| Konu: | Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 07.04.2022 |
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aziz milletimizi ve Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.
Üzerinde söz aldığım maddeyle yabancılara konut satışında uygulanan KDV istisnası düzenleniyor. Teklifte satılan konutun bir yıl yerine üç yıl elde bulundurulması şartıyla istisnanın uygulanması öngörülüyor. Bu düzenlemeyi olumlu olarak değerlendirmek isterdik, sorunları olduğunu belirtmeliyim.
İktidarın, vatandaşlık vermeyle ilgili politikalarının acil bir şekilde değiştirilmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz. İYİ Parti olarak vatandaşlık verilmesine karşı değiliz fakat vatandaşlığımızın bugünkü gibi kelepir fiyatlara satılmasına razı olamayız. Vatandaşlık bir ülkenin geçmişine ve geleceğine ortak olmaktır. AK PARTİ iktidarı tarafından ülkemiz vatandaşlığını alma hakkının kısa sürede ve düşük bedeller karşılığında verilmesi, aslında ülkemizin ucuz vatandaşlık pazarına dönüşmesine neden olmuştur. AK PARTİ her şeyin seviyesini düşürdüğü gibi en büyük gurur kaynağımız olan Türk pasaportumuzun kıymetini, ecdadın bize en büyük mirası Türk vatandaşı kimliğimizin değerini de ucuzlatmıştır. Milletimizin manevi şahsiyeti vatandaşlığımızı vererek, geçmişimize ve geleceğimize ortak edeceğimiz kişilere 250 bin dolarlık ev yanında âdeta eşantiyon olarak vatandaşlık hakkının verildiği bir politika kabul edilemez. İktidarın bu politikaları sonucunda ülkemiz vatandaşlığının uluslararası camiada düşürüldüğü durum millî onurumuzu zedeleyici bir hâl aldı. Eğer ki şanlı kimliğimize sahip olmak isteniyorsa bunun bedelinin de aynı ağırlıkta olması gerekiyor. Ayrıca, vatandaş olmak isteyen kişinin de süreç içinde vatandaşlığımızı hak etmesi lazım yani vatandaşlık yalnızca bir kimlik kartı olarak görülmemeli.
Diğer yandan, simsarlar tarafından çok daha ucuz fiyatlar karşılığında 250 bin dolara ev satılır gibi gösterilip vatandaşlık hakkının bu şekilde sağlandığı da bir sır değil. Bu nedenle, vatandaşlık alma süreci hukuka uygun, ruhuna yaraşır bir şekilde işletilmeli; şebekelerin elinde sahtekârlık malzemesi olmamalı, denetlenmeli, konut satışından sonra vatandaşlığın kazanılmasında belli bir geçiş süreci olmalı. Süreçle birlikte gerekli değerlendirmeler neticesinde vatandaşlığımızın hak edildiğinden emin olunduktan sonra vatandaş olunabilmeli. Bütün medeni ve gelişmiş ülkeler vatandaşlık verme gibi önemli bir konuda kriterlerini üst düzeyde belirlemiş durumdalar; çok yüksek rakamlara önce oturum ve çalışma izni veriliyor, kıymetli gördüğü vatandaşlığının hak edildiğinden emin olduktan sonra vatandaşlık hakları ancak veriliyor. AK PARTİ yönetimi gibi günü kurtarmak, kendine siyasi çıkar sağlamak için değil, kalıcı yatırım çekmek için yabancı ülkeler tarafından vatandaşlık veriliyor. Bu çerçevede, gayrimenkulü elde tutma süresinin en az beş yıl olarak belirlenmesini, 250 bin dolarlık alt sınırın da en az 500 bin dolar seviyesine yükseltilmesini Komisyon görüşmeleri sırasında İYİ Parti olarak teklif ettik. Teklifimiz maalesef reddedildi. Buradan teklifimizi yineliyoruz, elde tutma süresi en az beş yıl olmalı ve konut alımı alt sınırı da en az 500 bin dolara yükseltilmeli.
Değerli milletvekilleri, başlangıçta Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alma hakkı için 1 milyon dolardan az olmamak koşuluyla yatırım yapılması gerekirken 19 Eylül 2018 tarihinde yapılan yasal değişiklikle 250 bin dolar tutarında konut alınması yeterli oldu. Yabancı ülkelerin kitle iletişim araçlarında ülkemizde yapılan ucuz vatandaşlık satışları sıklıkla yayınlanmaya başlandı. Birçok yabancı uyruklu kişi çok hızlı şekilde ucuz vatandaşlık aldı. Bu yolla Türk vatandaşı olanlar arasında ülkemiz vatandaşlığına geçerek kendi ülkesine yaptırım uygulayan ülkelerin ambargosunu delmeye çalışanların veya kendi ülkesindeki sıkı vergi politikalarından kaçanların her geçen gün arttığını da belirtmeliyim.
Ayrıca ülkemizde özellikle enerji ve madencilik alanlarında yabancı ülkeler adına faaliyet gösteren paravan şirketlerin araştırılması gerektiğini ve önlem alınmazsa ileride büyük sürprizlerle karşılaşma ihtimalimizin olduğunu daha önce bu kürsüden ifade etmiştim, tekrar ediyorum. Merkez Bankasının kasten heba edilen, eritilen döviz rezervlerine kaynak bulmak, ekonominin gerçekleri dışındaki akıl dışı icraatlarla çökertilen hazineye para girişi sağlamak için ülkemiz vatandaşlığının uluslararası camiada düşürüldüğü durumun millî onurumuzu oldukça zedelediğini belirtir, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)