| Konu: | Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 29.03.2022 |
CHP GRUBU ADINA MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
1800'lerin başı, II. Mahmut Selimiye Kışlası'nı denetlemeye gitmiş, gitmiş ama gittiği zaman olması gereken ne? Padişahı 9 pare top atışıyla selamlamaları lazım, yapılmamış. Çok sinirlenmiş, paşaları çağırmış, demiş ki: "Ya, ben geliyorum, selamlama yok, top atışı yok. Neden?" Paşalar da topçu çavuşunu çağırmış, topçu çavuşu gelince Padişah sormuş: "Neden top atışı yapılmadı?" "Efendim, bunun 18 tane sebebi var?" demiş. Padişah "Sırayla say bakayım." demiş. "Efendim, bir, barut yok." demiş. Padişah "Tamam, tamam, sus; gerisini saymana gerek yok." demiş. Bakın, memleketi batırdınız. Neden biliyor musunuz? Birinci sebebi adalet yok, adalet! Adaleti yok ettiniz, adaleti; adaleti yok ettiniz! (CHP sıralarından alkışlar) Adalet olmayınca aş, iş, ekmek de olmuyor. Adalet olmayınca, işte, böyle seçim güvenliğini de yıkıyorsunuz. Adalet olmayınca, işte, memlekette yatağa aç giren çocuklar var ama sizin Genel Başkanınız, Cumhurbaşkanı, devleti, milleti yöneten kişi televizyonda -maalesef- gece yatarken ne yediğini anlatıyor. Yiyebilir bir insan ama bunu televizyonda anlatamaz, hele hele bu memlekette yatağa aç giren çocuklar varken bunu anlatamaz. İşte, bunlar adalet olmadığı için oluyor, adalet olmadığı için! (CHP sıralarından alkışlar)
Bu memlekette her 100 haneden 40 hanenin geliri giderinden az, adaleti yok ettiğiniz için. Ama iş nerede başladı biliyor musunuz? Hiçbir yerde yok adalet; gelir dağılımında da yok, eğitimde de yok. İş nerede başladı? Darbeyi Allah'ın lütfu olarak görüp, OHAL döneminde suistimalci bir Anayasa değişikliğiyle Anayasa'yı araç olarak kullanıp otoriter bir sistemi inşa etmenin adımlarını attınız ve Türkiye'yi tek adam sistemine geçirdiniz. Yine, OHAL döneminde, 24 Haziran 2018'de... Güya seçimler Kasım 2019'da olacaktı, millet öyle onayladı; seçimleri öne çektiniz. OHAL döneminde seçim olur mu ya? OHAL döneminde Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini yaptınız. Yaptınız da ne oldu? İşte, 84 milyon freni patlamış kamyon gibi uçuruma sürükleniyor. Her gün yoksullaşıyor 84 milyon. Kişi başına düşen millî gelir düşüyor. Hukuk devleti yıkıldı. Milyonlarca aile açlık sınırıyla mücadele ediyor; açlıkla, yoksullukla mücadele ediyor. Biliyorsunuz, Türkiye'de ücretli çalışanların yarısına yakını asgari ücretli. Açlık sınırı ne kadar memlekette? Tabii, 3 maaş, 4 maaş alanların bunu bilmesi mümkün değil.
Çok büyük kötülük yaptınız memlekete. Gülüyorsunuz ama sizin tabii böyle bir derdiniz yok. İntihar ediyor babalar beyefendi, gülüyorsunuz ama evine ekmek götüremeyen babalar intihar ediyor, siz gülmeye devam edin. Utanmanız gerekir, gülüyorsunuz; utanmanız gerekir. (CHP sıralarından alkışlar) Sorumlu kim? Sorumlu sizsiniz, saray iktidarı.
Böyle bir teklif geliyor, bakın, Komisyonda da söyledik, kızıyorsunuz ama 1950'den beri hiçbir iktidar böyle bir teklifle bu yüce Meclise gelmedi. Türk demokrasisine ve Türk siyasetine ihanettir bu teklif. 1950'den beri hiçbir iktidar birinci sınıf hâkimi, en kıdemli hâkimi değiştirmeyi düşünmedi. Bu seçim kanununun en güzel cümlesi ya, en doğru cümlesi, en sade, en net cümlesi -ne diyor kanun- "İlin en kıdemli hâkimi il seçim kurulunun başkanıdır, ilçenin en kıdemli hâkimi ilçe seçim kurulunun başkanıdır." Hangi gerekçeyle değiştiriyorsunuz bunu? Efendim, "Yedeklerde belirsizlik varmış." Yedeklerde belirsizliği gidermenin sebebi en kıdemli hâkimi değiştirmek mi?
