| Konu: | Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 29.03.2022 |
AK PARTİ GRUBU ADINA HAYATİ YAZICI (Rize) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; sizleri muhabbet dolu saygıyla selamlıyorum.
321 sıra sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında AK PARTİ Grubu adına konuşmak üzere huzurlarınızdayım.
Bütün arkadaşlarımı dinledim, konuşmamın konsepti değişti. Nereden başlasam, hangisinden başlasam, ne desem; kanun teklifini mi anlatsam, sorulara mı cevap versem ama bir tasarı oluşturdum kafamda, ona göre konuşmamı bitireceğim.
Öncelikle, konuşmamın başında, hafta sonu idrak edeceğimiz ramazan orucunun bütün milletimize, hepinize bereketler getirmesini diliyorum. Ayrıca, Türkiye'nin öneminin göstergelerinden biri olarak -bunlar çoktur ama- bugün yaşadığımız, bölgemizde, bütün dünyayı etkileyen Ukrayna-Rusya savaşıyla ilgili, aktif tarafsızlık çerçevesinde bu iki ülkenin temsilcilerinin İstanbul'da, Türkiye'nin misafirliğinde müzakere sürecini yürütüyor olmalarından Türk milleti olarak gurur duyduğumuzu ifade ediyor; bu vesileyle sürecin dünya sulhuna, bölgemize, barışın sağlanmasına vesile olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Burada konuşan arkadaşlarımızın mümkün olduğu ölçüde, tabii, cevap hakkı doğurmamak amacıyla ismini vermeden konuşacağım ama herkes kendisini, konusunu anlayacak. Bugüne kadar hamaset yaptınız "siyaset" diye, değerler üzerinden söylem geliştirerek iktidar olacağınızı sandınız ama aziz Türk milleti buna inanmadı, kanmadı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Türkiye halkını ilerici gerici, çağdaş çağ dışı, laik antilaik ve benzeri sözcüklerle dillendirmenin siyaset üretmek olduğunu düşündünüz, hâlâ sonuç alamadınız. Bakın, değerli dostlar, değerler hepimizindir; bayrak hepimizin, vatan hepimizin ve biz, tek milletiz, 84 milyon kümülatif vatandaşımızın tümünün ismi anlamında ifade ediyorum. Değerler üzerine siyaset olmaz; siyaset, projeyle olur; rekabet, projeyle olur. Türkiye'nin hangi konusunu ele almadık, hangi sorununa çözüm getirmedik? Bugün yaşanan sorunlarımız var, hepsi gündemimizde, cumhuriyet hükûmetinin gündeminde, Cumhur İttifakı'nın sorumluluğunu taşıdığı cumhuriyet hükûmetinin gündeminde. İnşallah bunları ara sıra deklare ettiğimiz gibi, pratiğe dönüştürdüğümüz gibi çözümü sağlayacak, insanımızın rahat bir ortama kavuşmasını temin edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Aman Allah'ım, gülüyoruz...
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Popülizm bizim siyaset tarzımız değil, hiçbir zaman olmadı, hep rasyonel davrandık. Dolayısıyla, ülkeyi yönetirken milletin verdiği yönetim yetkisini gece gündüz demeden hani, terleyerek, koşarak milletimizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine taşımak; insanımızın önündeki sosyoekonomik engelleri kaldırmak, azaltmak; sofrasındaki ekmeği büyütmek için koşturan bir iktidarız. Çok Değerli Cumhurbaşkanımızın çok açık fikirli olarak sorulan bir soruya verdiği cevabı burada suistimal etmenin bir anlamı var mı, siyaset mi bu? Böyle bir şey olabilir mi, olabilir mi ya? Ben bundan hicap duyarım yani hicap duyarım, hicap duyarım milletin Meclisinde. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Millete soralım...
