GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:77
Tarih:07.04.2022

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.

Genel Kurul ve değerli halkımız; evet, bir ülke düşünün, bir ürünün tüketiminde dünya birincisi ve bu ürünün üretiminde de kendi kendisine yeten bir ülke fakat gelin görün ki bu ülke bu üründen zarar ediyor. Burası neresi olabilir? Elbette olsa olsa Türkiye olabilir. Evet, ÇAYKUR yani çay Karadeniz Bölgesi'nin en temel üretim maddesi ve Karadenizliler çay ve fındıktan geçiniyorlar. Karadeniz'de neredeyse başka bir geçim kaynağı yok ama AKP Karadeniz'i bir vahşi turizme kurban etmiş durumda ve Karadenizliler hızla göç ediyorlar.

Şimdi, ÇAYKUR 2017'ye kadar kâr eden bir sektör, bir kurum fakat her ne oluyorsa 2017'den sonra bu kurum zarar etmeye başlıyor. Peki, niye zarar etmeye başlıyor? Çünkü 2017'de Varlık Fonuna devredildiği için zarar ediyor. Peki, zararının sebebi ne? Yani yatırım mı yapmış, fabrika mı almış, çay tarlalarını mı yenilemiş, üreticilere mi vermiş? Hayır, hiçbirini yapmamış. Yaptığı tek şey, bakın, dünyada en çok çay tüketen Türkiye'de bu işin başındaki kurum ÇAYKUR, çay satmak için reklam yapma ihtiyacı duymuş. Yani reklama hiç ihtiyacı olmayan ülkede, ne hikmetse reklama sadece 2019 senesinde 36 milyon TL para vermiş. Aynı ÇAYKUR, yine, fuar ve festivaller için bir yıl içerisinde 896 milyon TL para harcamış. Yani Varlık Fonu bir hortum, AKP hortumu; halkın olanı saraya hortumlama mekanizmaları bunlar. Yani sağlıkta ne yaşanıyorsa, eğitimde ne yaşanıyorsa, turizmde, ekolojik alanda ne yaşanıyorsa aynı şeyler burada da yaşanıyor.

Şimdi, bakın arkadaşlar, çay üreticilerinin en temel sorunlarından bir tanesi en son artan fiyatlar yani girdi fiyatları, işte, gübre fiyatları, mazot fiyatları ve elektrik fiyatları. Şimdi, Rizeli çiftçi, üretici "Ben hiç gübre atmayayım, zaten ÇAYKUR malımın yarısını alıyor; yarısını üreteyim, en azından onu ÇAYKUR'a satayım." diye düşünüyor çünkü şu anda ÇAYKUR üretilen çayın ortalama yarısını alıyor; diğer yarısını da özele veriyor, vermek zorunda kalıyor üretici. Peki, bunu yaparken ne oluyor? Örneğin, diyelim geçen sene 4 TL taban fiyat açıklanmışken... ÇAYKUR kota ve kontenjan uygulayarak tamamını almadığı için üretici bunun birçoğunu mecburen özele vermek zorunda kalıyor. Özelde 4 lira taban fiyat açıklanmışken bunu 2,8 TL'ye alma fırsatçılığını gerçekleştiriyor. Yani başından sonuna son derece sistematik bir vurgun ve yıkımla karşı karşıya Karadeniz'de çay üreticileri. Çay üreticilerinin, bu insanların talepleri şunlar, diyorlar ki: "Biz, gübre fiyatları yüzde 300 artmışken desteklerin artırılmasını bekliyoruz." Şu anda 7.500 TL gübre fiyatları. "Kota ve kontenjan kaldırılsın." diyor çiftçiler. "Özel şirketler, belirlenmiş kotanın, taban fiyatının altında çay alamasınlar, bu yasaklansın." diye talepleri var çiftçilerin.

Yine, bu sene en az 12 TL olarak taban fiyatının açıklanmasını istiyor çiftçiler ve bu konuda hâlâ iktidarın kararını bekliyorlar, açıklanmış değil. Aynı zamanda, burada ÇAYKUR'un çay alımındaki payının artırılmasını, çiftçinin özel şirketlere mecbur bırakılmasının da engellenmesini istiyor çiftçiler ve bu anlamda çay bahçelerinin yenilenmesi gerekiyor; bu çay bahçelerinin yenilenmesi için de devletin desteği şart, devlet desteği olmadan bu çay bahçelerinin yenilenmesi mümkün değil.

Evet, son olarak Karadeniz çiftçisi, Karadeniz'in emekçileri AKP'nin rant politikalarına kurban ediliyor. Karadeniz aynı zamanda insansızlaştırılıyor bu politikalarla ve Karadeniz üreticilerinin talepleri karşılanmalı, taban fiyatı derhâl en az 12 TL olmak üzere açıklanmalıdır. Buradan, çay üreticilerinin bu konudaki mücadelelerini desteklediğimizi ve yanlarında olacağımızı bir kez daha belirtiyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)