GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:73
Tarih:30.03.2022

ABDUL AHAT ANDİCAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir ülkede şeffaf, adil ve eşit koşullarda yapılan seçimler demokrasinin temelidir, ruhudur. Bunun bu şekilde gerçekleştirilebilmesi için de, kuşkusuz, demokratik hukuk devletinin prensiplerine uygun, seçim hukukuna uygun, onun genel ilkelerine uygun ve her şeyden önemlisi, Anayasa'ya uygun bir seçim kanununun olması zorunludur.

Şimdi, bugün, Cumhur İttifakı bileşenlerinin yaklaşık iki yıldır üzerinde çalıştıkları bu teklifi incelediğimizde, iktidarın çıkarlarına hizmet etmenin ötesinde, demokratikleşme ya da seçim hukukuna katkı bağlamında herhangi bir şey yapmadığını görüyoruz. Yüzde 7'ye indiriliyor seçim barajı; bunu, sözde, demokratikleşme çerçevesi içerisinde tanımlama eğilimi var. Bütün dünyada ortalama yüzde 3 olduğu daha önce bu kürsüde birçok arkadaş tarafından söylendi. Demek ki burada demokratikleşme vesaire gibi veya demokratikleşmeye katkı gibi bir ilgi ya da alaka yok. "Yüzde 7." Niye? "Böyle istedik." Sadece, verilecek cevap bu çünkü neye göre belirlenmiş, hedefi ne, bu soruların hiçbirinin cevabı yok.

2018 seçimlerinde getirilen ittifak sisteminden vazgeçildiği görülüyor. Bunun nedeni de tabii belli, küçük partilerin bir anlamda temsil edilemeyeceği bir altyapı oluşturulmaya çalışılıyor. Şimdi, böyle bir yasal düzenlemeyi getirdiğiniz zaman, sizin gerçekten, küçük partilerle ilgili, onların demokrasi için çok önemli bir faktör olduğu ya da Mecliste şu ya da bu şekilde temsil edilmeleri gerektiği konusunda bir inancınızın olmaması gerekiyor. Nitekim, bu şey de sonuç olarak bunu gösteriyor.

Mecliste grup kuranların seçimlere girmemesi konusu... 2018 yılında İYİ Parti olarak biz bu deneyimi yaşadık. Yüksek Seçim Kurulu yoluyla, onun aracılığıyla seçimlere sokulmayacak idik ve bu, 20 kişilik grup kurma veya grubu olma yöntemiyle girebildik. Benzer bir durumun 2002 seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi için de geçerli olduğunu unutmamak lazım. Bu tip düzenlemelerle halkın iradesinin önüne geçmek mümkün değil.

Teklifin 5'inci, 6'ncı maddelerinde ilçe seçim kurullarıyla ilgili kıdemli hâkim meselesi var. Burada arkadaşlar, özellikle iktidar tarafından arkadaşlar dediler ki: "Bunların birinci derece hâkim olabilmeleri için on yıl deneyimleri olması lazım, niye güvenmiyorsunuz?" Değerli arkadaşlar, bir şeyi unutuyorsunuz veya bir şey söylenmiyor: Adalet ve Kalkınma Partisinde üyelik yapmış veya bir şekilde parti içerisinde bulunmuş avukatların, avukatlıkta geçen sürelerinin 2/3'ü kıdeme sayıldı yani dolayısıyla söylendiği gibi değil durum. Şimdi, bugüne kadar kıdemli hâkim uygulamasının hangi zararı görüldü de böyle bir yönteme başvuruluyor? Buradaki temel amaç, iktidar bu kurulları siyasileştirmek istiyor, siyasallaştırmak istiyor çünkü iktidar bunun tadını aldı, YSK'yi siyasallaştırmanın tadını aldı. Nerede aldı? 2017 referandumunda sandıkların kapanmasına on beş dakika kala o mühürsüz oyların kabul edilmesiyle veya kabul edileceği kararının verilmesiyle -2,5 milyon oy verildi- referandum geçti. Başka? Başka bir örnek de 2019 İstanbul seçimleri. Yani dünyanın hangi seçim sistematiğinde bir zarfın içerisine 4 tane oy koyuyorsunuz, bunların 3'ü uygun kabul ediliyor, 1 tanesi tekrarlanıyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir anlayış olabilir mi? (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Demek ki 1 tanesinde sıkıntı varmış, 1 tanesinde sıkıntı varmış demek ki.

