GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:70
Tarih:23.03.2022

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, sayın vekiller; bir tarafta para ve deneyim bakımından güçlü, iktidara yakın şirketler var, karmaşık ürün ve hizmetleri piyasaya sürüyorlar; öte taraftan, tüketicinin bu mal ve hizmetler konusunda yeterli bilgiye sahip olması mümkün değil. İhtiyaçları nedeniyle bağımlı kimseler olarak teknoloji ve üretimin ulaştığı baş döndürücü hız nedeniyle halkımız, çoğu zaman, satın aldığı malın ya da hizmetin kalitesi hakkında bilgi sahibi dahi olamıyor. Şartlardan doğan tehlikelerin ve zararların bilinme imkânı mümkün olmuyor. Sağlıklı bir iradeyle karar verecek durumda olunmaması, halkımızın şirketler, tekeller, piyasa karşısında zarara uğramasına, sömürülmesine neden oluyor. Bireyler ve tekeller, bireyler ve şirketler, bireyler ve girişimciler, hatta, şöyle de söyleyebiliriz, yurttaş ve hükûmetler tarafları oluşturuyor. Taraflar arasında korkunç bir eşitsizlik var, dengesizlik var ve teknoloji gelişip karmaşıklaştıkça bu fark daha da açılıyor ve uyuşmazlıklar oluşuyor. O zaman, devreye, kamu yararına duruma müdahil olacak güçlü mekanizmaların girmesi gerekiyor ancak uyuşmazlıklarda başvurulan hukuk normları gelişmelerin çok gerisinde, demokratik, katılımcı, şeffaf bir yapıda da olamıyor. Türkiye'de tüketicinin korunması mevzuatı uluslararası hukuk alanındaki gelişimin, hızın gerisinde kalıyor, ayak uyduramama gibi bir sorun var ve bunun da faturasını halkımız ödüyor. Ancak sorun sadece gelişen teknolojiye, değişen dünyaya ayak uyduramamaktan kaynaklanmıyor, aynı zamanda toplum yararını, kamu çıkarını temel politika olarak görmeyen siyasi anlayıştan besleniyor. Halkın çıkarlarını korumak yerine halkı gelir kaynağı olarak görmek, halkı müşteri olarak görmek en büyük günahı oluşturuyor, ranta, kâra, sömürüye dayalı politik kararların terk edilmemesi durumunda yasalar da fayda vermiyor.

Dolaysız vergileri düşünelim yani hükûmetlerin yaptıklarına bakalım. Dolaysız vergi gelir ve servete göre alınan vergi, dolaylı vergi de örneğin harcamalar üzerinden alınan vergi değil mi? Yol, su, elektrik olarak bize dönecek olan vergiler. Bu vergilerin nasıl harcandığına baktığımız zaman, servetten vergi alınmazken yurttaşlar ücretlerini alırken cebine girmeden vergisini ödüyor. İşçiler, emekçiler ya da işsizler ödedikleri KDV, ÖTV gibi vergileri çifte vergi şeklinde ödemiş oluyorlar, şirketler ise ÖTV ve KDV'yi gidere atıp bu vergileri ödemedikleri gibi, bir de şirketler vergi muafiyetlerinden yararlanıyor, teşvikler alıyor. Buna göre, en büyük tüketici hakkı ihlali vergi sisteminden kaynaklanıyor. Üstelik halkın yol, su, elektrik, hizmet almak için devlete ödediği vergiler geçilmeyen köprülere, uçulmayan havalimanlarına, uçan saraylara, yüzen saraylara, şatafata, savurganlığa gidiyor. Yani balık baştan kokuyor.

Türkiye ağır ekonomik bir buhran içindeyken önce şunu söyleyelim: Bir kere, şu zamları geri alın. Toplam vergi gelirleri içindeki bu dolaylı vergileri, yüzde 75 dolaylı vergi payını kaldırın. "Bu projeler için cebimizden tek kuruş bile çıkmadı." şeklinde gayriciddi açıklamalardan, aydınlatıcı olmayan açıklamalardan vazgeçin; uygulamalardan da vazgeçin. Otoyol, HES, köprüler, havalimanları, özelleştirmeler aracılığıyla yer üstündeki kaynakları, varlıklarımızı tüketen şirketlerden; iktidarların koruması altında yer altı kaynaklarını yağmalayan, doğayı, çevreyi tahrip eden şirketlerden, onların uygulamalarından da vazgeçin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Son cümlem...

BAŞKAN - Buyurunuz.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Ne şirketlerin ne iktidarların, kimsenin, hiçbir gücün Türkiye halklarının bugününe de geleceğine de ipotek koymaya hakkı yok diyoruz; yaşanacak bir ülkeyi bu düzeni değiştirerek hep birlikte kuracağız.

Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)