GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:70
Tarih:23.03.2022

BEDRİ SERTER (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Yine yangından mal kaçırırcasına gündeme alınan kanun maddelerini tartışıyoruz. "Bunu bir geçirelim, sonra gerisine bakarız." anlayışı ülkeyi batırmaya devam ediyor. Artık iktidarsız iktidarınız ne yapacağını bilemez hâldeyken son düzlükte hız kesmeden talan politikalarına devam diyorsunuz. Bir yandan da millete "Bak arkadaş, ben senin haklarını, tüketici haklarını tekrar tekrar revize ediyorum, Meclisi bu işler için son hızla çalıştırıyorum." diyor, göz boyamaya çalışıyorsunuz ama milletimiz artık yemiyor, tüm çırpınışlarınız boşuna.

Tüketicinin Korunması Kanunu ilk kez 1995'te çıkarılmış, 2014'te iktidarınız döneminde yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Kanun'la 4077 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış; 6502 sayılı Kanun'da sekiz yıldan bu yana 8 defa da değişiklik yapmışsınız.

Ben -bildiğiniz gibi- milletvekili olmadan önce iş insanı olarak mobilya sektöründeydim. Sektör olarak AR-GE, modelleme, dizayn, sağlamlık çalışmalarından sonra, en son, tüketicinin keyifle kullanabileceği ürünleri üretir ve sunarız. 1995 yılında 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Kanunu'yla başlayan süreçte mobilya sektörünün üreticileri ile tüketicileri arasında ciddi bir çalışma olmuş, ortak bir anlayış geliştirilmiştir ve bu düzlükte yüzde 95'e yakın uygulama ortaya konulmuştur. Tabii ki yıllar geçtikten sonra, değişen ihtiyaçlar doğrultusunda da kanunlar üzerinde çalışmalar yapılabilir ve yapılmıştır da. Fakat yine bu kanunda "Ben yaptım, oldu." deyip diretmekte niyetlisiniz. Soruyorum: Bu madde üzerinde çalışırken Türkiye'nin mobilya sektörü temsilcileri, odaları, dernekleri bu kanun değişikliğinden haberdar edilmiş miydi? Onların görüşleri, önerileri, düşünceleri ve mesleki deneyimleri göz önüne alınmış mıydı? Pandemi dönemiyle çöken mobilya sektörü şimdi de AKP'nin iş bilmez, piyasa tanımaz, sadece rant ekonomisini önceleyen ekonomi politikalarıyla uğraşmasını izliyor ve sonuca gidiyor bu halk. Mobilya sektöründeki fiyat artışlarının ne kadar olduğunun farkında mı acaba bu yasayı yapan zatımuhteremler? Sektörün acil talep ve isteklerini hiç duymamışlar mı acaba? Tek adam sisteminde bilenen tek şey "Her şeye ben karar vereyim, her şeyi ben dizayn edeyim. Millet kimmiş! Ben ne dersem o olur." anlayışıyla Türkiye'yi de ülkenin önde gelen sektörlerini de ya bitirdiniz ya da bitirme noktasına geldiniz.

Sizlere mobilya sektörünün ham madde olarak kullanıldığı belli başlı birkaç kalemi, bu kalemlerin artışlarını sıralamak istiyorum: Mesela, süngerin 2021'de 600 lira olan metreküpü şu gün, altı ay sonra 1.120 lira; kumaş, normal bir döşemelik kumaş geçen sene 23 lira, bu sene 66 lira; aynı şekilde, birinci sınıf bir ham MDF geçtiğimiz sene 250 lira, bu sene 750 lira; en son, birinci sınıf gürgenin metreküpü 2020'de 900 lirayken şimdi 8.500 lira. "Nedendir bu artışlar?" diye acaba hiçbiriniz sormuyor musunuz kendi kendinize? Sektörün üreticileri bu fiyatlarla boğuşurken inat yapar gibi üreticinin üstüne yeni yeni vergiler getirip onları boğmaya çalışmak ancak AKP'ye yakışır (!) Sektörde zaten standart ürünlerde ürün teslim termini otomatik olarak otuz altmış gün arasındadır. Özel imalatta ve özellikli mobilya yapımlarında üretici ve tüketici arasında yapılan sözleşmeler geçerlidir. İmalatın yapım zorluğu ve teslim yerine göre teslim tarihleri dört ay ile bir yıl arasında değişebilir ama Komisyon görüşmelerinde 7'nci maddeye dair bir noktaya değindik ve kanun maddesinde tüketicinin isteği ve kişisel ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan, standarda yakın mallara ilişkin sözleşmelere "Teslim süresi her durumda altmış günü geçemez." ibaresinin eklenmesini talep ettik ve ediyoruz.

Yine, iktidarın iş bilmezliği ve sektörü tanımamasının sonucunda geldiğiniz noktada, mobilya sanayisini, ham madde tedariki başta olmak üzere pek çok konuda mağdur duruma getirmiştiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

BEDRİ SERTER (Devamla) - Böyle bir ortamda hâlâ üretim yapmak için çaba sarf eden üreticilerden vergi borcu olanların hesaplarına bloke koyuyor ve icrayla üstüne gidiyorsunuz. Bugün geldiğimiz noktada ürün almak isteyen tüketici güven, malını satmak isteyen üretici ise önünü görmek istiyor.

Bu itibarla, 2 tarafın mağdur edilmeyeceği, devletin yatırımlarıyla garantör olacağı bir sistemi kurmak, inşallah, bize nasip olacak diye düşlemekteyiz. Bu konunun eksik noktalarını en kısa zamanda tamamlayıp ümit ediyorum, sonuca vardıracağız.

Şu anda hepinize saygılar sunuyorum ama gerçekten, AKP'li milletvekillerinin işi zor; "Bu kadar sorunu burada dinlemek sizi şişirmiyor mu?" diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Teşekkür ederim. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)