GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:71
Tarih:24.03.2022

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

10'uncu madde üzerinde söz aldım ama ben son dönemlerde cezaevlerinde artan hak ihlalleri üzerinde konuşmak istiyorum.

Cezaevlerinde ciddi hak ihlalleri yaşanıyor. Evet, cezaevleri ülkemizde her zaman yapılan işkencelerle, hak ihlalleriyle gündeme geldi ama bu dönemki hukuksuzluk ve keyfiyet artık bir yönetim biçimine dönüşmüş cezaevlerinde. Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin yüzlerce başvuru alıyoruz. Aileler arıyor, avukatlar arıyor, mahpusların kendisi bizlere mektup yazıyorlar ama maalesef, bu yaşanan sıkıntıları, sorunları gündeme getirdiğimizde hiçbir sonuç alamıyoruz çünkü bütün yetkililer, bu konuda sorumlu olan kişiler mutlak bir sessizliğe bürünmüş durumda. Özellikle Adalet Bakanlığı, bu konuda, ciddi anlamda bu yaşanan hak ihlalleri konusunda suspus durumda. Adalet Bakanlığının bir an önce buna ilişkin bu sessizliği bozup bir müdahale ve soruşturma açması gerektiğini düşünüyoruz.

Değerli arkadaşlar, Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi son dönemlerde bütün bu hukuksuzlukların yaşandığı bir merkez hâline geldi. Son bir ay içerisinde 2 tutsak yaşamını yitirdi. Sezer Alan, 19 Şubat 2022 tarihinde ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde, infaz koruma memurlarının kendisine yönelik kötü muamelede bulunduğunu, işkence yaptığını ifade ediyor. Bu telefon görüşmesinden sonra Sezer Alan yaşamını yitirdi. Yine, aynı cezaevinde 28 yaşındaki Sinan Kaya şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Daha dün Van T Tipi Kapalı Cezaevinde Can Güder isimli bir genç yaşamını yitirdi, hatta dün basına da yansıdı, Can Güder'in ailesi çocuğunu cezaevinden alırken cenaze aracı bile verilmedi yani bir türlü bitmeyen bir kin, öfke ve nefret duygusu ailelere, cenazeler üzerinden topluma gösteriliyor.

Bakın, bu şüpheli ölümler son dönemlerde artmaya devam etti. Açıkçası, bu ölümler her ne kadar şüpheli olarak tanımlansa da bizim açımızdan bunlar cinayettir. Eğer böyle olmadığı düşünülüyorsa bir an önce Adalet Bakanlığının bu şüpheli ölümlerle ilgili bir soruşturma açması, yine, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun bu cezaevlerinde incelemelerde bulunması gerekiyor ki bu şüpheli ölümlere ilişkin toplumu da aileleri de bizleri de aydınlatsın.

Yine, Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevine ilişkin hukuksuzluklar bitmiyor. Bu cezaevinde olan tutukluların hepsi tek kişilik hücrelerde tutuluyor. Oysa, ilgili Anayasa maddesine göre de bu cezaevlerinde tek kişilik hücrelerde tutulması için ağırlaştırılmış müebbet cezası alması gerekiyor ama bu maddeden ceza almayan bütün tutuklular şu an tek kişilik hücrede tutuluyor. Açıkçası bir tecrit politikası uygulanıyor mahpuslar üzerinde, bu şüpheli ölümler de böylesi bir ortamda gerçekleşiyor.

Benzer hukuksuzluklar Patnos Cezaevinde de yaşanıyor. Biz Patnos Cezaevine ilişkin aslında onlarca önerge verdik, burada basın toplantıları düzenledik, yine, cezaevi yönetimiyle görüştük ama maalesef, orada da herhangi bir çözüm bulunamadı, herhangi bir adım atılamadı.

Bakın, cezaevi inşa edilmiş ama su şebekesi düşünülmemiş. Cezaevinde şu an su şebekesi yok; kuyu kazılmış, kuyudan mahpuslara su veriliyor ve bu kuyudaki suyun kükürt oranı çok yüksek, çok ciddi anlamda kötü kokuyor ve mahpuslar bu suyu kullandığında ciltlerinde çeşitli yaralar çıkıyor ve bu suyu içemiyorlar, mecburen su satın almak durumunda kalıyorlar.

Yine, evet, hasta tutsakları çokça gündeme getirdik, her gün bir hasta tutsak yaşamını yitiriyor ve hasta tutsakların tedavisi bilinçli olarak engelleniyor. Bakın, Patnos Cezaevinde de son dönemde 3 mahpus hayatını yitirdi, hasta tutsak yaşamını yitirdi. Şimdi, bunlar sağlık erişimi konusunda sıkıntı yaşıyorlar çünkü Ağrı zaten sağlık alanında en problemli illerden bir tanesi. Dolayısıyla, hem doktor sıkıntısı yaşanıyor hem altyapı sıkıntısı yaşanıyor ama mahpuslar sağlık hizmetlerinin daha iyi olduğu illere sevk istediğinde bu da bilinçli bir şekilde engelleniyor.

Yine, 16 kişilik koğuşlarda 32, hatta 40'a varan kişi kalıyor, böyle ciddi bir kalabalık da söz konusu.

Yine, diğer bir sorunsa zaten insanlar adil yargılanmıyor, talimatlarla yargılanıyor, cezalar veriliyor, sadece AKP'ye muhalefet ettiği için ağır cezalarla cezaevlerinde rehin tutulmaya devam ediliyor ama mahpuslara aileleri bir destek sunduğunda, bu, örgüte yardım ve yataklık adı altında suç olarak görülüyor ve aileler bu konuda cezalandırılıyor. En son Bolu Cezaevinde yatan oğluna para yatırdığı için 84 yaşındaki İbrahim Şek gözaltına alındı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - İbrahim Şek'in sol gözü görmüyor, sağ gözünde de yüzde 70'e varan oranda bir görme sıkıntısı yaşanıyor. Kalp, şeker, tansiyon sorunu var. Sadece oğluna para yatırdığı için şu an gözaltında tutuluyor ve bu, aslında, diğer gözünü de kaybetme riskini de beraberinde getiriyor. Şimdi, mahpuslardan elektrik faturası talep ediliyor, yine, satın aldıkları suyun parası talep ediliyor, kantinde aldıkları ihtiyaçları 10 kat daha fazla bir ücretle talep ediliyor ama ailelere de... "Çocuklarınıza para yatırdığınız için örgüte yardım ve yataklık." gibi saçma sapan iddialarla insanlar gözaltına alıyorlar. O zaman, ya insanları cezaevinde... Zaten haksız, hukuksuz bir yere hapsetmişsiniz, rehin tutmuşsunuz; o zaman, insanların temel ihtiyaçlarını ya siz karşılayın ya da aileler çocuklarına para yatırdığı için saçma sapan gerekçelerle, akıl dışı tutumlarla insanları gözaltına almaktan vazgeçin.

Dolayısıyla, bu, cezaevlerinde yaşanan hukuksuzlukların, biz, son dönemde özellikle bir politika olarak geliştirildiğini, özel bir tutum alındığını çok iyi biliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Ben, bir kez daha cezaevlerinde yaşanan bu hak ihlaline ilişkin hem Meclisin hem de Adalet Bakanlığının bir an önce harekete geçmesi gerektiğini düşünüyorum, Genel Kurulu da saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)