| Konu: | Fatih Sultan Mehmet Han'ın doğum yıl dönümüne, Elektronik Denetleme Sistemi'nin tam bir terör hâline geldiğine, gıda enflasyonuna, memur ve işçi maaşlarına, EUROSTAT verilerine, Hazine ve Maliye Bakanının Türkiye ekonomisine ilişkin sözlerine, Türkiye'deki gelir adaletsizliğine, Cumhurbaşkanının tavsiye ettiği menünün halktan koptuğunu gösterdiğine ve KDV oranlarıyla ilgili düzenlemeye ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 30.03.2022 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün 30 Mart, çağ kapatıp çağ açan, cennetmekân Fatih Sultan Mehmet Han'ın doğum yıl dönümü; kendisini rahmetle anıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yollardaki bu Elektronik Denetleme Sistemi tam bir terör hâline gelmiştir, buna biz "EDS terörü" diyoruz. Geçmişte tabii daha büyük sıkıntılar vardı, bu konuları biz buralardan izah ettik, dolayısıyla bir kısmı düzeltildi ancak hâlen Elektronik Denetleme Sistemi, insanların trafik kurallarına uymasını sağlamaktan ziyade, para, kazanç kapısı olarak görülmektedir. Bilindiği üzere, burası genellikle gelir paylaşımı modeliyle yapılıyor, dolayısıyla yapan firma, belediye ve hazine buradan gelir sağlıyor. Buradaki amacın insanlara ceza kesmek olmaması gerekir; buradaki amacın tehlikeyi önlemek, trafik kazalarını önlemek olması lazım. Bu amaçtan ciddi bir sapma olduğunu görüyoruz. Ciddi sıkıntılar var, ciddi tepkilerle karşılaşıyoruz hatta cezalarını ödeyemeyen sürücülerin araçlarını satmak zorunda kaldığına yönelik vakaları da duyuyoruz. Bu konuda İçişleri Bakanlığını ben buradan uyarmak istiyorum.
Şimdi, diğer bir konu, tabii, Türkiye'nin artık gündemi yani bir zamanlar orta gelirden üst gelir grubuna çıkmayı tartışan, bir zamanlar teknolojiyi tartışan, birtakım meseleleri tartışan, daha üst unsurları tartışan Türkiye şu anda yokluğu, açlığı tartışıyor. Çığ gibi büyüyor yani ülke fakirleşiyor, ülke fakirleştikçe de insanların yoksulluk problemi, açlık problemi çığ gibi büyüyor. Tabii, bunun temelinde de Hükûmetin yanlış politikaları yüzünden artık dünyada şampiyon hâline geldiğimiz enflasyon var. Özellikle gıda enflasyonu, hepimizin bildiği gibi -bakalım, pazartesi günü yeni veri gelecek, orada ne olacak bilmiyoruz ama- en son açıklanan veriye göre gıda enflasyonu yüzde 64,5. Bu da TÜİK rakamı, inanırsak. Yani bunun daha farklı olduğunu söyleyen başka çalışmalar da elbette var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Sağ olun Başkanım.
Şimdi, bunun haricinde, bakıyorsunuz, gelirler; memur maaşları, işçi maaşları yüzde 25, emekli maaşları yüzde 25-30 civarında artırıldı. Bunun hızla eridiğini görüyoruz. Daha önceden de biz bu konuyu teklif etmiştik. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener de bu konuyu dile getirdi. Mutlak surette yıl içerisinde, öyle 1 defa da değil, nisan, temmuz ve ekim aylarında güncelleme ihtiyacı var. Yani yılda 1 defa asgari ücret belirlenmesi veya yılda 2 defa memur ve emekli maaşının belirlenmesi daha düşük enflasyon dönemlerinin bir mekanizmasıydı. Bunun değiştirilmesi lazım. İnsanların alım gücü ciddi ölçüde düştü, dolayısıyla fakirlik çok yüksek boyutlara ulaştı. Bu çığlığa Hükûmetin kulak vermesi lazım.
Tabii, hep söyledikleri şey, AK PARTİ'li arkadaşlar veya Hükûmet tarafından söylenilen şey: "Efendim, bütün dünyada fiyat artışları var." Tabii, bununla ilgili defalarca söyledik, yine, EUROSTAT'ın en son verilerini sizinle de paylaşmak istiyorum. Buradan, bilmiyorum, grafik gösterecek mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
ERHAN USTA (Samsun) - Şu en üstteki sarı olan ne? Sayın Başkan, bu, enerji fiyatlarının son bir yıldaki artışı, enerji fiyatlarının son bir yıldaki artışı. Şu üstteki sarı çizgi, bütün ülkelerden farklılaşan çizgi Türkiye; yüzde 97. Bütün enerji unsurları var burada; elektrik daha yüksek, belki bir kısmı daha düşük ama ortalaması yüzde 97. E, bakıyorsunuz, bize en yakın olan ülkede yüzde 66 artış var; en düşük olan ülke de Sırbistan, yüzde 10 artmış. Yani şimdi, Avrupa'da yüzde 10 artarken veya diğerlerinin hepsi bizim üçte 1'imiz, dörtte 1'imiz, beşte 1'imiz kadar artarken niye Türkiye'de enerji bu kadar yüksek artmış? Dolayısıyla lütfen şu -artık yani bu kelimeyi kullanmak zorundayım ama- yalan kullanılmasın artık: "Bütün dünyada aynı problem var." yalanı. Çok net bir şekilde, işte, EUROSTAT verileri gösteriyor.