SEMRA KAPLAN KIVIRCIK (Manisa) - Liyakat yaşta mı yani?
MUHARREM ERKEK (Devamla) - Hanımefendi, en kıdemli hâkim en güven veren hâkimdir, en az etki altında kalan hâkimdir.
SEMRA KAPLAN KIVIRCIK (Manisa) - En liyakatli olan hâkimdir.
MUHARREM ERKEK (Devamla) - Bir de Anayasa Mahkemesini örnek veriyorsunuz, o da çok üzücü. Anayasa Mahkemesi biliyorsunuz, Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin görevini bir yıl uzattı değil mi? Anayasa Mahkemesine gitti konu, -Yüksek Seçim Kurulunun da yapısı değişmedi bu arada, hâkimler değişmedi, yalnızca görev süresi bir yıl uzadı- ne dedi Anayasa Mahkemesi? Dedi ki: "Bu tablo, Yüksek Seçim Kurulunun yürütmenin etkisi altında kalacağını göstermez, seçimlerin dürüstlüğünü de etkilemez çünkü aynı hâkimler göreve devam ediyor." Yüksek Seçim Kurulu üyeleri, hepimizin bildiği gibi, Yargıtaydan ve Danıştaydan gelen yüksek hâkimler. Tabii ki, etkilemez ama siz ne yapıyorsunuz -ilin en kıdemli hâkimini alıyorsunuz, torbadan belki çok daha kıdemsiz bir hâkim çıkacak- seçim güvenliğini yıkıyorsunuz; böyle bir şeye hakkınız var mı? 1950'den beri Yüksek Seçim Kurulu var bu memlekette; il, ilçe seçim kurulları var. Hiçbir iktidar böyle kötü niyetli seçim güvenliğini yıkacak bir teklifle bu Meclise gelmedi, bu da size nasip oldu, bu da size yakışır; bravo(!) (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, değerli milletvekilleri, bakın, adaletin sesini kıstınız bu memlekette çünkü kuvvetler ayrılığını yıktınız. Kuvvetler ayrılığının olmadığı yerde hukuk devleti olmaz. Bu memlekette bugün mafya babalarının, uyuşturucu baronlarının, adrese teslim ihalelerle servet sahibi yapılanların, kara para aklayanların mesela sesi çok güçlü, onların sesi çok güçlü ama adaletin sesi sanki böyle fısıldıyor, arada bir fısıldayabiliyor. Ya, gerçekten bir memlekete ancak bu kadar çok kötülük yapılır; arka arkaya, arka arkaya. Bu gelen teklifle, işte, bir yıl kapalı kapılar ardında çalıştınız, sonuçta getirdiğiniz maalesef bu.
Ocak ayında, bu yılın ocak ayının son haftasında Türkiye'de bütün il ve ilçe seçim kurulu başkanları görevlendirildi, iki yıl görev yapacaklar, niçin değiştiriyorsunuz? Ya, biriniz çıkın da ama haklı, hukuki ve mantıklı bir gerekçe söyleyin, biriniz. Ya, bu ayıptır; bu, demokrasiye, siyasete yapılan en büyük ayıptır. Bunu siyaseten söylemiyorum; bir hukukçu olarak, bir vatandaş olarak, bir milletvekili olarak tüm samimiyetimle söylüyorum.
