| Konu: | Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 07.04.2022 |
AHMET KAYA (Trabzon) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, bugün kamu-özel iş birliğiyle yapılan yap-işlet-devret projelerini konuşacağım; yolcu garantili havalimanları, araç garantili köprüler, otoyollar, hasta garantili hastaneler.
Tabii, AKP iktidarı ve saray rejimi bu konuların konuşulmasını istemiyor çünkü milletimizin gerçekleri öğrenmesinden korkuyorlar. O nedenle Sayın Genel Başkanımız son grup konuşmalarında bu konuda konuştuktan sonra "İhtiyatlı konuşmalısın." diye bir karar çıkarıldı ama şunu bilin ki susmayacağız; sağır sultan bu meseleyi duyana kadar, 84 milyon insan gerçekleri öğreninceye kadar bu soygunları milletimize anlatmaya devam edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın değerli arkadaşlar, bu projelerden bazılarını dikkatinize sunmaya çalışacağım. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün yapım maliyeti 3 milyar dolar, garanti verilen ödeme toplamı 9 milyar dolar. Şimdi 3 milyar dolara yapılan bir işe 9 milyar dolar ödeme garantisinin verildiği yerde yapan müteahhitlere yüzde 300'lük bir kâr sağlanmış oluyor. Diğer taraftan, Osmangazi Köprüsü'nün yapım maliyeti 1 milyar 200 milyon dolar, garanti verilen ödeme miktarı 15 milyar dolar değerli arkadaşlar. Yapan arkadaşlara, yapan o firmalara yüzde 1.150 oranında bir kâr kalıyor. Zafer Havalimanı arkadaşlar, 50 milyon avroya yapılmış, 208 milyon avro garanti verilen toplam ödeme miktarı; yüzde 400'lük bir kârdan bahsediyoruz. Piyasada müteahhitlik yapan arkadaşlar vardır, içimizde de vardır. Müteahhitlerin iş yapma esaslarına baktığımız zaman maliyet artı makul kârla iş yaparlar. Değerli arkadaşlar, böyle bir kâr oranını gören, bilen varsa çıksın, desin ki: "Ben gördüm, duydum, işittim." Böyle bir şey olamaz arkadaşlar, böyle bir iş yapma biçimi olamaz. Burada resmen devletin, milletin imkânları çarçur edilmiştir, talan edilmiştir.
Bakın, değerli arkadaşlar, piyasada sadece bu müteahhit arkadaşlar kamu ihalelerini almıyorlar, bunların yanında yine kamuya iş yapan 40 bin müteahhit adına geçenlerde Kamu Müteahhitleri Platformu sözcüsü çıktı, bir açıklama yaptı, söyledikleri burada. "Bakın, bu zamlara dayanmamız mümkün değil, batıyoruz. Kamuya yol, konut, bina, köprü yapan bu 40 bin müteahhit yüzde 500'e varan olağanüstü zamlar nedeniyle batma noktasına geldik, iflas etme noktasına geldik." diye feryat ediyorlar ve inşaattaki sıkıntının sadece müteahhitleri değil, zincirleme olarak 250'den fazla sektörü etkileyeceğini; 2,5 milyona yakın inşaat işçisini zora sokacağını söylüyorlar. Peki, bu feryatları duyan var mı? Buna karşı bir tedbir alan var mı? Maalesef yok arkadaşlar. Varsa yoksa o 5 müteahhit -Sayın Genel Başkanımızın da dediği gibi- o 5'li çete, tek düşünülen bunlar; bunların çıkarlarını, menfaatlerini korumak; başka kaygısı yok maalesef iktidarın. Değerli arkadaşlar, yine, Türkiye Müteahhitler Birliğinin bu konuda bir açıklaması var, onlar da feryatlara ses vermişler, kamuya iş yapan müteahhitlere sahip çıkılması gerektiğini ifade etmişler fakat bu sesler maalesef duyulmuyor.
Bakın, değerli arkadaşlar, şimdi, bu projeleri dikkatle incelediğimiz zaman yani yapım maliyetlerini ve verilen garantileri incelediğimiz zaman gerçekten bunların proje değil, hazine garantili garabetler ve hazine garantili soygunlar olduğu gerçeğini görüyoruz; ülkemizin geleceğini, çocuklarımızın geleceğini ipotek altına alan projeler olduğunu görüyoruz. Bunlar, AKP iktidarının âdeta kapitülasyonlarıdır değerli arkadaşlar. Ekonomimizin bu hâlde olmasının, milletimizin fakruzaruret içinde sıkıntı çekiyor olmasının temel sebebi de bu ve bu gibi uygulamalardır. Bakın, 5 müteahhitten bahsettik az önce, bu 5 müteahhit ihya olurken 40 bin müteahhit iflas ediyor ama bunu gören, duyan yok maalesef.
Değerli arkadaşlar, ben, yapım gereği hizmeti eleştirmeyi çok sevmem; hizmeti takdir etmeyi, hizmet edenlere teşekkür etmeyi vazife bilirim ama burada "hizmet" adı altında resmen bir soygun var, bunun altını çizmeden de geçemeyeceğim.
Değerli arkadaşlar, bizler milletin vekilleriyiz, temel görevimiz memleketimizin ve milletimizin yüksek çıkarlarını korumaktır, milletin verdiği vergilerin her bir kuruşunun haksız ve hoyratça kullanılmasına izin vermemektir. Bizler, arabalarımıza çakar takmak için, yan gelip yatmak için, haksızlıklar karşısında susmak için milletvekili olmadık; milletin hakkını, hukukunu korumak için milletvekili olduk diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)