GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:71
Tarih:24.03.2022

AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, tüm halkımızı ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Yağan yoğun kara, baskılara ve faşizme inat Amed'den Urfa'ya, Viranşehir'den Şırnak'a, İstanbul'dan Hakkâri'ye "Nevroz" ateşi etrafında zılgıtlarla halay çeken milyonlarca Kürt'ün talepleri, toplumsal barış, demokratik bir yönetim, ana dilinde eğitim, tecridin son bulması ve tutsakların, siyasi tutukluların serbest bırakılmasıydı. Halkın bu taleplerini buradan bir kez daha dile getirmek istiyoruz. "Nevroz"la yeniden doğan bahar tüm halklara her alanda baharı yaşatsın. Tüm halkımızın "Nevroz"unu tekrardan kutluyoruz. Ana dilimle de "Nevroz"u kutlamak istiyorum. "..."(x)

Evet değerli arkadaşlar, gün geçmiyor ki AKP iktidarı kadınlara, özellikle de özgürlük mücadelesi veren Kürt kadınlarına karşı siyasi ve kadın düşmanı operasyonlar yürütmesin. Diyarbakır'da 16 Martta sabah saatlerinde yapılan baskınlarda adalet nöbetindeki anneler, TJA aktivistleri, HDP'li kadınlar, Rosa Kadın Derneği, EĞİTİM SEN ve SES'in kadın yöneticileri olmak üzere 24 kadın hukuksuz bir şekilde gözaltına alındı. Gözaltına alınan kadınlardan 11'i tutuklanmıştır. Tutuklama gerekçesi olarak 8 Mart ve İstanbul Sözleşmesi'nin etkinlikleri gösterilmiştir. 8 Mart'a ve İstanbul Sözleşmesi'ne tahammül edemeyen tekçi erkek zihniyeti kadınları sindirmeye çalışıyor ve kadınları susturarak aslında toplumu susturmaya çalışıyor. Erkek yargıya ve iktidara karşı susmayan kadın arkadaşlarımızı cezaeviyle korkutacağınızı mı sanıyorsunuz? Şunu iyi bilin ki biz kadınlar sizlerden korkmuyoruz, asıl sizler susmayan, itaat etmeyen, makul görmediğiniz kadınlardan korkuyorsunuz ama kadınlar geri adım atmayacak ve baskılarınıza da boyun eğmeyecek.

Evet değerli arkadaşlar, Türkiye cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri işkenceye dönüşmüş durumda. Cezaevlerinden her gün bir tabut çıkıyor, ağır hasta olan tutuklu ve hükümlüler her geçen gün kötüleşmekteyken, tutuklulara karşı en ağır insanlık suçları işlenirken Adalet Bakanlığı izlemek dışında hiçbir şey yapmıyor; bir Bakan gidiyor diğeri geliyor ama hiçbiriyle de tutukluların durumunda arpa boyu bir iyileşme ve düzeltme yapılmıyor.

Diğer bir husus ise, cezası biten ve tahliye olması gereken insanları akıl dışı gerekçelerle cezaevinde tutmaya devam ediyorsunuz. Bir örnek vereyim: Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde "Leyla" adlı hükümlünün çok su harcadığı gerekçesiyle infazını yaktınız. Aslında bu gerekçeyle "Sen Kürt'sün ve kimliğinde ısrar ediyorsun, üstüne bir de su harcıyorsun, senin özgür kılma hakkını engelliyorum, işte ben bu kadar güçlü bir iktidarım." demek istiyorsunuz, bunu diyorsunuz.

Yine Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde koğuşlara yapılan baskında onlarca gardiyan "Size rahat vermeyeceğiz; haftada bir gün değil her gün koğuşu basacağız." deyip, tutukluları ölümle tehdit edip, ayakkabılarıyla masalara çıkıp eşyaları dağıtmış ve ölüm tehditlerinde bulunmuştur, ki bu durum basına da yansıdı. Bir şey sormak istiyoruz: Koğuşlarda masalara çıkıp tepinen bu gardiyanlar ve buna ses çıkarmayan cezaevi yönetimleri; kendi evlerinizde de masalara çıkıp böyle tepiniyor musunuz? Yani aslında Garibe Gezer'e yaşatılanlar tüm cezaevlerinde uygulanmak isteniyor.

Yine bakın, Mizgin Çiçek beş yıldır Şakran Cezaevinde. Mizgin Çiçek'in geçtiğimiz 17 Kasımda tahliye edilmesi gerekiyordu fakat disiplin kurulunun provokatif yaklaşımları, soruları neticesinde Mizgin Çiçek hâlen keyfî bir şekilde cezaevinde tutulmaya devam ediliyor. Mizgin Çiçek cezaevinde ailesinden bir gitar teli istiyor. Cezaevi, ailesinin gönderdiği o bir gitar teline bir aydır el koymuş. Yani böyle bir uygulama olabilir mi! (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Özgür kadın kimliğine dönük tahammülsüzlük ve Kürt düşmanlığı birleşince cezaevleri, kurullar, mahkemeler, Adli Tıp Kurumu iktidarın güdümünde hareket ediyor.

Yargıya ve Adli Tıp Kurumuna buradan sesleniyoruz: Bile bile takındığınız bu siyasi tavrın mevcut konforuna hiç mi hiç güvenmeyin. Sizin esas almanız gereken, hukuk, meslek ilkeleri ve insanlık onurudur. Sizleri adil olmaya davet ediyoruz çünkü adalet herkese lazım olacak.

Tekrardan tüm halkımızı saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)