GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:73
Tarih:30.03.2022

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Evet, ben de değerli milletvekilleri, teklifin 7'nci maddesi üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, benim üzerinde söz aldığım maddeyle Milletvekili Seçimi Kanunu'nun sandık kurulu üyeliğiyle ilgili 23'üncü maddesine yeni bir fıkra ekleniyor. Eklenmek istenen bu fıkrayla, bir partinin başka bir partinin üyesini sandık kurulunda görevlendirmesi, görevlendirilecek kişinin oluruna bırakılıyor. Teklifin sahiplerinin ileri sürdüğü gerekçe ise özellikle görevlendirilen bu kişilerin habersiz oldukları için bu kişilerin seçim günü oy kullanma aşamasında habersiz olmaları bir mağduriyet yaratması sebebi sayılıyor ve böyle bir düzenleme getiriliyor. Peki, bu olurun ne şekilde olacağı, sözlü mü, yazılı mı verileceği belli değil. Bunu bir kayda bağlamak siyasi baskı unsuru olma olasılığını da beraberinde getiriyor. Zaten görevi başında olması, o görevi de kabul etmesi anlamına gelmiyor mu?

Şimdi, değerli milletvekilleri, biz yeni seçim sistemimizle seçim sisteminin bütününün yani bütün partilerin, tüm siyasi partilerin bir dayanışma ve görev dağılımının olmasını sağlayacak bir sistem kabul ettik ama şimdi, bir taraftan da bu maddeyle bu dayanışmanın önüne geçmeye çalışıyoruz. Ayrıca, dahası, vatandaşlarımızın da bu demokratik seçimlere katkı vermesini de bir nevi engelliyoruz. Peki, sandık görevlileri listeleri... Zaten o kişilerin bilgilendirilmeleri o siyasi partilerin bir içsel çalışmasıydı her seçim dönemi. Bunu kanunla düzenlemenin bir gereği var mı? Zaten biz önergemizde bu maddenin tamamen çıkarılmasını öneriyoruz. Bize göre gerekçesi çok tatmin edici olmayan bu düzenleme seçim ve sandık güvenliği konusunda yeni şüphelere ve tartışmalara da bir zemin hazırlıyor. Kaldı ki benden önce, az evvel tartıştığımız 5'inci ve 6'ncı maddelerle birlikte değerlendirdiğimizde bu maddeyi, burada en çok tartışılan il ve ilçe seçim kurulu üyelerinin birinci sınıf hâkimler arasından kurayla belirlenmesi değişikliği maalesef kaygıları daha da artırıyor. İktidardaki iki siyasi partinin uzlaşısından ve toplumsal mutabakattan uzak şekilde hazırlanarak gündemimize getirilen bu değişiklikle tüm siyasi partilerin yıllarca güven duyduğu bir uygulamaya da son verildi. Böyle olunca da haklı olarak seçim güvenliği konusundaki kaygıları ya da bu düzenlemenin arkasındaki temel hedefin ne olduğu konusundaki endişeleri de artırıyor.

Değerli milletvekilleri, Komisyonda da belirttiğim üzere, benim dikkatimi çeken bir konu vardı; teklifin gerekçesine baktığımız zaman, özellikle seçim kanunlarının demokrasi standartlarını gösteren en önemli belgeler olduğu belirtiliyor. Şimdi, tabii, burada seçimler değil sadece, seçimlerle ilgili kanunlar da değil, peki bu seçimlerle ilgili kanunların nasıl, hangi süreçlerden geçerek yapıldığı, demokratik, şeffaf, katılımcı olup olmadığı da önemli değil mi? Toplumun tümünü ilgilendiren seçimlerle ilgili köklü yasal değişiklikler yapılırken, bugün olduğu gibi, tüm siyasi partilerin katılımı, uzlaşması, kamuoyunun bu tartışmalara katılımı ve desteği de şüphesiz çok önemlidir. Benzer şekilde, hatırlıyorsanız, hep beraber 2017 Anayasa değişikliğinde de biz sizi uyarmıştık. Yine sağlıklı bir süreci maalesef biz burada işletememiştik ve bugün geldiğimiz aşamada ittifaklar sürecini tekrar tekrar tartışıyoruz, sürekli bir revizyon yapılıyor, sürekli bir reform tartışması içindeyiz. Peki, neden? Çünkü katılımcı, şeffaf -gerçekten olması gerektiği şekilde tartışmadık- sağlıklı bir seçim sistemi ve bugün üzerine vurgu yapılan adil temsiliyet sistemini oluşturamadık. Bugün olduğu gibi, yine iki siyasal partinin hazırlamış oldukları bu teklif bütün siyaset kurumumuzu ve bütün demokratik süreçlerimizi etkiliyor. Doğal olarak, yapılan bu düzenlemeler, bu teklifi hazırlayan iki siyasal partinin önceliklerine göre hazırlandığı izlenimine ve tartışmalarına götürüyor bizi. İşte, buna örnek verecek olursak: Partili ve taraflı bir Cumhurbaşkanının yine kanunda seçim yasaklarından muafiyet kapsamına alınması seçimlerin eşit ve adil koşullarda yapılması ilkesiyle maalesef çelişiyor. Adil ve eşit kampanya sürecini temin edemeyen bir seçim kanununun temsilde adalet sağlaması aslında ne kadar gerçekçi değerli milletvekilleri? Evet, eğer bizler gerçekten ülkemizde demokratik standartlarda bir aşama kaydetmek istiyorsak öncelikle "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" dediğimiz partili ve taraflı cumhurbaşkanlığının anayasal ve kurumsal sancılarını ortadan kaldırmamız gerekiyor. Demokratik kurumların tahribatı, bağımsızlıkları ve özerkliklerinin tehlikeye girdiği bir süreçle karşı karşıyayız. Biz gerçekten demokratik standartlarımızda bir ilerleme kaydetmek istiyorsak işte bu geriye gidişlerin bir yansıması olarak kurucu üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi Venedik Komisyonunun bizleri bağlayan, özellikle seçim güvenliği, temsiliyetle ilgili uyarı ve tavsiyelerini dikkate alabilirdik, bu kanunda bunları tartışabilirdik. Peki, biz ne yapıyoruz? Şimdi, diyoruz ki kanunda: Siyasi etiği sağlama gerekçesi olarak partilerimizi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, siyasi etik sağlama gerekçesi bu kanunda şöyle söyleniyor: "Partilerin seçime girmek için gruba sahip olma, grup kurma koşulunu kaldırıyoruz." Eğer biz siyaset etiği tartışmak istiyorsak değerli milletvekilleri, bunun yolu Avrupa Birliğinin, Avrupa Konseyinin, uluslararası kurumların bizden beklediği gerçekten kapsamlı bir siyasi etik yasasını uygulamaya koymalıyız. Yapılan birçok temel tavsiyeler, maalesef bu siyasi iktidarın gündeminde değil ve uygulamaya geçilmiyor. Şimdi, durum böyleyken sadece yine bu iki siyasi partinin yönetimde istikrar gerekçesiyle sundukları bu teklif, çok çelişkili ve sorunludur.

Sonuç olarak Sayın Başkan, biz Parlamento olarak eğer ülkemizde demokratik standartları gerçekten artırmak istiyorsak, geriye gidişlerin önüne geçmek istiyorsak önce güçlü ve nitelikli bir parlamenter sistemle başlamalıyız; demokratik, anayasal, kurumsal kazanımlarımızı en geniş uzlaşı ve mutabakatla tekrar tesis etmeliyiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Sadece bir kişi ve bir iki partinin çıkarları için değil, ülkemizin kazanımları için yasa yapmalıyız diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)