Başka ne yaptınız? Partili Cumhurbaşkanını seçim yasaklarından muaf tutuyorsunuz. Hangi gerekçeyle? Mehmet Uçum'un dediği gibi "tek kişilik hükûmet." Ne diyor Anayasa, sizin getirdiğiniz sistem? "Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir." Değil mi, öyle yazıyor? E, niye muaf tutuyorsunuz yasaklardan? Yasama yetkisini de devrettiniz ya kısmen, onu da devrettiniz; o da çok ayrı bir sorun. Düşünebiliyor musunuz, partili Cumhurbaşkanı, parti genel başkanlığı yoluyla devleti yöneten kişi, örtülü ödeneği kullanacak, devletin bütçesini kullanacak, uçaklarını kullanacak, makam araçlarını kullanacak, gittiği illerde onu valiler, kurum müdürleri karşılayacak, devletin tüm imkânlarıyla yarışacak. Ya, değerli milletvekilleri, demokrasilerde, seçimlerde siyasi partiler mi yarışır, devlet mi yarışır? Siyasi partiler yarışır ya. Devleti yarışın içine sokuyorsunuz, devleti taraf yapıyorsunuz. Böyle bir şeye hakkınız var mı? Bu, devleti çürütmektir, en büyük yozlaşmadır. Devletin temeli adaleti çürüttünüz; asıl beka sorunu budur.
Şimdi şu getirdiğiniz teklife bakın ya, Sayın Tezcan söyledi, bütün kanunlarda "yeni sisteme uyum" adı altında "Başbakan" yazan yerlere "Cumhurbaşkanı" yazdınız; e, seçim kanununun 65'inci maddesinde niye yazmıyorsunuz? Ya, değer mi, iktidar için değer mi Allah aşkına bunlara, değer mi? Siz iktidarınızı belki sürdürürsünüz ama millet fakirleşmeye devam eder. Bakın, ülkedeki gençler hayallerini yurt dışında arıyor; bütün gençler, sizin gençleriniz de, hiç ayrım yapmadan söylüyorum. Bu tablodan siz sorumlusunuz ve maalesef demokrasiye ihanet etmeye devam ediyorsunuz, maalesef. Saraydan böyle bir teklif geliyorsa sizin buna "Hayır." demeniz lazım yasama organı üyeleri olarak. "Hayır, bu, doğru değil." demeniz lazım. "En kıdemli hâkimi değiştirmek doğru değil. Partili Cumhurbaşkanını seçim yasaklarından muaf tutmak doğru değil." demeniz lazım ama buna cesaretiniz yok anlaşılan.
Barajla ilgili çok konuşmayacağım. 12 Eylül darbe hukukunun demokrasi ayıbı olan barajı hâlâ savunuyorsunuz; 10 olsa ne olur, 7 olsa ne olur; ikisi de çok yüksek, ikisi de temsilde adaleti zedeliyor. Efendim ittifak içinde baraj sorunu yokmuş, baraj sıfırmış. E, ittifak içine girmek zorunda mı bir siyasi parti? Neden siyasi partilerin önüne engeller koyuyorsunuz? Neden demokrasinin, temsilde adaletin önüne engeller koyuyorsunuz; neden yapıyorsunuz bunu? Ondan sonra da diyorsunuz ki gerekçede: "Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır." Böyle mi vazgeçilmez unsuru? Efendim, yüzde 5 alacak, 3 alacak ittifakın içinde bir parti, baraj onun için sıfır. Dışarıda yüzde 6 alacak, 1 milletvekili bile çıkaramayacak; ne kadar güzel değil mi? Üstelik siz bu sistemde ne diyordunuz: "Yönetimde istikrar artık sorun değil." E, o zaman barajı 3 yapalım diyoruz ona da cesaretiniz yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Erkek.
MUHARREM ERKEK (Devamla) - Evet, bir dakika değil mi?
Değerli milletvekilleri, hiç kimsenin endişesi olmasın, Türkiye'nin hak etmediği bu tabloyu mutlaka değiştireceğiz. Muhalefet olarak her gün toplumun her kesimiyle beraberiz. Millet sandığı bekliyor, millet sandığı bekliyor; hangi seçim kanunuyla isterseniz o kanunla sizi gönderecek. Zaten bir iktidar seçime az bir zaman kala seçim kanunlarıyla oynamaya başladıysa "Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz." (CHP sıralarından alkışlar) Ama biz Millet İttifakı olarak kararlıyız. Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı, Türkiye'nin 13'üncü Cumhurbaşkanı olacak ve partili Cumhurbaşkanı dönemine son vereceğiz, son; siz de mutlu olacaksınız, siz de huzurlu olacaksınız. Bu tabloyu değiştireceğiz, bu adaletsiz düzeni değiştireceğiz ve Türkiye'nin yarınını demokrasiye inanan milyonlarla birlikte inşa edeceğiz.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)