GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:72
Tarih:29.03.2022

İYİ PARTİ GRUBU ADINA FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine İYİ Parti adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, elbette siyaset iddia meselesidir. Tüm siyasi partiler ülkeyi yönetmek ister, istemelidir de. Ancak iddia ve yönetme isteğinin sınırı kamu menfaati, milletin öncelik ve ihtiyaçlarıdır. Seçim kanunu da bu iddia ve yönetme isteği açısından milletin öncelik, ihtiyaç ve her şeyden öte adalet duygusuyla eşsiz bir uyum içinde olmalıdır. Önümüzdeki metin gibi "Ben kazanayım, sadece ben kazanayım. Ben kazanayım da geri kalan umurumda değil." duygusunu toplumun her kesimine geçiren bir metin, her şeyden önce toplumsal adalet duygusuna ve uzlaşıya yönelik kasten kötü niyeti barındırmaktadır. Uğradıkları oy kaybını nasıl telafi edebiliriz telaşına düşmüş olan Cumhur İttifakı paydaşları iki yıl boyunca gizli kapılar arkasında diğer siyasi partilerden saklanarak ve sakınarak, sivil toplumu yok sayarak; üniversiteler, medya, meslek örgütlerini her zaman yaptıkları gibi çemberin dışında tutarak; milletin iradesini değil, kendi nefis ve ihtiyaçlarını kanun metni hâline getirerek Türk demokrasisi için bir kara lekeyi daha ilk seçimle sona erecek olan kısıtlı iktidarlarına itinayla işlemişlerdir. Ancak, geçmişte örneklerini defalarca yaşadığımız üzere seçim kazanma telaşıyla yasalar üzerinde oynamaya kalkan iktidar ilk seçimde iktidarını kaybetmiştir. Kanunlar elbet değişir, bu değişim dinamik siyasi ve sosyal hayata statik kurallarla her zaman adaptasyon sağlanamamasının doğal sonucudur. Ancak, seçim kanunlarının diğer kanunlardan farkı, yapılacak değişikliklerin özgürlükçü ve modern demokratik bir ortamın temini ve sonuç olarak adil, tarafsız ve bağımsız seçimlere hizmet etme amacını taşımasıdır. Başlıca dayanağı hukuk, en temel yolu ise hukukun üstünlüğü olması gereken seçim kanunu değişikliklerinin geldiğimiz noktada başlıca dayanağının Meclis çoğunluğu avantajı, temel yolunun ise kapalı kapılar ardında iktidara avantaj sağlama olduğunu üzülerek, daha da ileri gidersek acıyarak görüyoruz. Eğer hukukun hakkaniyete uygun olarak tecelli ettiği bir sistemden söz edersek ihtiyaç duyacağımız en önemli unsur, toplumun tüm kesimlerinin taleplerinin, iradelerinin ve ihtiyaçlarının yansıtıldığı bir uzlaşı ortamı sonucunda gerçekleştirilen yasa yapım süreçleridir. Özellikle en temel özgürlüklerden olan seçme, seçilme ve siyasette bulunma haklarıyla ilgili olan bu teklif yönünden en yüksek düzeyde katılım ve değerlendirme çok önemlidir. Başka bir ifadeyle, belirtilen bu şartları taşımayan, yalnızca egemenleri ve üstünleri yani iktidarı koruyan bu sistemin adalet üretmesini, hakkaniyete uygun sonuçlar doğurmasını ve toplumun tüm kesimlerini kucaklamasını beklemek ham hayalden öteye geçemiyor.

Değerli milletvekilleri, demokratik meşruiyetin ön koşulu olan adil ve eşitlikçi seçimlerden beklenen, hem ülkedeki siyasi eğilim ve taleplerin yasama organına yansıması hem de ülkeyi yönetecek çoğunlukların hukuka uygun süreçler neticesinde oluşturulmasıdır. Dolayısıyla seçim kanunları hakkaniyeti ve adaleti tesis eden her türlü objektif ve subjektif koşulu bünyesinde barındırmalıdır, seçmen iradesinin en iyi ve en geniş şekilde yansıtılmasını sağlamalıdır. Siyasi partilerin seçimlere detaylı, son anda değiştirilemeyen ve rekabeti engellemeyen kurallar çerçevesinde katılabilmesinin güvence altına alınması gerekir. Bu şartların sağlanmadığı, hukuk devletinin hâkim olmadığı bir siyasal sistemde demokratik, adil ve eşitlikçi sistemlerden bahsetmenin imkânı yoktur. Temsilde adalet demokrasinin en önemli unsurudur. Temsilde adaletin sağlanmadığı hâllerde meşruiyet sorunlarının yaşanması kaçınılmazdır. Yönetimde istikrar sağlanması ilkesi ile temsilde adalet ilkeleri bağdaştırılırken denge bir diğeri lehine bozulmamalı, yine, bir anayasal ilke olan ölçülülük ilkesi göz ardı edilmemelidir. Bu amacın sağlanması için yapılan seçim barajının modern demokrasilerin ortalamasına çekilmesi zorunludur, böyle bir düzenleme uzlaşma kültürünün gelişmesi ve yerleşmesine de hizmet edecektir. Toplumun hiçbir kesiminde dışlanmışlık duygusu yaratılmamalı, çatışma kültürü toplumda baskın kılınmamalıdır; çoğunlukçu değil, çoğulcu bir demokrasiyi gerçekleştirmek amacımız olmalıdır.