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bunları ifade ettikten sonra sizin durumunuza düşmemek için konuya geliyorum. Meclise sunduğumuz bugün müzakeresi yapılmakta olan kanun teklifiyle alakalı yeni bir şey keşfetmedik. Dünyada olmayan bir öneriyle de karşınıza çıkmış değiliz. Dünyada seçim sistemleri belli, genelde 3'e ayrılır: Dar bölge sistemi, çoğunluk sistemi, nispi temsil. Bunların değişik versiyonları var. Bunları uygulayarak bu ülkenin demokrasisi de gelişiyor. Bildiğiniz gibi, 1946-1960 yılları arasında bu ülkede çoğunluk sistemi uygulanmıştır. 1960'tan itibaren, 1961'den itibaren hep uygulanan nispi temsildir. Bizim de önerimiz nispi temsil uygulaması çerçevesinde daha adil, vatandaşın kullandığı oyun amaç doğrultusunda, iradesi sapmadan sandığa girdiği gibi çıkmasını sağlayacak bir formülasyon getiriyoruz. Bunları tek tek izah etmeye çalışacağım ve elbette burada yöneltilen birtakım sorular var, onları da cevaplamaya çalışacağım.
Değerli arkadaşlar, bakın, teklifimizle 4 kanunda değişiklik öneriyoruz. 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nda 2 madde; 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nda 1; 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'da 9; 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun'da 1 olmak üzere 13 madde üzerinde değişiklik öneriyoruz. Bunlardan bir tanesi, 2839 sayılı Kanun'un 33'üncü maddesinde yer alan ülke seçim barajının, yüzde 10 olan seçim barajının yüzde 7'ye indirilmesidir. "Niye 7'ye indi?" diyorsunuz, 5'e inse "Niye 3 değil?", 3'e inse "Niye 3?" diyeceksiniz. Çok öznel baktığınız zaman bu sorular haklı ama nesnel baktığınız zaman Türkiye'nin gelişimini, yürüyüşünü, siyasi birikimlerini ve pratiklerini birlikte değerlendirdiğiniz zaman yüzde 7 oranındaki önerinin rasyonel olduğunun hakkını teslim edeceksiniz diye düşünüyorum; bu konuya bugün konuşan arkadaşlarımız, Feti Bey değindi. Daha önce AİHM'e götürülmüş, Anayasa Mahkemesine taşınmış 95'te ve AİHM, Türkiye koşullarında yüzde 10 barajının bireysel haklar, seçme hakkı ve Avrupa Sözleşmesi'nde yer alan benzeri kriterler açısından eleştiri konusu olamayacağının altını çizmiş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - "Düzenleyin." demiş, "Meclis düzenlesin." demiş.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Biliyorsunuz, Anayasa Mahkemesine taşınmış, 95'te Anayasa Mahkemesi seçim çevresi barajını iptal etmiş, ülke barajına dokunmamış yani hukuksal süreçlerden geçmiş böyle bir düzenleme ve biz de bunun -bütün bu değerlendirmeleri dikkate almak suretiyle- yüzde 7 olarak gerçekleşmesini önermiş bulunuyoruz.
Efendim, teklifimizin 2'nci maddesiyle -ki en çok, tabii, bunun üzerinde duruyorsunuz- 2839 sayılı Kanun'un 34'üncü maddesinde milletvekili dağılım düzenlemesini yeniden formüle etmekteyiz. Az önce konuşan arkadaşımız ifade etti; 2018 yılında bu kanuni düzenleme geldiğinde -çok ilginç, komisyonlarda, bir tanesini okuyacağım size- bu düzenlemeyi yani 2018'de uyguladığımız düzenlemeyi torbaya doldurmak suretiyle, sepete doldurmak suretiyle sepetten bölüşümü...
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - D'Hondt'a yönelik bir itirazımız yok zaten, sorun yok, öyle ya da böyle.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - O maddenin tekliften çıkarılmasını istiyorsunuz, madde 21 teklifte yer alıyor 21'inci sırada. Diyorsunuz ki: "Bu düzenlemede açıkça seçmen iradesi haksız biçimde başka partiye aktarılmaktadır." Türkiye'de 1961...
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Benim beyanım, benim beyanım Sayın Bakanım; söyleyin, mahzuru yok.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Sizin imzanız yok.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Söyledim, benim konuşmamdaki beyanım.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Vallahi, bir yerden bulun, arayın bulun; bilmiyorum, benim sorunum değil Sayın Tezcan, bir yerden bulun yani.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Siz ne söylemişsiniz, onu da okuyun Hayati Bey.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - İlla sizinle bir bağlantı kuracaksanız sizin olsun.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Ben Komisyonda da anlattım bunu, Komisyonda da anlattım.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Yani yanınızdaki arkadaş söylemiş sanırım ama sizin olsun.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Genel Kurulda da anlattım, Komisyonda da.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Zaten ne Bülent Bey ne de ben D'Hondt'la ilgili bir şey söylemedik ki.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Ya, niye korkuyorsunuz, okumaktan niye çekiniyorsunuz?
