| Konu: | Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 70 |
| Tarih: | 23.03.2022 |
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 320 sıra sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesiyle ilgili olarak İYİ Parti Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu maddeyle tüketicinin açık talebi olmaksızın kredi bağlantılı sigorta yapılamayacağı, tüketicinin istediği sigorta şirketinden sağladığı teminatın kredi veren tarafından kabul edilmesi gerektiği ve kredi sözleşmesinde krediyle ilgili olanlar hariç yan ürün ve hizmetlerin satın alınmasının şarta bağlanamayacağı teklif edilmektedir. Bu maddeye olumlu baktığımızı belirtmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, zengini daha zenginleştiren, fakiri kuru ekmeğe muhtaç hâle getiren mevcut ekonomik yapı içinde her gün gelen zamlar, artan enflasyon, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısının yarattığı sosyal problemler sebebiyle intiharların yaşandığı günümüzde, tüketicilerin binbir fedakârlıkla tasarruf ettikleri birikimlerini aldatılmadan harcamalarını sağlamak bakımından tüketicilerin daha fazla korunması gereği apaçık ortadadır. Bu bakımdan, önerilen değişiklikleri önemli bulmaktayız.
Değerli milletvekilleri, tüketicilerin yaptığı harcamalarda alışveriş yaptığı kişi ya da kurumların haksızlıklarına uğramaları, aldatılmaları; farklı fakat birbiriyle ilişkili 2 faktörden kaynaklanmaktadır. Birincisi, değerlerin erozyona uğradığı ahlak sorunudur. Açıklamak için Doğan Cüceloğlu'ndan bir anekdot sunmak istiyorum. Doğan Cüceloğlu bir seminerinde yere bir parça ekmek koymuş ve "Bu ekmeğe basacak birisi var mı?" diye sormuş, hiç ses çıkmamış tabii. "Sahneye gelip bu ekmek parçasına basana 100 dolar vereceğim." diye devam etmiş, salonda yine çıt yok. Fiyatı artırıp 5 bin dolara kadar getirmiş, bu sırada salonda bulunanlardan birisi "Hocam, istersen 500 bin dolar ver, yine bize o ekmeği çiğnetemezsin, boşuna uğraşma." demiş; Doğan Cüceloğlu da "İşte, değerler eğitimi budur." diye noktayı koymuş. "Para vererek ekmek çiğnetebileceğiniz insan sayısı yok denecek kadar azken bedavaya yalan söyleyen, insanları aldatan, riyakâr, dedikodu yapan, yetim hakkı yiyen insanların bu kadar çok olması biraz garip değil mi? Acaba yalan söyleme, aldatma, sahtecilik konularında bu kadar hassas olamaz mıydık? Yere düşen ekmeği çiğnememek için duyduğumuz hassasiyet bazı değerlerimiz çiğnenirken niçin kendini göstermiyor acaba?" diye ekliyor Cüceloğlu.
Değerli milletvekilleri, değerler öğretilmez ise bu sonuçlar normaldir ancak erozyonun kişisel olduğu kadar kurumsal olduğunu da ifade etmeliyim. Yönetimlerin, yıllardan beri yaptıkları işlemlerde, bilerek ve isteyerek yandaşlığı, usulsüzlüğü esas almaları değerler erozyonunda önemli bir etkendir ve erozyon yirmi yıldan beri sistematik bir şekilde kurumlara yayılarak devam etmektedir.
Değerli milletvekilleri, tüketicinin korunmasıyla ilgili ikinci konu ise yanlış ekonomi politikalarıyla paranın alım gücünün azaltılması yani vatandaşın enflasyona ezdirilmesidir. TÜİK'in yumuşatılmış verilerinde bile enflasyon yüzde 55 ve birçok üründe fiyat artışları yüzde 200'lere varmışken Hazine ve Maliye Bakanı "Hiç kimseyi enflasyona ezdirmedik, bundan sonra da ezdirmeyeceğiz." diyor. Bir süre sonra enflasyonu fark ediyor ki "Şu anda enflasyonun baskısı altındayız, halledeceğiz." diyor. Önceki gün Şanlıurfa'da "Enflasyonla ilgili bir sıkıntımız var, aşıyoruz, aşacağız." diyor. Hem "Ezdirmedik." diyor hem de "Enflasyon baskısı altındayız." diyor. Sayın Bakanın bundan sonra ne diyeceğini gözlerine baksak da tahmin edemeyiz. Bu arada, Sayın Nebati Bakan yabancı yatırımcılara da garanti verdi. "Bir problem mi yaşadınız? Rahat olun, bize hemen ulaşırsınız, bürokrasiyi alaşağı ederiz; arkamızda Cumhurbaşkanımız var, rahat olun, mevzuatı da değiştiririz." dedi. Bunlar devlet anlayışınızı altüst eden sözlerdir. Bu devlet, aşiret devleti değildir Nebati Bakan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Siz öyle düşünseniz de bu devletin şahıs devleti olmadığını; kurum ve kuruluşları, yasa ve yönetmelikleri olan, kökü mazide olan bir devlet olduğunu hatırlatmamız lazım.
Değerli milletvekilleri, milletimiz merak etmesin, İYİ Parti olarak akıllı projelerimizle, liyakatli kadrolarımızla ülkemiz ekonomisini içinde bulunduğu krizden çıkarıp, tüketicilerin haklarını eksiksiz koruyup, kurumları yerli yerine oturtup şeffaf yönetimle ülkemizi huzura, mutluluğa ve refaha biz ulaştırırız, biz hazırız diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)