları karşınıza alarak cami cemaatini çoğaltamazsınız. Bakın, gençler ne diyor biliyor musunuz? "Hocam, eğer hutbeyi dinlemek farz olmasa cumaya da gitmeyeceğiz." Bugün cami cemaatinin bir saf dahi olamamasının nedenlerini hep birlikte araştıralım. Bir daha diyorum: Mustafa Kemal Atatürk bu milletin, bu devletin ortak değeridir, onu göz ardı ederek bu memlekette birliği, beraberliği, dirliği sağlayamazsınız. Allah rızası için onun ruhuna bir Fatiha göndermek kimleri rahatsız ediyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

AYHAN EREL (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener, Türk milletinin hislerine, duygularına tercüman olduğu konuşmasında "Türk tarihine hakkıyla sahip çıkmak bir şereftir. İstiklal mücadelemizin önderi Gazi Mustafa Kemal'i anmak bir şereftir. Sizler bu şerefle yaşamamayı tercih edebilirsiniz, bu bizim sorunumuz değildir ama unutmayın ki bağımsızlığı sağlamak için ödenmiş bedeller var. O bedeli tereddütsüz göze alıp toprağa düşenlere saygı göstermek zorundasınız. Bu bir lütuf değil, hem dinimizin hem de töremizin gereğidir. Allah aşkına, Muhammet aşkına, Atatürk'le alıp veremediğiniz nedir? Vatanı işgale yeltenen Yunanlılar, Fransızlar, İngilizler Mustafa Kemal'e düşman olsa anlarım ama Diyanetin Atatürk'le ne problemi var, ne sorunu var?" demiştir.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)