Aynı şey akaryakıtta da var; bakın, burada daha belirgin bir şey var. İşte, akaryakıtta Türkiye, Avrupa'da -üstteki sarı- açık ara önde; yüzde 131. En yakın, bizi takip eden ülke İrlanda; yüzde 31 artmış. Yüzde 100'ün üzerinde, daha fazla bir artış var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, Polonya'daki artış ise yüzde 12, sadece yüzde 12. Yani onların da parası var, onlar euro falan da kullanmıyor; kaldı ki euro kullansın, biz paramızı değerli kılmak durumundayız. Dolayısıyla bunları anlamak mümkün değil. Bu fakirleşmeyi Hükûmetin görmesi lazım ve idare tarafından belirlenen ücret ve gelirlerin de asgari ücret, emekli maaşları, memur maaşları başta olmak üzere bu anlamda mutlak surette gözden geçirilmesi gerekiyor.
Tabii, Hazine Bakanının "Türkiye ekonomisini kurtardık elhamdülillah." cümlesini anlamak mümkün değil. Yani zaten başlı başına bir vaka hâline geldi bu Bakan. Yani burada neyi kurtardı, bize bunu birisi izah etsin; kendisi izah etmiyorsa -yeni sistemde bakan yok- AK PARTİ'den arkadaşlar izah etsin, Türkiye'nin neresini kurtardılar? Türkiye bu kadar açlıkla, fakirlikle boğuşurken, insanlar... Ramazan yaklaştı, bir ramazan pidesi, yumurtasız ve susamsız, 6 lira bu ülkede. Yani bir asgari ücretli bu ramazan pidesini nasıl alacak? Tabii, Sayın Elitaş'ın işte "Pide zaten kuruyor, yemesinler." türü bir tavrı var ama bizim bu insanlarımızdan bir ramazan pidesini esirgemememiz lazım, çok görmememiz lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Ama artık AK PARTİ yokluklarla, kuyruklarla anılacak bir partidir; 1970'leri aratan bir durum ortaya çıkmıştır, insanların pide yemesi bile lüks hâle gelmiştir. Ama bir taraftan da bakıyorsunuz, işte, 3 maaş alan ve aylık maaşı 313 bin lira olan bir Bakan Yardımcısı var bu ülkede. Sayın Başkan, bunları anlamak mümkün değil, 313 bin lira. Hangi vicdan sahibi bir insan buna tahammül edebilir, buna rıza gösterebilir? Yani şimdi, bakıyorsunuz, fahri Kur'an kursu öğreticileri -dün söyledim- vekil imamlar, usta öğreticiler, ücretli öğretmenler, tarım danışmanları açlık sınırının altında olan asgari ücretin de altında ücret alırken devlette çalışan, 313 bin lira maaş alan, ücret alan bir kamu görevlisi var bu ülkede. İşte, AK PARTİ'nin Türkiye'yi getirdiği nokta burasıdır. Gelir adaletsizliği olağanüstü şekilde artmıştır ve buna sessiz kalan, bu danışmanlara veya Bakan Yardımcılarına, Bakanlara -her kimse- kendisine yakın olan bu çevreye para vermeyi esirgemeyen bir iktidar var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Bir yandan da tabii, Sayın Cumhurbaşkanı, yatarken bir menü veriyor insanlara. Yani ben çok merak ediyorum, o verdiği menüyü bu ülkede kaç kişi uygulayabilir, kaç kişi yiyebilir? Yani vatandaştan kopmak, halktan kopmak demek ki bu oluyor.
Sayın Başkan, son konu olarak da dün bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıktı. Bu kararnameyle katma değer vergisi oranlarında belli düzenlemeler yapıldı. Burada tuhaf bir şey yapıldı. Biliyorsunuz, mevcutta, 150 metrekarenin altındaki konutlarda katma değer vergisi yüzde 1, net alanı 150 metrekarenin üzerindeki konutlarda ise yüzde 18 olarak uygulanıyordu. Şimdi, 150 metrekarenin altındaki -daha sosyal konut diyebileceğimiz- konutların yüzde 1 olan katma değer vergisi oranı yüzde 8'e çıkarıldı. Buna mukabil, milyon dolarlık bir konutunuz varsa... Mesela 160 metrekare olduğunu düşünün, bunun 150 metrekaresini o sosyal konutlardan alınan yüzde 8'den vergilendiriyorsunuz ancak 150 metrekarenin üzerindeki kısmı için -10 metrekarelik kısmı için- yüzde 18 uyguluyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Bitireceğim Sayın Başkan, çok teşekkür ederim.
Yani tabii, bu hakikaten önemli bir konu. Ha, şunu düşünüyor olabilir AK PARTİ: "Zaten normal bir vatandaşın, orta gelirlinin konut alma imkânı yok; parası olan alıyor, hiç olmazsa..." O yüzden mi bunu yapalım dediler, bunu bize izah etmek durumundadırlar. Tabii, bir adım ötesini göremeyen bir iktidar bugün bu ülkeyi yönetiyor. Konut balonu şişiyor diye biz defalarca buradan uyardık. Ya, bunlar vergilerle, kredilerle teşvik edildi, şimdi yapılan işe bak. Yani buna sektör de dayanamaz, buna vatandaş da dayanamaz. Böyle istikrarsız bir ülke yönetimi var. Yani bunu daha önceden görmeleri lazım, politikaların tutarlı olması lazım bu ülkede. Hele hele vergi politikası gibi bir politikanın tutarlı olması lazım ama bir adım ötesini görmeyen bir iktidar Türkiye'yi yönetmeye çalışıyor. O yüzden Türkiye yönetilmiyor, savruluyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Teşekkür ederim.