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Okuyun, okuyun, ben söyledim zaten.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Bir okuyayım şunu, şu teklifi bir okuyayım.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Tamam.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Okuyun, gerekçelerimizi de okuyun.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Bilmiyor arkadaşlar, bir okuyayım.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Sayın Bakanım, okuyun dinliyoruz.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - "Bu düzenlemede açıkça seçmen iradesi haksız biçimde başka partiye aktarılmaktadır. Türkiye'de 1961'den beri -65, 66 seçimleri hariç- milletvekili sayısı D'Hondt sistemine göre belirlenmektedir. Sistem, en büyük partiyi avantajlı hâle getiren bir nispi temsil olanağı sunmuştur. D'Hondt sistemi bu teklifle 2 defa uygulanmaktadır. Somut bir örnek vermek gerekirse 3 milletvekili çıkan bir ilde A partisinin 2, B partisinin 1 vekil çıkardığı ve C partisinin hiç vekil çıkaramadığı durumda A ve C partilerinin ittifak yapmasıyla, B partisinin 1 milletvekili ittifak partilerine kayabilmekte, böylelikle seçmen iradesi seçimin sonucuna yansımamaktadır."
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - E, niye dinlemediniz o zaman muhalefeti Hayati Bey?
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Ya, bizde...
BAŞKAN - Hayati Bey, Sayın Yazıcı, bir dakika...
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Hesap başkaydı.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - O zaman hesap başka, şimdi hesap başka.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Şimdi işinize geldi.
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, tecrübeli arkadaşlarsınız, laf atmayın, bitirsin, söz istediğinizde söz verelim.
Sayın Erkek, lütfen...
Buyurun.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - "Şimdi işimize böyle geliyor." deyin.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bizde kompleks yok.
AYLİN CESUR (Isparta) - "Canımızın istediği gibi ayarladık." deyin.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - İlk defa ittifak düzenlemesiyle bir seçim yapıyoruz. O koşullar içerisinde bu düzenlemeyi getirmişiz, demokrasimiz açısından iyi sonuçlar doğurur diye düşünmüşüz ama bakmışız ki burada irade sapması var; onu düzeltiyoruz.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Bakmışsınız ki işinize gelmedi.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - "Yanlış yapmışız." diyorsunuz yani.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - "Yanlış" de, ne dersen de. Bu yöntem yanlıştır, doğrusunu getiriyoruz.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Yine yanlış yapıyorsunuz, dinleyin bizi.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Niye doğruya karşı çıkıyorsunuz? Doğru olana niye karşı çıkıyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) Yani benim burada amacım o. Komisyonda önerge vermişsiniz, Mecliste de bunu tekrarlamışsınız; bunun detayına girmeyeceğim. Dolayısıyla getirdiğimiz bu düzenleme çok doğru. Bir de vatandaşımızın, bizi izleyen vatandaşımızın anlaması bakımından ben bir örnekle bunu açıklamak istiyorum.
AYLİN CESUR (Isparta) - "Matematik yaptık." diyeceksiniz.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Diyelim ki 2 milletvekili çıkaran bir seçim çevresinde -A, B, C partileri var- A partisi 100 bin oy, B partisi 73 bin, C partisi de 51 bin oy almış. A ile C partisi ittifak oluşturmuş, 2018 düzenlemesine göre...
AYLİN CESUR (Isparta) - Siz yaptınız.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - A ile C partisinin oylarının toplamı 151 bin. Bunlar bir küme hâlinde hesap ediliyor, bölüşüme yürüyor. Böyle yaptığınız zaman, 2 milletvekili de A ile C'ye gidiyor, yani 51 bin oy almış olan bir parti 73 bin oy almış olana rağmen vekil çıkarıyor, 73 bin oy almış parti vekil çıkaramıyor. Bu adil mi? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Değil.
AYLİN CESUR (Isparta) - Siz yaptınız.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Hayati Bey, siz getirdiniz onu da; biz söyledik adil olmadığını o zaman. Dinlemediniz ki!
