GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:77
Tarih:07.04.2022

RIDVAN TURAN (Mersin) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, hazine taşınmazlarında tarımsal üretim için bir şeyler yapılmaya çalışılmış fakat yanlış yapılmış yani niyet ile sonuç arasında inanılmaz bir açı farkı var. Geçen sene bu konuda bir kanun teklifi yazdık, az önceki konuşmamda da bir kanun teklifi göstermiştim. Bunu niye gösteriyorum biliyor musunuz? Diyor ya birileri: "Ya, bu muhalefet ha bire eleştiriyor kardeşim, sizin alternatifiniz nedir?" Hayatımız alternatif yazmakla geçti, işte, size bir alternatif daha.

Şimdi, hazine taşınmazlarında tarımsal faaliyeti sürdüren üreticiler meselesi memleketin çok temel meselelerinden bir tanesi. Kendi seçim bölgemde, 1950'lerde gelmiş, hazine arazisine yerleşmiş, o çölleri, kıraç bozkırları böyle bir dünya cenneti hâline getirmiş insanların yüzlerce dönümlük arazileri üzerinde organize sanayi bölgesi yapılmaya çalışıldı, ben de halkımızla görüşerek bir kanun teklifi kaleme aldım. Şimdi burada bir kanun teklifi var ya, Komisyonun kanun teklifi var ya, bu kanun teklifi zerreyimiskal kadar derde derman olabilecek bir kanun teklifi değil. Doğrusu şudur; yani yanlışı odur, doğrusu budur: Bir defa, bir hazine alanında beş yılı aşkın tarımsal faaliyet sürdüren insanların ecrimisil ödemesi kaydıyla mutlak suretle o alandaki kullanım hakkı -bak, değişim demiyorum- onlara ait olmak zorundadır. Kullanım amaçlı olarak bu alanların oradaki yoksul köylülere tanzim edilmesi, tescil edilmesi zorunluluktur. Ayrıca, kamunun elinde bulunan ve kullanılmayan ancak yoksul köylülerin de, topraksız köylülerin de bir tarafta olduğu gerçeği dikkate alınırsa bu toprakların o insanlara bedelsiz ama değişim üzerinden değil, kullanım değeri üzerinden devredilmesi devletin anayasal zorunluluğudur. Bakın, bu Anayasa'da yazıyor ha, ben uydurmuyorum bunu, Anayasa'da yazıyor. Dolayısıyla böyle birtakım ucube -az önce ifade ettiğim gibi- palyatif tedbirlerle bu işlerin yapılabilmesi mümkün değildir.

Bakın, değerli arkadaşlar, bir meseleyi çözmek istiyorsanız çıkın, cesaretle o meseleyi çözecek hamlelerde bulunun yoksa böyle arada derede, yoksulların derdine derman olmayan ama sermayenin daha da fazla semirmesini sağlayan şeyler sizin ancak ve ancak vebal hanenize kaydedilen şeylerdir.

Şimdi, iktidarın son dönemlerde söylediği bir şey var, ben bunu açıkça "yalan" olarak ifade ediyorum, o da şu: "Ya, evet, bu memlekette tarım ürünlerinin fiyatı artıyor ama bu, dış kaynaklı söz konusu oluyor." Oysa bu, kuyruklu bir yalan. Küresel olarak enerji, emtia ve gıda fiyatlarında bir artışın olduğu muhakkak ancak Türkiye'deki artışın sebebi bu değil. Eğer şöyle bir hesap yapılırsa -Uğur Gürses iktisatçı, bu konuda bir hesap yapmış- bunlardan arındırırsanız şu andaki enflasyonu durum bütün açıklığıyla ortaya çıkıyor. O nedir, ben size söyleyeyim: Bunlar diyorlar ya "Bu memleketteki pahalılığın esas sebebi işte, Ukrayna'da savaş var, dünyada gıda fiyatları artıyor." falan filan diye, ne diyorum biliyor musunuz? "Kuyruklu bir yalan." Ukrayna savaşının arkasına saklanarak buradaki durumu idare etmeye çalışmanın hiçbir anlamı yok. Şimdi, bu sözünü ettiğimiz enflasyon kalemlerinden arındırarak enflasyon hesabı yapalım. Bakın, bu hesaba göre Avrupa'da "Yüzde 7,5." dedikleri enflasyonun bu sözünü ettiğim riskler arındırıldığında karşılığı yüzde 3'tür -yüzde 3 üzerinden tepiniliyor- Türkiye'de ise yüzde 48,4'tür. Dolayısıyla burada uluslararası alandaki artışlara paralel olarak bir artış falan söz konusu değildir; bu, bu iktidarın ve Erdoğan'ın beceriksizliği sonucunda ortaya çıkmış. Kendi yandaşlarını daha fazla semirtmeye dönük, yoksullarıysa daha fazla yoksul etmeye dönük, bir lokma ekmeği şu iftar saatlerinde vatandaşına fazla gören bir siyasi anlayışın tekabül ettiği yer işte budur. O nedenle, az önce de söyledim, şimdi de söylüyorum: Bu yasanın ve bu anlayışın memlekete hiçbir faydası olmayacaktır. (HDP sıralarından alkışlar)