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Yani bunu ancak Yüksek Seçim Kurulunu siyasallaştırdığınız takdirde yapabilirdiniz.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Hiç alakası yok, hiç alakası yok.

BAŞKAN - Hocam, Ahat Bey, buyurun.

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - İşte, bu nokta kurulları da siyasallaştırma arzusunun gereğidir.

Vakit olmadığı için fazla ayrıntıya giremeyeceğim ama Cumhurbaşkanının seçim yasaklarından muaf tutulması meselesi de bir garabet. Değerli arkadaşlar, bunun için çok şey söylendi, çok fazla konuşmaya gerek yok ama bir halk atasözü var, bir halk atasözü var.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Halk atasözü olmaz, atasözü atasözüdür.

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Ne diyorlar, ne diyor daha doğrusu? Halk, vatandaş diyor ki: "Bu paylaşımı kurt yapmaz kuzulara şah olsa." "Kuzulara şah olsa bu paylaşımı kurt yapmaz." diyor. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Yani siz devletin bütün imkânlarını kullanacaksınız; karşınızdaki adamlar, adaylar her şeyde yasaklı olacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Saygısız ya! Saygısız yani!

TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Öyle bir şey yok diyoruz ya, öyle bir şey yok.

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Ha, şimdi, arkadaşlar...

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Necip Fazıl'ın sözü o, Necip Fazıl'ın sözü. Eski Bakanlık yapmış birisin.

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Önemli değil, önemli değil; sonuçta, vatandaşın söylediği söz.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Ama onun yani.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Onun yani, onun.

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Aferin, aferin (!)

ERHAN USTA (Samsun) - Alkış size, hakikaten alkış yani. Her tarafınız bu kadar açıkken bulduğun açığa bak! Helal olsun sana! Tebrik ederim! Tebrik ederim!

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Bu kadar yanlışı söylerse o kadar söyleyeceğiz tabii.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - "Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa/Yaşasın kefenimin kefili karaborsa!" Karaborsayı da getirdiniz.

ERHAN USTA (Samsun) - Necip Fazıl halkın ta kendisi.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Biz ona, Necip Fazıl'a saygı duyuyoruz; bizim başımızın tacı.

ERHAN USTA (Samsun) - Halkın ta kendisi o da.

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Evet, değerli arkadaşlar, konumuz bu değil. Yani burada bir şeyi daha söylemek istiyorum. Arkadaşlar diyorlar ki: "O yasa çıkmış, Sayın Cumhurbaşkanı buna uyacak." Yahu "Bu ülkenin Anayasası'nı kabul etmiyorum; Anayasa Mahkemesinin verdiği karara saygı duymuyorum, kabul etmiyorum, uygulamıyorum." diyen bir Cumhurbaşkanının bu sözü edilen yasalara uyacağını mı düşünüyorsunuz? Bu kadar saf olabilir misiniz? (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - "Uygulamıyorum." diyen biri yok. Olur mu? Kabul etmemek başka bir şey.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Kabullenmemek başka şey, yanlış ya!

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Dolayısıyla bunları bırakın arkadaşlar, deyin ki: "Biz kendimize uygun bir yasa yaptık kardeşim, çoğunluğumuzla da bunu geçireceğiz, siz de buna mecburen uyacaksınız." Bunu söyleyin. Bu kadar gürültü patırtıya gerek yok, bu kadar konuşmaya da aslında gerek yok.

Saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)