GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:77
Tarih:07.04.2022

ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 10'uncu maddeyle ilgili HDP adına huzurunuzdayım. Ekranları başında bizi izleyen halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Bu maddeyle yabancılara istisna kapsamında teslim edilen konut ve iş yerlerinin bir yıl değil de üç yıl elde tutulması şartı getiriyor. Yani tapuya da üç yıllık bir şerh konuyor, üç yıl içinde satamıyor.

250 bin Amerikan dolarıyla yabancılar burada konut veya iş yeri alıyor. Bu da özellikle 2021 yılında Türk lirasının yüzde 75 değer kaybetmesiyle yabancılar için çok cazip bir imkân yaratıyor. 2020'den 2021'e geçerken yabancılara konut ve iş yeri satışında yüzde 44'lük bir artış olmuş. 2021 yılında 59 bin iş yeri ve konut satılmış, bu yıl da 70 bin olarak tahmin ediliyor çünkü her gün daha da artıyor, döviz artıyor, daha cazip hâle geliyor. Dünyadaki örneklerinden çok farklı olarak Türkiye'de başka ülke vatandaşlarının gayrimenkul alarak doğrudan vatandaşlık hakkına sahip olabilmeleri, AKP iktidarının Türkiye'yi içerisine soktuğu büyük ekonomik krizin bir göstergesidir arkadaşlar. Yani şimdi siz, günlük çözümlerle günü kurtarmak için bu yasayı çıkarıyorsunuz.

Diğer taraftan, bu, birçok ülkede, üçüncü dünya ülkelerinde televizyonlarda reklam veriliyor "Türk vatandaşlığı bu kadar ucuz, beleş." diye. Şimdi, bir de simsarlar çıkmış, neredeyse tezgâhları üzerinde satacaklar. Değerli milletvekilleri, vatandaşlık hakkı öyle basit bir hak değil. Vatandaşlık hakkını siz hem haraç mezat satacaksınız, kürsülere de çıkacaksınız, milliyetçilik hamaseti yapacaksınız, "Vatan millet Sakarya!" diyeceksiniz; ondan sonra... Vatandaşlık, bir aidiyet meselesidir, bir duygu meselesidir, bir hissiyat meselesidir. Siz bunu satıyorsunuz arkadaşlar, bu aidiyeti satıyorsunuz. Siz onu satacağınıza kendi asli vatandaşlarınız olan Kürtler, Aleviler... Kürtlerin ana dilini kabul etmiyorsunuz, Kürtlerin seçtiği belediye başkanı, belediye meclis üyelerini kabul etmiyorsunuz, Alevilerin inançlarını kabul etmiyorsunuz. Bu aidiyetin zayıfladığını, bu duyguların zayıfladığını hiç düşünmüyor musunuz?

Diğer taraftan, ben otuz bir yıl yurt dışında kalan biriyim. Hiçbir demokratik ülkede vatandaşlık satılmaz ancak gelen bir göçmene oturma ve çalışma izni verilir ve ondan sonra bazı ülkelerde üç yıl, bazı ülkelerde beş yıl şartı vardır. Bu beş yıl içinde uyum programları uygulanır onlara ve beş yıl içinde eğer kriminal bir suç işlememişse, dilini öğrenmişse -bazı ülkelerde hatta imtihan bile var, dil imtihanı var- ondan sonra vatandaşlık verilir. Bir de "250 bin dolar getir de nereden getirirsen getir." Türkiye daha yeni gri listeye girdi arkadaşlar, niye girdi? Kara para aklamadan girdi. Siz, bu paranın nereden geldiğini, menşesini sormuyorsunuz, aynı şeye devam ediyorsunuz. Avrupa Birliğine girmekte de sözde ısrar ediyorsunuz, Avrupalılar bunu görmüyor mu? Yani bu yıl 70 bin kişi bu şekilde vatandaş olacak, kimi aldatabilirsiniz?

Diğer taraftan, arkadaşlar, şimdi, gelen göçmenler için hangi çalışmayı yaptınız? Uyum için ancak Suriyelileri ve Afganları ucuz iş gücü olarak gördünüz, bu bir insanlık suçudur. İstiyorsunuz ki Avrupa size para göndersin, siz onların bekçiliği yapacaksınız, sınırdan öbür tarafa geçirmeyeceksiniz ama bu insanlar da bu ülkeye gelmiş, bunlar da burada bir hayat kuracak, onun için programlar yapılmalı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özen, süreniz tamamlandı.

ZEYNEL ÖZEN (Devamla) - Bir dakika Başkanım...

BAŞKAN - İlave sürem yok Sayın Özen.

Teşekkür ediyorum.

ZEYNEL ÖZEN (Devamla) - Teşekkür ederim.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)