GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:77
Tarih:07.04.2022

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz teklif, Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu'na eklenecek ek madde 207'yle, içinde Boğaziçi Üniversitesinin de bulunduğu 31 üniversitede 5 binin üzerinde kadro ihdasını ilgilendiriyor. Teklif kabul edilirse sadece Boğaziçi Üniversitesinde 120 kadro açılacak. Bu değişiklik arzusu yeni değil, daha önceden Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle bazı üniversitelerde kadro açma isteği Anayasa Mahkemesi tarafından 27 Temmuz 2020 tarihinde iptal edildi çünkü Anayasa Mahkemesi üniversitelerdeki kadro ihdası konusuyla Cumhurbaşkanının ilgilenmesini konu bakımından, yetki yönünden Anayasa'ya aykırı buldu.

Evet, üniversitelerde kadro açmak, üniversitelerin ihtiyaçlarını belirlemek siyasetçilerin işi değil. Üniversiteler kendi ihtiyaçlarını kendileri belirlemeli. Kadrolar, kişiye özel atamalarla değil, nitelik ölçen bilimsel sınavlarla oluşturulmalı. Aslında olması gereken, YÖK'ün kapatılması, üniversitelerin ise tamamen özerk kurumlar olması.

Şimdi, Erdoğan 2010'da rektörlerle yaptığı toplantısında bakın ne demiş: "Biz istiyoruz ki artık üniversitelerimiz Türkiye'nin kronik sorunlarına yoğunlaşsınlar. Yasakları yasaklasınlar." Vay, vay, vay! "Statüko bekçiliği yapmasınlar, özgürlüğü desteklesinler. Üniversiteler her alanda Türkiye'ye ışık tutsunlar istiyoruz." Hey gidi günler, hey diyoruz; bir yanar bir söner ampul misali! Başbakanlık zamanında bunları söyleyen Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı döneminde ise bilimsel ve tarafsız eğitimi savunan, çoğulcu bir demokrasiyle yönetilmeyi isteyen, barışın toplumsallaşmasını ve herkes için adil bir yaşamı savunan, kısacası, sorgulayan, eleştiren, ifade eden akademisyenler görevlerinden ihraç edildi, öğrencilerin eğitim hakkı engellendi. Sandınız ki ellerinden unvanları alınınca bu insanlar bilimsel üretimden vazgeçecek. Öyle olmadı, siz kampüs alanlarını zapt etmeye çalıştınız, kayyumlar atadınız ama akademisyenler bütün kamusal alanları kampüs yapıp ders verdiler. Atanmış Rektör Naci İnci, Öğretim Görevlisi Can Candan'ın görevine son verip kampüse girişini engelledi. Ne oldu? Can Candan mahkeme kararıyla okuluna da öğrencilerine de geri döndü; öğrenciler onu davul, zurna, halaylarla karşıladı. Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri de öğrencileri de özerk, özgür ve demokratik üniversiteyi savunmak için dört yüz elli altı gündür nöbetteler ve asla vazgeçmeyecekler. Buradan bir kez daha onları selamlıyoruz. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)

Toplumda nerede bir muhalif duruş varsa ayrımcılığa ve şiddete uğruyor. Bu, üniversite öğrencileri için de kampüs alanları için de böyle. "Barınamıyoruz." diyen üniversite öğrencileri toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkını kullanırken polis şiddetine uğruyor, gözaltına alınıyor. Yine kampüs alanlarında eylem yapmak, kutlama yapmak isteyen öğrenciler faşist grupların saldırısına uğradığında ne üniversite yönetiminden ses çıkıyor ne polis ya da özel güvenlik saldırıya uğrayan öğrencileri koruyor. Yine, mesela 31 Martta Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi yurdunda halay çeken Kürt öğrenciler gecenin ikisinde polisler tarafından alındılar, ifadeye götürüldüler. Daha sonra da bu öğrenciler bir grup tarafından depoya kapatılıp zincirle bağlandılar. Aradık üniversiteyi, üniversitenin haberi yoktu. Bunun takipçisi olduğumuzu da buradan ifade etmek istiyorum.

Bir öğrenci diyor ki: "Yaklaşık bir yıldır yemekhanede süren personel eksikliğine 'Personel alacak para yok.' diye ağlayan ODTÜ, 4 güvenlik görevlisi ilanı açmış. Ekmek yoksa dayak yiyeceksiniz arkadaşlar, okulumuz böyle münasip görmüş." Cebeci Kız Yurdu'nda yoğurt, ayran, süt bahar döneminin başından beri yalnızca haftada bir kere veriliyor ve son günü yaklaşmış olan ürünler veriliyor, baharatlar bile ücretli yapılmış. Bunları ifade ediyor öğrenciler. Yani diyoruz ki: Gerçek sorunlarla ilgilenmeli ve çözüm üretmeliyiz ve bütün üniversitelerin kendi özerk yapılarına kavuşmalarını sağlamalıyız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)