Değerli milletvekilleri, bu otoriter zihniyet seçimleri şahsi siyasi ikballerini garanti edecek hâle sokmayı, çeşitli partiler ve kesimler için siyasal alanın sınırlarını daraltmayı, hakkaniyete uygun bir rekabet ortamını ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Başka bir ifadeyle, siyasi varlıklarının zora girdiğini göre iktidar bloku şahsi siyasi çıkarları uğruna Türk demokrasisine yeni bir kara leke sürmeye hazırlanmaktadır. İktidar, bu yasa teklifinde de olduğu gibi, mevcut yasaları şahsi siyasi menfaatleri doğrultusunda düzenlemenin ve -tabiri caizse- mevzuatı yamalı bohçaya çevirmenin en kısa vadede kendisine bazı faydalar sağlayacağı düşüncesinde olabilir ama unutulmamalıdır ki tüm bu çabalar boşadır. Türk siyasi tarihi, hukukun üstünlüğünü ihlal eden ve her türlü demokratik ilkeyi hiçe sayan bu otoriter zihniyeti büyük bir utanç içinde hatırlayacaktır. Zira hiçbir adil rekabette oyunun kuralları oyun esnasında ve diğer katılımcılar aleyhine değiştirilemez. Seçim kanunu gibi, yalnızca tüm katılımcıları doğrudan etkilemekle kalmayıp aynı zamanda demokratik bir sistemin teminatı olan kaidelerin yerinden oynatılmaya çalışılması Türk demokrasisini ve siyasal sistemi tümden tehdit etmektedir. Ancak hiç şüphe yoktur ki iktidarın demokratik siyasete yönelik bir silah olarak hazırladığı bu kanun teklifi dönüp dolaşacak ve kendisini hedef alacaktır. Bildiğiniz üzere "zulüm" "ahde vefasızlık" ve "hile" denilen üç kötü haslet kimde varsa bu hasletlerin zararı yine kendisine dokunacaktır. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Seçmenlerimizin helal oylarına halel getirecek bir düzenlemeye karşı duracağız. Komisyon görüşmelerinde ifade ettiğimiz eleştiriler ve yapıcı öneriler belki düşünceleri, görüşleri değiştirmiş olabilir ama maalesef oyları değiştirmemiştir. "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" denen ucube sistemin yansıması olan parmak demokrasisi Komisyonda kendini göstermiş ve Türk siyaset tarihinde kara bir leke olarak yerini almıştır. Filozof Sartori der ki: "Parmakların akılları olsaydı demokrasiyi yutan ejderhalar türemezdi." Zafer, ilk seçimde teklifi geçirmek için kalkan, millet iradesinden, gerçeklerinden ve gönlünden uzaklaşan parmakların değil, İYİ Partinin olacaktır. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, Anayasa Komisyonu çalışmaları aralıksız on yedi saat sürmüş ve çok önemli olan bu teklif son derece sağlıksız bir süreçte ve ortamda yangından mal kaçırırcasına görüşülüp parmak çoğunluğuyla Komisyondan geçmiştir. Birçok yönden Anayasa'ya aykırı olan bu teklif, yasama çalışmalarının kötü bir örneği olarak Parlamento tarihinde yerini almıştır. Biz İYİ Parti olarak burada bir kez daha siyasetin daha iyiye ve daha doğruya ulaşmada bir vesile olduğunu hatırlatıyoruz. Siyasi aktörlerin yegâne çabasının milletimizin helal oylarıyla seçilip vatana ve millete hizmet etmek olması gerektiğini yeniden yine hatırlatmak istiyoruz.

AK PARTİ'li hatip Sayın Yazıcı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nun 13'üncü maddesinin Cumhurbaşkanına sınırlama getirdiğini söyledi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Bu maddenin (4)'üncü fıkrasında da hâlâ "Başbakan" ifadesi geçiyor. Bu nedenle bu kanun da değişmeli. Üstelik 11'inci madde en çok tartışılan maddelerden biri. Bu kadar tartışıldığına göre, gelin -Komisyonda yapmış olduğumuz teklifi burada da yineleyeceğiz- hep beraber bu tartışmaya son verelim. Kaldı ki yasalarda mükerrerlik olmaz. Madde metinleri değişik kanunlarda yeniden yine yer alabilir; misalen, Anayasa maddelerinde, HMK'de, CMK'de ve şu anda Adalet Komisyonunda görüşülen yasada der ki: "Hâkimlerin kararları gerekçesiz olamaz." Demek ki birden fazla kanunda aynı madde yer alabiliyormuş.

Şimdi, görüşmekte olduğumuz seçim kanununa ilişkin değişiklik teklifimizin de bu nazarda bir kez daha değerlendirilmesi gerektiğini belirterek Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)