GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Şanlıurfa'daki adalet sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:5
Birleşim:74
Tarih:31.03.2022

ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, Genel Kurulu selamlıyorum.

Urfa'da büyük adaletsizlikler yaşanıyor, biz bu olayı unutturmayacağız. Bakınız, bu olayı ayrıntılı bir şekilde tekrar tekrar anlatmaya devam edeceğiz. Bu olay bir kırılma noktasıdır, bu olay bir vahşettir. O dönem ben de adaydım, bu olay 14 Haziran 2018'de Suruç'ta yaşandı. Bir esnaf ziyareti münasebetiyle Hükûmetin bir vekili ile korumaları, akrabaları, ağır silahlarla bir dükkâna girdiler. Dükkânda çalışan 5 genç var; Celal, Adil, Ferit, Mehmet, Fadıl Şenyaşar. Esvet Şenyaşar da bu olayda öldürülenlerden biridir ama Esvet Şenyaşar olayın içinde zaten yoktu. Orada olay yaşanıyor, yaralanmalar oluyor ve bu olayın büyük bölümü hastanede gerçekleşti; hastanede infaz yaşanıyor, infaz; vahşet yaşanıyor. Hem silahlarla yaralı getirilen Şenyaşar ailesinin üyeleri hem de orada bulunan yangın tüpleriyle insanlar katlediliyor.

Bakınız, Celal ve Adil Şenyaşar orada ölüyor; baba bu olayın yaşandığını duyuyor, kahveden kalkıp hastaneye gidiyor, hastanede babanın bu olaydan haberi var ama bu olayın içinde değil, hastanede Esvet Şenyaşar'ı da katlediyorlar; Emine Şenyaşar'ın yanında, annesinin yanında katlediyorlar. Sonra olay ne oluyor? Sonra Fadıl Şenyaşar tutuklanıyor arkadaşlar, dört yıldır Elâzığ Yüksek Güvenlikli T Tipi Cezaevinde, şu an hücresindedir. Ve aile, Ferit Şenyaşar ve Emine Şenyaşar bir yılı aşkın bir süredir, üç yüz seksen sekiz gündür Urfa Adliyesi kapısında oturmaktadır. O dönem ne yaşandı? Cumhurbaşkanı çıktı, olayı PKK'yle ilişkilendirdi. O dönemin Başbakanı Binali Yıldırım da aynen PKK'yle bu durumu ilişkilendirdi. Sonra malum İçişleri Bakanı -zaten ne söylese yeridir yani- o da PKK'yle ilişkilendirdi. Sonra ne oldu? Bundan altı yedi ay önce -ne diyeyim yani dört yıl geçmiş, Allah razı olsun mu diyelim- Fakıbaba, AKP'nin Milletvekili "Bu olayın PKK'yle alakası yoktur, bu olaydan dolayı ben vicdan azabı yaşıyorum." dedi, Hükûmetin bir üyesi bunu söyledi. Ramazan ayında yaşandı, bu insanlar oruçluydu arkadaşlar, bu insanlar oruçluydu; emeğindeydi, işinde gücündeydi.

Bakınız, terörle ilişkilendirmeye çalıştılar. Bu aile, bu insanlar on dokuz yıldır orada esnaf, vergisini ödüyor, esnaf kefalet odasına kayıtlı ama yerel, böyle çeteci anlayışla bu insanları katlettiler ramazan ayında. Ramazan ayı yaklaşıyor, oruç tutacak arkadaşlarımız da var yani burada Peygamber'imizin hadisinden de bahsetmekte fayda var, ne diyor: "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." Bu kadar vicdansızlık, bu kadar acımasızlık olur mu? Şimdi ne yapmaya çalışıyorlar? "Biz bu işi farklı şekilde halledelim..." Bir tetikçi katliam yapıyor, kimi gönderiyorlar? Bir tetikçiyi gönderiyorlar. Arkadaşlar, modern hukuku baypas etmeye çalışıyorlar. Tabii ki aşiret hukuku, yereldeki toplum ahlakı hukuku bizim için önemlidir, kıymetlidir ama bu mesele dünya kamuoyuna mal oldu; her gün konuşuluyor, her yerde konuşuluyor. Sizin bunu kendi hukukunuzla halletmeniz lazım. Bu işi biz biliyoruz; Urfa Adliyesini aşar, Adalet Bakanını aşar, Hükûmeti de aşar, bu işin anahtarı şu an Cumhurbaşkanının cebindedir. Cumhurbaşkanı hukukun yolunu açarsa bu mesele konuşulur, tartışılır, bu katliamı yapanlar bir an önce tutuklanır. Emine Şenyaşar "Katiller dükkânımızın önünden geçiyor, yanımızdan geçiyor. Bu cesareti Cumhurbaşkanından alıyor." diyor.

Bakınız, arkadaşlar, bu ülkenin adaleti budur, budur; buradadır, yargısı buradadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Biz bu meseleyi unutturmayacağız. Elbette ki Hükûmetin içinde vicdanlı insanlar olabilir ama bu mübarek ramazan ayında herkes yüzleşmelidir arkadaşlar, arınmalıdır. Yani sadece oruç tutmakla bu mesele olmuyor. Büyük bir vicdansızlık... Bu kadın 70 yaşında bir annedir; Ferit'le beraber, bazen de diğer kardeş Mehmet Şenyaşar'la birlikte her gün Urfa Adliyesindedir. Geçen sene iftarını Urfa Adliyesi önünde açtı. Herkes bu mübarek ramazan ayında yüzleşmelidir. Cumhurbaşkanı da vicdana gelmelidir, taraf tutmamalıdır, hukukun kapısını açmalıdır, bu aileye yapılan zulme "Dur!" demelidir. Bu ailenin kimsesi olmadığı için bu kadar hukuk dışında tutuluyor. Biz bu ailenin yanındayız, unutturmayacağız, bunu da böyle bilin. (HDP sıralarından alkışlar)