GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:73
Tarih:30.03.2022

HDP GRUBU ADINA DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim.

Kobani kumpas davasında yaşanan hukuksuzlukların araştırılması üzerine partimizin verdiği önerge üzerine söz almış bulunmaktayım.

İnsanlığın başına bela olan IŞİD, kuşattığı her yerde insanlığa karşı suçlar işliyordu. Şengal'e saldırıda binlerce Ezidi kılıçtan geçirildi; IŞİD tarafından yüzlerce Ezidi kadın kaçırıldı, köleleştirildi, köle pazarlarında satıldı; insanlar diri diri yakıldı kafeslerde ve bunun videoları çekildi, kamuoyuyla paylaşıldı. Bu barbar çetenin yeni hedefi o dönem Kobani kentiydi ve Kobani halkı bir katliamla karşı karşıyaydı. IŞİD'in işlediği suçlar ve yaşattığı vahşeti bilen halklar, Kobani halkıyla dayanışma göstermek amacıyla, dünyanın her yerinde ve ülkemizde sokaklara çıktı ve protesto hakkını yani demokratik hakkını kullandı.

(Uğultular)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın Başkan, çok uğultu var gerçekten.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, konuşmak isteyen arkadaşlarımızın konuşmalarına kuliste devam etmelerini ve hatibi dinleme fırsatı vermelerini rica ediyorum.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Ama maalesef, o dönem ülkemizde de Kobani halkıyla dayanışma göstermek isteyen halklara yönelik bir saldırı gerçekleşti. Karanlık güçler tarafından gerçekleşen bu saldırıda 46 kişi yaşamını yitirdi. Biz o dönemde bu sürecin karanlıkta kaldığını, aydınlatılması gerektiğini defalarca ifade ettik, araştırma önergeleri verdik ama maalesef, yine sizin tarafınızdan reddedildi.

Bakın, 6-8 Ekim Kobani protestolarıyla ilgili 2014 yılında bir soruşturma başlatıldı, o dönem ifadeler alındı ama dosyada herhangi bir gelişme sağlanamadı. Ardından, tam yedi yıl sonra -tabii, süreç değişti- bu sefer dosya yeniden açıldı ve bir kumpas şeklinde planlandı; Eylül 2017 tarihinde içinde eş genel başkanlarımızın, parti üyelerimizin, MYK üyelerimizin olduğu arkadaşlarımız, 108 kişi yargılanmaya başlandı.

İki yıla yakındır süren bu Kobani kumpas davası aslında nasıl bir hukuksuzluk olduğunu, nasıl bir kumpas davası olduğunu bizler çok iyi biliyoruz. Bakın, duruşma 26 Nisan 2021'de görülmeye başlandı. Dava duruşması başlar başlamaz, daha doğrusu başlamadan mahkeme heyeti değiştirildi. İlk duruşmada avukatların oturacağı alan kolluk güçlerine ayrıldı; avukatlar bu durumu protesto ettiler, salondan ayrıldılar, avukatlar olmadığı hâlde dava sürdürülmeye çalışıldı. Davaya alakalı alakasız kurum, kuruluş, kişiler herkes dâhil edilmiş, o dava dosyasında yargılanmayan tek şey IŞİD'dir. IŞİD'i koruyan kollayan bir AKP iktidarı var. Duruşmada dinlenen tanıkların beyanları, devam eden bu kumpas davasının aslında nasıl planlandığını, nasıl organize edildiğini çok iyi ifade ediyor. Bakın, dinlenen tanıkların çoğu Mahkeme Başkanına "Bizim burada ne işimiz var? Bizim bu dosyayla bir ilişkimiz yok. Biz, bu salonda yargılanan kişileri tanımıyoruz." diyorlar ve okunan ifadelerinin de aslında polis tarafından yeniden düzenlendiğini, polisin bu ifade tutanaklarını bilinçli bir şekilde çarpıttığını ifade ediyorlar. Peki, Mahkeme Başkanı ne yapıyor? Tabii, bu beyanlara ilişkin herhangi bir soruşturma açmak yerine bu tanıkları manipüle etmeye, yönlendirmeye çalışıyor.

Son olarak da yargılama devam ederken Mahkeme Başkanı Bahtiyar Çolak görevinden alındı. Avukatlar ve yargılanan arkadaşlarımız, o dönem yeni atanan Mahkeme Başkanına Bahtiyar Çolak'ın neden gelmediğini sorduklarında "Bahtiyar Çolak Covid olmuş." dedi. Yani alenen yalan söyledi, meğerse o dönem Mahkeme Başkanı hakkında süren bir dava varmış, bir dosya varmış, daha sonra basına da yansıdı; Mahkeme Başkanı Bahtiyar Çolak 23 Mart tarihinde, kendilerini derin devletin "ticari istihbarat ayağı" olarak adlandıran Atadedeler suç örgütüne düzenlenen operasyonla meğerse sorgulanıyormuş, soruşturuluyormuş ve sonra gözaltına alındı, şu an bile ev hapsinde. İddialardan bir tanesi de suçlamalar arasında nitelikli dolandırıcılık meselesi de var. Şimdi, iddianameyi kabul eden, AİHM kararlarını dosyaya dâhil etmeyen, her duruşmada arkadaşlarımız hakkında yeniden tutuklama kararı veren Mahkeme Başkanı meğerse bir çete üyesiymiş. Yani bu kumpas davasından da öyle anlaşılıyor ki AKP çetelerle iş görüyor, çetelere talimat veriyor, kendi muhaliflerini yargılıyor ve rehin almaya devam ediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Dolayısıyla bu mahkemenin, şu an devam eden mahkeme heyetinin de daha önce aldığı kararları da şaibelidir, bizler açısından karanlıktadır. Bu heyetin ya iktidardan veya başka güçlerden talimat almadığını, dosyaya müdahale etmek için rüşvet almadığını biz bilmiyoruz; dolayısıyla bu karanlıktır, bunun soruşturulması gerektiğini düşünüyoruz.

Yine, Kobani kumpas davasını yürüten yargıçların, heyetin tarafsız, bağımsız olmadığını biz biliyoruz. Bu heyet ve daha önceki başkan kimdir? Bizi, arkadaşlarımızı yargılayan bu kişiler hangi çetenin üyesidir, hangi karanlık güçle iş birliği içerisindedir, AKP'nin bunlarla ilişkisi nedir? Bunların bir an önce sorgulanması, araştırılması gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Çok kesildi Başkan, aslında hoşgörü gösterebilirsiniz.

BAŞKAN - Buyurun.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, o mahkemede biz siyasetin dizayn edildiğini çok iyi biliyoruz; muhaliflerinizi çetelerin eliyle yargılamaya, kumpas kurmaya devam ediyorsunuz. Bu yeni bir durum değil. Siz 2009 yılında da "KCK operasyonu" adı altında demokratik siyasete, Kürt siyasetine cemaatle birlikte iş gördünüz, o dönemde binlerce insana ceza verdiniz, mahkûm ettiniz, sürgüne gitmesine neden oldunuz, sonra açığa çıktı ki aa, bunların hepsi terör örgütü üyesiymiş ama bu "terör örgütü üyesi" dediklerinizin kararlarını harfiyen uyguladınız. Şimdi de cemaatin yerine envaiçeşit çeteyle iş tutuyorsunuz, çeteyle yol alıyorsunuz, kumpas kuruyorsunuz ama şunu bilin ki bu iş gördüğünüz çeteler zamanı geldiğinde ayağınıza da dolanacaktır.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)