GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:77
Tarih:07.04.2022

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

31/12/2017 tarihinden önce ruhsatsız ya da ruhsat ve eklerine aykırı yapılmış yapılarla ilgili getirilmiş olan imar barışıyla ilgili, hazine arazisi üzerindeki mülkiyet sahipleriyle ilgili 2018'in 31 Aralığına kadar başvuru süresi verildi ve 31/12/2019 tarihine kadar da bu bedellerin yatırılması istendi. Tabii, bu bedelleri müracaat eden vatandaşlar, 2018 yılından başlayan büyük ekonomik çöküntüyle birlikte yatıramadılar. Şimdi, bu uzatılıyor.

Peki, ne getirdi bu imar barışı? Şimdi, baktığımızda ne getirdi imar barışı? Kaçak yapılaşmayı artırdı. Tarım arazilerinin içine 250 metrekarelik konut yapılarak "hobi bahçesi" adı altında Türkiye tarım topraklarının milyonlarca metrekare azalmasına yol açtı. Başka ne getirdi? Meralara ve yaylalara kaçak inşaatların yapılmasını. Çanakkale'den Mersin'e kadar bütün sahil boyunda, köylerde, özellikle de köy bölgelerindeki kaçak yapılaşmaların, inşaatların sayısının artmasına yol açtı. Başka ne getirdi? Sağlıklı ve nitelikli bina yapmak yerine kurallara uygun olmayan inşaatların çöplüğüne dönen bir ülkeye dönüştürdünüz. Ya, okullardan mimar, mühendis mezun ediyorsunuz, bir yandan da kaçak inşaatları sürekli olarak teşvik eden düzenlemeler getiriyorsunuz. O zaman bu kadar mimar, mühendis niye var? O zaman deprem riski taşıyan bölgelerde risk taşıyan binaların yapılmamasıyla ilgili endişelerimizi nasıl gidereceğiz?

Şimdi, millet yokluk içinde; millet kıtlık içinde; tam da bu dönemde getiriyorsunuz, diyorsunuz ki: "Bütçeye para lazım, müteahhitlere para lazım, para yatıranlara, dövizini TL'ye çevirip bankaya yatıranlara kur korumalı mevduat için para lazım. Nereden bulacağız? Hadi hazine arazilerini yeniden satalım."

Peki, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bütün bunlar olurken ne yapıyor? Değerli arkadaşlar, bu hafta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı inanılmaz çalışıyor, inanılmaz. Hem de nerede? İstanbul'da. İstanbul'un Planlarını yapma yetkisi Büyükşehir Belediyesinde; Bahçelievler Belediyesinde olan E5 üzerinde 14 bin metrekarenin üzerindeki bir parsele Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı plan tadilatı yapıyor. Bakın, bütün Bahçelievler'de 1,5 emsal, 5 kat yükseklikken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bir mobilya şirketi tarafından toplanan 14 bin metrekarenin üzerindeki bu arsaya 2'nin üzerinde bir emsal, 5 katın yerine de 7 kat imar veriyor. Niye veriyor? Çünkü hak ve adalet duygusunu bu mübarek ramazan gününde yüreğinde hissetmeyenler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının koridorlarını doldurmuşlar.

Tam da dün bu Meclis kürsülerinde çokça konuştuğumuz bir büyük yolsuzluk dosyası... İstanbul Kemerburgaz'daki Kemer Yapı Kooperatifinin Kemerburgaz'daki arazileri, golf sahaları, spor sahaları teminat gösterilerek Demirören Grubuna verilen, 750 milyon dolar karşılığında kamunun eline geçen, Ziraat Bankasının eline geçen, muhtelif tarihlerde yapılan imar planları da Danıştay tarafından iptal edilen arazilerle ilgili dün KAP'a bir bildirim yapılıyor. Emlak Konut ile Ziraat Bankası arasında bir anlaşma yapılıyor, bu anlaşmaya göre de golf sahasındaki 15 delik bulunan 325 bin metrekarelik araziye Demirören'in Ziraat Bankasına kazığını çıkarmak için imar planı yapıyorsunuz.

Bakın, 1.100 konutun bulunduğu arazinin içindeki 325 bin metrekarelik alanla ilgili bilgi veriyorum size; 93 bin metrekare orta yoğunlukta gelişme alanı diye konut alanı açıyorsunuz, 135 bin metrekare düşük yoğunlukta konut alanı açıyorsunuz, 12 bin metrekare ticaret alanı, 4 bin metrekarenin üzerinde de ticaret artı konut alanı açıyorsunuz. Metrekare satış fiyatı 3 bin doların üzerinde olan bir bölgede yaklaşık 250 bin metrekareyi yeni inşaat sahası olarak İstanbul'un göbeğindeki ormanları, tarım topraklarını, spor alanlarını, yeşil alanları sırf Demirören'e verdiğiniz batık krediyi kurtarmak için imara açıyorsunuz.

Bakın, değerli arkadaşlar, Türkiye'nin 1960'lardan itibaren çok başarılı bir tarım politikası vardı. Tarımsal topraklarımıza musallat olan süne zararlısıyla mücadele etmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en önemli, başarılı görevlerinden biriydi. Şimdi, bize düşen görev ne biliyor musunuz? Yeşil alanlara, spor alanlarına, tarım alanlarına musallat olan bu iktidarı süne zararlısıyla mücadele ettiğimiz gibi bir mücadeleyle ortadan kaldırmak. (CHP sıralarından alkışlar)