| Konu: | Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 70 |
| Tarih: | 23.03.2022 |
OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, enflasyon almış başını gitmiş, işsizlik öyle bir hâle gelmiş ki artık milyonlarca işsiz iş aramaktan umudunu kesmiş, zamlar her gün üzerimize yağıyor ve her geçen gün bir önceki günümüzü aratıyor. Halk markete, pazara gidemiyor, korkuyor ve en temel yaşamsal ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hâle geldi. Bu ülkede raflardaki bebek mamalarına, ayçiçeği yağına kilit vuruldu, marketlerde çalışan özel güvenlik görevlileri bu rafların önüne dizildi. Sizin "Cari açık azaldı, ekonomimiz büyüdü." laflarınızın gerçek yaşamdaki karşılığı ne biliyor musunuz? Bunun gerçek yaşamdaki karşılığı, halkın cebindeki delik büyüdü.
Evet TÜRK-İŞ'in verilerine göre şubat ayında açlık sınırı, asgari ücretin 300 lira üzerine çıkarak 4.552 liraya yükseldi, yoksulluk sınırı 15 bin lirayı aştı. Sözde, gıda ürünlerinde KDV'yi yüzde 1'e indirdiniz, hani enflasyona ezdirmeyeceksiniz ya halkı. Sonuç ne oldu? Her bir yurttaşın yediği, içtiği ne varsa hepsine aslında yüzde 100 zam bindirdiniz.
Bakın, KDV oranı yüzde 8 uygulanırken 2 Ocak 2022'de 5 litre ayçiçeği yağı 105 lira. Burada, devletin aldığı vergi ne? 8,4 lira. Gelelim 22 Mart 2022, KDV oranı yüzde 1 uygulanırken 5 litre ayçiçeği yağı 219 lira. Aldığınız vergi ne? 21,9 lira. "İndirdim." dediğiniz şey aslında tam bir bindirme. Buna ihtiyacınız var, vergileri indiremezsiniz çünkü siz halktan alıp zengine, şirketlerinize verdiğiniz bir sistem kurdunuz ve bu sistemin işlemesi için her attığımız adımdan vergi alır hâle geldiniz.
Evet, dışa bağımlı tarım politikalarınız sonucunda çiftçinin toplam borcu 210 milyar liraya ulaştı. Mazota, tohuma, gübreye gelen zamlarla çiftçi artık tarlasını ekemiyor, traktörünü satıyor, ürettiği sütü sokağa döküyor. Tarım ülkesi olan Türkiye'yi, tarım ithal eden ülke durumuna getirdiniz ve halkı savaş dönemlerindeki gibi kuyruklara soktunuz. Et ve Süt Kurumu Başkanınız çıktı, kuyruklar azalsın diye zam yaptığını söylüyor; gerçekten utanma sıkılma yok. O kuyruktaki insanlar, o uzun kuyruklara giren insanlar evindeki çocuklara et götürebilmek için, gramla et alabilmek için o kuyruklarda saatlerce bekliyor. Sizin yaptığınız, o çocukların önünden eti almak.
Evet, işsizlik sayısını 8,5 milyona çıkardınız, ülkeyi yabancı şirketlerin ucuz iş gücü cenneti hâline getirdiniz. Çıkmış, Ekonomiden Sorumlu Bakanınız Nebati -yine utanma yok- "Bir problem yaşadığınızda bize hemen ulaşırsınız. Bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda Cumhurbaşkanımız var, mevzuatı değiştiririz." diyor. Yani diyor ki "Bakın burada kelepir emek, kelepir memleket var, gel yağmala, gel sömür; ne hukuk, ne kural, ne kaide hiçbir şeye gerek yok. Sendikal hakları da tamamen sıfırlıyoruz biz ve önünüze ne engel çıkarsa Cumhurbaşkanımız var, bir gece yarısı kararnameyle o engelleri kaldırırız." Ha, bu davete Amazon -vergi kaçakçısı, emek hırsızı, sendika düşmanı Amazon- icabet etmiş ve ülkemize üs kuracakmış. Nerede? Tuzla'da. Bir kez daha uyarıyoruz buradan: Evet, bu ülkede sömürü varsa direniş de var. Gebze'de, o Tuzla'nın yanında Gebze Farplasta DİSK'e bağlı BİRLEŞİK METAL-İŞ, LASTİK-İŞ ve LİMTER-İŞ'te örgütlendiği için işten atılan; Çerkezköy PAS South Fabrikasında PETROL-İŞ Sendikasına üye olduğu için işten atılan; Çorlu'da Lila Kâğıt Fabrikasında yine SELÜLOZ-İŞ Sendikasına üye olduğu için işten atılan işçiler fabrika önlerinde sendikal hakları için, insanca bir yaşam için direniyorlar. Direniş varsa başarı da vardır. Biz mutlaka kazanacağız.
Ve halk, tarihte eşi görülmemiş bir yoksullaşma tehdidi altındayken bir tarafta da ciddi zenginleşme var, bu zenginliğin kaynağı demin de dedim: "İşçinin alın terinden, halkın cebinden çıkan, çalınan kazanılanlardır." Ve en büyük soygun da kur korumalı mevduattadır. Dolar garantili faiz sistemine para yatıranlar yattığı yerde, hiçbir emek harcamadan üç ayda net yüzde 27,5 faiz elde etti ve ödenen faizin yıllık karşılığı yüzde 110, yıllık bileşik faizi ise yüzde 164'tür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
OYA ERSOY (Devamla) - Soygun burada bitiyor mu? Bitmiyor. O, yap-işlet-devretlerle yaptığınız geçiş garantili otoyollar, köprüler, tüneller, yolcu garantili havalimanları; işte, bunların hepsiyle şirketleriniz kârlarına kâr katarken halkın sırtına döviz üzerinden on yıllarca ödenecek yüzlerce milyar dolar borç yüklediniz ve en son elektrik zamlarıyla da o 5'li çeteye halkın cebinden bir hortum bağladınız. Bu da yetmiyormuş gibi 10 elektrik şirketine kamudan, halkın vergilerinden 14,4 milyar lira ödediniz.
Ekonomik krizin yükünden halkı kurtarmak mümkün müdür? Evet, mümkündür. Öncelikle krizin sebebi ortadan kaldırılacak, saray rejimine son verilecek, neoliberal politikalara son verilecek yani yağma, talan ve sömürü politikalarına son verilecek ve bütün halktan o aldıklarınız, çaldıklarınız halka iade edilecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı).
OYA ERSOY (Devamla) - Başta eğitim, sağlık, barınma olmak üzere kamulaştırılacak ve ülkedeki kapitülasyonlar kaldırılacak. (HDP sıralarından alkışlar)