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Onu düzeltiyoruz yani düzelttiğimiz bu. Ben bizi izleyenler anlasın diye söylüyorum, siz buradaki detayı biliyorsunuz.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - O zaman, o düzenleme İYİ Partiyi seçime sokmamak üzereydi, onun için onları öyle çıkardınız. Allah, Allah ya!
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Efendim, teklifimizin...
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Siz 2002'de seçime nasıl girdiniz?
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Başkanım, böyle giderse ben sizden süre isteyeceğim.
BAŞKAN - Şöyle yapalım: Siz Genel Kurula hitap edin.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Evet.
Teklifimizin 3'üncü maddesiyle 2820 sayılı Kanun'un 36'ncı maddesinde değişiklik yapmışız, 4'üncü madde de aynı nitelikte değişiklikleri içeriyor. Burada da seçime girebilmenin koşulunu örgütlenmeyi esas alarak ifade etmişiz. Demokrasi örgütlü toplumdur, örgütlenmenin en özgün şekli siyasi partilerdir. Dolayısıyla demokrasilerde örgütlenmeyi ölçüt alarak seçime girme hakkının verilmesi çok rasyoneldir, demokratik kriterler itibarıyla da doğru bir perspektiftir. Grup yapıları -biliyorsunuz, hepiniz vekilsiniz- Türkiye Büyük Millet Meclisindeki çalışmalara ilişkin bir yapılanmadır. Onun için, grup oluşumu, grubun görev ve yetkileri, Meclisteki oturumlara katılımı Meclis İçtüzüğü'nde düzenlenmiştir ve bugüne kadar gördüğümüz örneklerle de bu tür düzenlemeler Mecliste sapmalara yol açıyor, bunları da önlemeyi amaçladık, örgütlenmeyi kriter olarak getirdik. Burada arkadaşlarımız "Niye yolda kural değişiyor?" diyor. Ya, demokrasi sürekli bir yaşama biçimidir, süreklilik arz eder, seçime bir seneden fazla var. Bugün bir parti kurulsun, üç ayda, beş ayda örgütlenmesini tamamlar seçime girer. Ha "Biz üç ayda, beş ayda örgütlenmeyi tamamlayamayız haybeden seçime girelim." diyorsanız ona eyvallahımız yok, yaptığımız budur.
Teklifimizin 5'inci maddesiyle burada da üzerinde çok durduğunuz...
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Siz 2002'de seçime nasıl girdiniz?
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Nasıl girdiniz siz seçime Sayın Başkan?
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Hatta hâkimlere hakaret de içeren anlamda, onları küçümseyici, yok, bilmem işte "Nereden mezun olan hâkimler?" vesaire demek suretiyle bölücülük anlamında söylemler de kullanıldı. Çok üzüntü verici.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Üzüntü verici değil.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Değerli arkadaşlar, hâkimlik, savcılık mesleği çok önemli bir meslektir ve kutsal bir meslektir.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Onu da mahvettiniz!
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - O senin kanaatin. Hâkimler için öyle değil, o senin kanaatin genelleyemezsin.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Kutsal bir meslektir. Dolayısıyla hâkimlik mesleğinin bu özelliği itibarıyla hâkimlikte yükselme esasları var. 2802 sayılı Hâkimler Kanunu'nun 21'inci maddesi sınıflara ayrılmış: "Yükselmeye layık" olan, "tercihli yükselmeye layık" olan, "mümtazen yükselmeye layık" olan. "Mümtazen" demek, bildiğiniz gibi, emsalleri arasında temayüz eden kişi demektir. Bu kriterler ehliyet ve liyakati önceleyen kriterlerdir. Dolayısıyla getirdiğimiz düzenlemede "en az birinci sınıfa ayrılmış" demek mümtazen terfi etmiş hâkimler arasından demektir. Ya, bu nasıl anlaşılmaz, nasıl eleştirilir, anlamakta zorluk çekiyorum yani. Böyle bir şey olabilir mi?
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Ya, Hayati Bey, o kriterler en kıdemli hâkimde yok mu?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Var.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Ee? En kıdemli hâkimde yok mu o kriterler? Daha güzeli var.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - En kıdemli hâkim olur, bu terfilerin hiçbirine girmeyebilir. Ceza da almış olabilir.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Torbadan çıkan nasıl çıkacak?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ya, şansını artırıyoruz.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Çok mu başarılı hâkim çıkacak?
