GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:77
Tarih:07.04.2022

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben de 30'uncu madde üzerine söz aldım. Çok geç oldu, biliyorum, sabrınıza sığınarak görüşlerimi paylaşacağım.

Şöyle ki: Benim üzerine söz aldığım 30'uncu maddede ÖSYM Başkanlığına soru hazırlamak üzere görevlendirilen öğretim elemanları ve Millî Eğitim Bakanlığında görevli öğretmenlere yapılmakta olan ve süresi 31 Aralık 2021 tarihinde sona erecek olan ek ödemelerin 31 Aralık 2024 tarihine kadar uzatılması düzenlemesi yapılmaktadır.

ÖSYM'ye getirilen bu düzenlemeye elbette bizim de karşı olduğumuz bir durum yok, sadece vermiş olduğumuz önergeyle bu maddenin daha anlaşılır hâle gelmesini önerdik. Ancak ÖSYM'nin yapmış olduğu sınavlardaki tartışmalar tabii ki çok ciddi sorunlara neden olmuştu ama bugünse ÖSYM'nin yapmış olduğu sınavlardaki sınav ücretlerinin, öğrencileri ve ailelerini çok zor durumda bıraktığını dile getirmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, baktığımız zaman, ÖSYM 2019 ve 2020 yıllarında merkezî sınav başvurularından yaklaşık 1 milyar 400 milyon lira gelir elde etmiş. Pek çok merkezî sınavda son üç yılda ortalama yüzde 45 oranında da sınav ücretlerine zam yapmış; bu, gerçekten ciddi bir oran. Sınav giriş ücretlerine çok yüksek zam yapan ÖSYM, en yüksek zammı da yüzde 50 oranında geç başvuru ücretlerine yapmış. Ülkemizin ve halkımızın içinde olduğu bu ekonomik darboğazı da dikkate aldığımızda, bu geç başvuru ücretlerindeki yüzde 50 oranın çok fazla olduğunu dile getirmek istiyorum ve bu oranın gerçekten geri alınması noktasında da bir düzenlemeye ihtiyaç var.

Değerli milletvekilleri, üniversite sınavlarına girecek olan öğrencilerin ya da mezunların, anayasal hakkı olan bu sınavlara giriş sürecinde aslında bir sınav ücreti alınmaması gerektiğini biz ısrarla öneriyoruz ve sürekli dile getiriyoruz. Sosyal devlet anlayışının da bir gereği olarak üniversiteye giriş sınavlarının ücretsiz olması konusunda bir düzenleme yapmamız gerektiğini ben tekrar dile getirmek istiyorum. Özellikle de karşı karşıya olduğumuz bu ekonomik süreçte böyle bir düzenlemeye ihtiyaç var.

Değerli milletvekilleri, saat geç oldu, ben birkaç konuyu dikkatinize sunmak istiyorum: Son zamanlarda sizlerin de dikkatini çekiyor, ben de bir akademisyenim, özellikle vakıf yükseköğretim kurumlarında son dönemlerde yaşanan, bu üniversitelerde görev yapan özellikle akademisyenlerin, öğretim üyelerinin, öğretim elemanlarının, gerçekten yetişmesi gereken araştırma görevlilerinin, doktor öğretim üyelerinin karşı karşıya kaldığı bir durum var. Özellikle güvencesiz... İşte, biz kanunla bir düzenleme yaptık ve bu üniversitedeki öğretim elemanlarının gerçekten özlük haklarında bir düzenlemeye gittik, bir kanun çıkarttık burada oy birliğiyle. Neydi bu kanun? Nisan 2020 yılında biz bu düzenlemeyi yaptık Millî Eğitim Komisyonunda, bir ek madde ekledik kanuna: "Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez." Ciddi bir düzenlemeydi bu, ancak şimdi, baktığımız zaman, bizim bu çıkarttığımız kanunu bazı vakıf yükseköğretim kurumları uygulamıyor. İşte siz de takip ediyorsunuz; İstanbul Nişantaşı Üniversitesi, Bilgi Üniversitesindeki akademisyenler; Maltepe Üniversitesi gibi bazı vakıf üniversitelerindeki üniversite yönetimleri bu kuralı uygulamıyor ve akademisyenlerin açıkçası karşı karşıya kalmış oldukları bir tablo var, bir muamele var ve işten çıkarmalar var. Bu konuda, tabii ki, bu karşı karşıya kalınan muameleyi biz kabul etmiyoruz ve bu noktada da akademisyenlerin özlük hakları, çalışma koşullarıyla ilgili kanunen hak ettikleri düzenlemenin üniversite yönetimleri tarafından yerine getirilmesi gerektiğini özellikle ben buradan tekrar vurgulamak istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Yükseköğretim Kurulunun da bu noktada bir denetim yetkisini kullanması gerektiğini düşünüyorum. Ama asıl bizim tartışmamız gereken -ben geçen de Mecliste dile getirdim- burada kanun yaptık, biz bu vakıf üniversitelerinin ismini değiştirdik; şimdi, bizim bu isim değişikliğinin ötesine geçmemiz lazım. Bunlar gerçekten vakıf mı, özel kurumlar mı, oluşumları nasıl, sermaye yapıları nasıl, hangi sermaye grupları var arkalarında, mali yapıları şeffaf mı, lobileri ne, statüleri ne, en önemlisi de eğitim nitelikleri ne değerli milletvekilleri? Buradaki akademisyenlerin çalışma koşulları, özlük hakları... Bence biz isim değişikliğinin ötesine geçmeliyiz ve bu üniversitelerde ciddi bir düzenlemeyi hep birlikte yapmalıyız diye öneriyorum.

Kadroyla ilgili bir 9'uncu madde var burada, bu da çok sıkıntılı. Biz bu kadroları veriyoruz ama bu kadrolara atama süreçleri nasıl oluyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Gerçekten liyakate dayalı, objektif kriterlere göre mi atamalar yapılıyor? Bunu da Meclisin dikkatle takip etmesi gerektiğini düşünüyorum.

Sabrınız için teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)