GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları Kanununda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:67
Tarih:16.03.2022

ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 8'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, kanun "Diyanet İşleri Başkanlığı İslam'la ilgili işleri yürütür, din konusunda toplumu aydınlatır, ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütür, ibadet yerlerini yönetir." diyor. Kanun "Diyanet İşleri din konusunda toplumu aydınlatır." diyor. Şimdi, bu Diyanet İşleri din konusunda toplumu aydınlatma görevini yıllarca FETÖ'ye verdi. Şimdi ben size soruyorum: 15 Temmuz darbe girişimine kadar Diyanet İşleri Başkanının FETÖ konusunda tek bir olumsuz cümlesini duydunuz mu? Duymadınız. Bırakın duymayı, FETÖ'ye laf söylemek dine laf söylemekle eşit değerde tutuldu. 15 Temmuz darbe girişiminden sonraysa Diyanet "FETÖ sapık bir kültür ve sahte bir mehdidir." dedi. E, günaydın, öyle. Hadi, bu iktidar aldandı, kandırıldı. Diyanet İşleri, bu ülkenin zeki çocukları FETÖ'nün elindeyken ne yapıyordu? Söyleyeyim, Diyanet İşleri Başkanı da sahte mehdinin yanında yöneticilik yapıyordu.

Bakınız, yine kanun şöyle diyor: "Diyanet İşleri Başkanlığının önemli görevlerinden biri de ahlak esaslarıyla ilgili işleri yönetir." Güzel, şimdi, ben size soruyorum: Diyanet İşleri Başkanı millet aç açıktayken "3 yerden, 4 yerden, 5 yerden maaş almak ahlaksızlıktır." diyebildi mi? Diyemedi. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın milletvekilleri, bakınız, bu ülkenin küçücük kız çocukları cemaat yurtlarında diri diri yandı; gencecik tıp fakültesi öğrencisi baskıya dayanamayıp intihar etti; bu ülkenin çocukları yurtlarda tacize, tecavüze uğradı. Peki, Diyanet İşleri Başkanlığı "Bir kereden bir şey olmaz." diyene "Sen ne diyorsun? Taciz, tecavüz günahtır, ayıptır, yazıktır." diyebildi mi? Diyemedi. Ama ne dedi, biliyor musunuz, bakın: "Baldızla zina nikâh düşürmez." diye fetva verdi, iyi mi? Aynı Diyanet "Karides, kalamar haram." diye fetva verdi. Yani karides, kalamar haram, baldız helal. Yani soruyorum sizlere: Diyanet İşleri bu millete hangi ahlakı anlatıyor? Sayın milletvekilleri, Diyanet İşleri Başkanı helali, haramı konuşacaksa karides, kalamar üzerinden değil, tüyü bitmemiş yetimin haklarını çalanlar üzerinden konuşsun.

Bakınız, bu milletin parası çalındı sayın milletvekilleri, 128 milyar dolar kayıp. Bu milletin çocuklarının sınav soruları çalındı, FETÖ'nün kirli çocuklarının eline sınav soruları verildi. Bugün de "mülakat" adı altında KPSS'de 1'inci olmuş gençlerimiz elendi, torpili olanlar yerleşti yani bu milletin geleceği çalındı. Peki, siz hiç Diyanet İşleri Başkanından çalmanın haram olduğu, kul hakkı yemenin günah olduğu konusunda bir tek açıklama duydunuz mu? Duymadınız. Siz hiç Diyanet İşleri Başkanının kul hakkından, kibirden, israftan, adam kayırmacılıktan söz ettiğini duydunuz mu? Duymadınız. Bakınız, sayın milletvekilleri, vatandaş çöpten ekmek toplarken "Kuru ekmek yiyorlarsa toktur." diyenlere, fakirlere "Gerçek mümin yoklukta sabreden, acıyı bal eyleyen..." Kendisi, ejder meyveli sofralarda hep tok olanlara "Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir." diyebildi mi? Diyemedi. (CHP sıralarından alkışlar) Peki, millet açken "itibar" diyerek saray yapanlara, "Bu sarayı kendi paranla yaptıysan israftır, milletin parasıyla yaptıysan günahtır." diyebildi mi? Diyemedi.

Bakınız, sayın milletvekilleri, dinimizde beytülmal yani devlet bütçesi halka aittir. Yani gerek alırken gerekse harcarken haksızlıktan kaçınmak gerekir. Bu zalim iktidar fakirin fukaranın, garibin gurebanın çocuk bezinden, kefen bezinden kuruşu kuruşuna vergi aldı, 5'li çetenin vergi borcunu sıfırladı. Peki, bu Diyanet İşleri "Kul hakkıdır, yetim hakkıdır, günahtır." diyebildi mi? Diyemedi.

Bakınız, sayın milletvekilleri, serveti bir yüzükle ölçülemeyecek kadar çok olan ve servetinden dini için vazgeçen Hazreti Ebubekir "Müminlerin işlerini üzerime aldığımdan beri haklarından bir dinar veya bir dirhem hesabıma geçirmedim. Yediklerim onların yediklerinin kötüleri, giydiklerim sert ve kabalarıdır." diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Arık.

ÇETİN ARIK (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Peki, bu Diyanet İşleri Başkanı "Bir yüzükle gelip devletin malıyla Karun kadar zengin olmak günahtır, ayıptır, yazıktır." diyebildi mi? Diyemedi, diyemez de.

Bakın, sayın milletvekilleri, biz, Diyanete, Diyanet İşleri Başkanlığına karşı değiliz. Yani karşı olduğumuz şey, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurumun bir siyasi partinin arka bahçesi hâline getirilmesidir, Diyanet İşleri Başkanının şeyhülislamlık rüyası görmesidir. Biz, Rifat Börekçi gibi kendi işini yapan Diyanet İşleri Başkanına hep saygı duyduk ve saygı duyarız. Unutmayın ki biz Diyanet İşleri Başkanlığını kuran partiyiz.

Hepinizi saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)