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Bakın, disiplin cezalarından uyarma, kınama cezası da almış olabilir ama en kıdemlidir. Ama uyarma, kınama cezası almış olan birinci sınıfa ayrılamaz, birinci sınıfa ayrılsa bile o hakkını kaybeder. Böyle bir düzenleme getirmiş bulunuyoruz.
Yine, eleştirdiğiniz, dile getirdiğiniz hususlardan bir tanesi: "Efendim, 298 sayılı Kanun'un 65 ve 66'ncı maddelerinde düzenleme yaptınız 'Başbakan'ı çıkardınız." Algı oluşturuyorsunuz. Ya, doküman okuyun arkadaşlar, lütfen. Mevzuatımız çok karmaşık belki ama okuyun, araştırın, bakın. Ya, siz 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nu okumadınız mı hiç?
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Okuduk da biz niye "Başbakan" yerine "Cumhurbaşkanı" yazmıyorsunuz diyoruz kendimizce.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Okumadınız mı ya? "İlle Başbakan..." İlle sizin istediğiniz yere "Başbakan" mı yazacağız, olur mu öyle bir şey? Allah Allah!
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Cevap mı bu ya?
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Bak, burada13'üncü madde var "Propaganda" başlığı. Ne diyor burada? "Propaganda döneminde Başbakan, bakanlar ve milletvekilleriyle ilgili yasaklara ilişkin hükümler dâhil olmak üzere propagandaya dair diğer hususlarda 298 sayılı Kanun hükümleri kıyasen uygulanır." Kim hakkında? Cumhurbaşkanı seçiminde.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Ee, seçim kanunu işte, 298 sayılı Kanun'un 65'inci maddesine "Başbakan"ın yerine "Cumhurbaşkanı" yazmanız lazım.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Yahu, kardeşim, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu 298'e atıf yapıyor.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Tamam.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Ee, Allah Allah...
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Hayati Bey, 298 sayılı Kanun'un 65'inci maddesinde "Başbakan"ın yerine "Cumhurbaşkanı" yazmanız lazım; niye yazmıyorsunuz diye soruyorum.
BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayalım Sayın Erkek.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Siz şimdi anlamak istemiyorsunuz, size bir doküman daha; veri çok bende, bak, burada bir sürü evrak var elimde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - 2018 seçimlerinde Yüksek Seçim Kurulu seçim takvimini düzenlemiş, seçim takvimi. Bu seçim takviminin tarihi 30/4/2018. Son sayfasını okuyorum, diyor ki: "Yukarıda yazılı süre içinde Başbakan ve bakanlar ile aday olması durumunda görevde bulunan Cumhurbaşkanının da seçimle ilgili çalışmalarında ve konuşmalarında 298 sayılı Kanun hükümleriyle bağlı olduklarına; Başbakan, bakanlar, milletvekilleri ile aday olması durumunda görevde bulunan Cumhurbaşkanı ve diğer adayların seçim propagandasıyla ilgili olarak yapacakları gezilere hiçbir memurun katılamayacağına..." Takvime bağlamış. Bu olduğu hâlde siz "Vay efendim, Cumhurbaşkanı her şeyi yapacak, devletin malını kullanacak..." Burası hukuk devleti arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Vah vah!
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Yani hukuku bir siz mi görüyorsunuz? Yani hukuku, değerleri bir siz mi biliyorsunuz? Bizim partimizin bir ismi de "Adalet." (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Nerede kaldı o adalet!
AYLİN CESUR (Isparta) - Bu söylediklerinizi aynaya bakıp da söyleyebiliyor musunuz ya? Yalnızken aynaya bakıp söyleyebiliyor musunuz?
BAŞKAN - Sayın Yazıcı, son bir dakikayı veriyorum.
Buyurun.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Evet, değerli arkadaşlar, bu teklifimizde, bugün, burada bir öneride daha bulunacağız. Görme engelliler için, onların oy kullanmasını kolaylaştırıcı bir teklifimiz var, onu da yüce heyetinize sunacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Kanun teklifinin ülkemiz, demokrasimiz için hayırlı olmasını diliyor, sizleri tekrar sevgiyle saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)