GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:68
Tarih:17.03.2022

HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dün bir vesileyle yani kamu-özel iş birliği projeleri bağlamında verilen bir önerge üzerine konuştuk, bugün de biz bu önergeyi getirdik. Bu önerge, esas itibarıyla, Türkiye'nin son zamanlardaki ekonomik krizinin de kaynaklarına işaret eden bir önerge. Yani kısaca niçin böyle düşündüğümüzü anlatmaya çalışayım.

Bir kere, bu "5'li çete" lafı gazetecilerin bulduğu bir laf ya da siyasetçinin; bilmiyorum ben nasıl yerleşti ama kastedilen şey kamu-özel ilişkileri yani kamunun özellikle ihalelerde özel sektörle kurduğu bağlantı ve bu bağlantının yarattığı çarpıklıklar bir bakıma konu ediliyor. "Nasıl çarpıklıklar?" diye bakarsanız, 5 tane inşaat şirketi olarak başlayan grup var, zaman içinde bunların hemen hemen hepsi holding oldu ve sadece inşaat sektörü değil, başka sektörlere de yayıldılar; Adalet ve Kalkınma Partisi kendi sermaye gruplarını böylelikle yaratmış oldu. Diyebilirsiniz ki "Kendini bir şekilde kurucu gören iktidarlar kendilerinin yaslanacağı bir sermaye grubu oluştururlar, bu da çok anormal değil." Fakat değerli arkadaşlar, gerçekten bu -yani nasıl söyleyeyim- 5'li holdingin çok ötesine geçen bir durum. Bir anlamda, ekonominin bütün dengelerine büyük ölçüde etki eden bir gelişmeye tanıklık ediyoruz bu çerçevede. Fakat asıl söylemek istediğim, bu ihalelerle, Hükûmetin verdiği ve daha birçoğu davet usulüyle verilen ihalelerle oluşmuş olan bu sermaye grupları gerçekten de iktidarın ayakta durmasını sağlayan kaynakları teşkil ediyor. Bununla ilgili bir örnek vereceğim, bu örnek üzerine birkaç şey söyleyeceğim ama altını çizmek istiyorum ki bu ülkede -hemen hemen bu coğrafyada diyelim- servet biriktirme aracı devlettir; her zaman böyle olmuştur. Dolayısıyla da kamunun özel kesimle olan ilişkileri hep şaibeli olmuştur. Dün ifade etmeye çalıştığım KİT sistemi -ki o zamanlar KİT sistemi birçok kesim tarafından savunulurdu ben özellikle 80'li yıllar öncesini söylüyorum ama 80'li yılların sonrasında da bu devam etti- KİT'ler esas itibarıyla özel kesime kaynak aktaran mekanizmalar olarak çalıştırıldılar. Kim tarafından? Siyasetçiler tarafından yapıldı, bu mekanizma kuruldu. Nasıl oluyordu bu? Çok açık söyleyeyim; özel sektörün girdilerini üretiyorlardı kamu iktisadi teşebbüsleri, ürettikleri malların fiyatları Bakanlar Kurulu tarafından maliyetinin altına fiyatlanıyordu ve dolayısıyla da özel kesimin maliyetlerini düşürüyorlardı. Niçin yapıyorlardı bunu? Özel kesimin maliyetleri düşünce ne olacaktı, beklenti neydi? Fiyatların düşmesiydi ama fiyatlar düşmedi değerli arkadaşlar çünkü çok az sayıda firma vardı. Dolayısıyla da fiyatların üzerinde bir baskı oluşmadı. Ne oldu peki? Özel kesimin bu kaynak aktarımıyla kâr marjları ve dolayısıyla da sermaye birikimi kârları artmış oldu. Bu mekanizma herkesin gözü önünde oldu. Biz, o zamanlar -90'lı yıllardan söz ediyorum- buna itiraz ettik, daha sonraki yıllarda bunun anlamı değerlendirilir.

Şimdi, bakın, size bir örnek vererek geri kalan zamanımı kullanayım. Şimdi, "5'li çete" denilen grubun bir holdingi, Kalyon grubu, bakın, şu ihaleleri almış: Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro Hattı, İstanbul-Şile-Ağva Yolu, Üçüncü Havalimanı, İnegöl Doğal Gaz Dağıtım Hattı, Başakşehir Stadyumu, Çayırhan Termik Santrali, Melen İsale Hattı, Kıbrıs Su Temin Projesi Boru Hattı, Çanakkale-Ezine-Ayvacık Yolu; bu daha devam ediyor değerli arkadaşlar. Bir sürü ihaleyi almış bu şirket, iyi yapmış, peki fakat bu şirket aynı zamanda "Zirve Holding" denilen bir holdingi oluşturuyor. Zirve Holding, duyanlarınız var mı, bilmiyorum. Zirve Holding esas itibarıyla Çalık Holdingden Turkuvaz Grubunu satın aldı. Turkuvaz Grubu ne?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.

Turkuaz Grubu şu arkadaşlar: ATV, A Haber, Takvim, Sabah, Fotomaç, Yeni Asır gibi birçok medya kuruluşu ki ben şöyle bir toplama yaptım; 9 tane radyo istasyonu, 16 tane dergi, 12 tane televizyon, 5 tane gazete Turkuvaz Grubunun sahip olduğu medya şirketleri; bu medya şirketi Kalyon grubuna ait. Şimdi, tuhaflığı görüyor musunuz? Bu medya grubu nedir? "Yandaş medya" dediğimiz bir medya grubudur. Yani, yatıp kalkıp "Yaşasın iktidar!" diye bağıran bir medya kuruluşu ve bu medya kuruluşu iktidardan, devletten inanılmaz sayıda ihale almış ve bu ihalelerin çoğu da bir yarışma sonucunda değil, tamamen davet usulüyle veya pazarlık usulüyle alınmış.

Değerli arkadaşlar, bu yapı işte bugün içinde bulunduğumuz krizin de ana sebebidir. Fiyatların düşmüyor olmasının sebebi budur, yoksa stokçular falan değildir. Bu holding yapısını değiştirmeden, bu kartel yapısını değiştirmeden Türkiye'de hiçbir şey olmaz.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)