GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vakıf yükseköğretim kurumları ve öğretim elemanlarının özlük haklarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:5
Birleşim:78
Tarih:12.04.2022

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, öncelikle iyi bir çalışma haftası diliyorum.

Evet, vakıf yükseköğretim kurumları ve öğretim elemanlarının özlük hakları konusunda ben de gündem dışı söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, ülkemizde 74 vakıf üniversitesi bulunmakta, toplam öğrenci sayıları da 503 bin; öğretim elemanları ise neredeyse, değerli milletvekilleri, yaklaşık 30 bindir. Bu tablo, vakıf üniversitelerinin yükseköğretim sistemimiz içinde önemli bir konuma ve büyüklüğe geldiğini de ortaya koymaktadır ancak bu büyüklüğe rağmen çok az sayıdaki vakıf üniversitesi gerçek anlamda kurumsallaşmasını tamamlayıp nitelikli eğitim verirken, öğretim elemanlarının çalışma ve özlük hakları koşullarını iyileştirirken çoğu üniversitenin maalesef öncelikleri bu olmamıştır. Kimi vakıf üniversitelerinin yetersiz fiziki ve akademik altyapıları, şeffaf olmayan sermaye ve mali yapıları, ilişkili oldukları sermaye lobileri, statüleri, yönetim yapıları, özerklikleri ama değerli milletvekilleri, en önemlisi, nitelikli eğitim başta olmak üzere çok temel sorunları bulunmaktadır bu üniversitelerin. Yasal mevzuata baktığımız zaman vakıf yükseköğretim kurumları kamu tüzel kişiliğine sahipler, bu statü ve ayrıcalıklarıyla kamuya ait taşınmazlardan, vergi muafiyetleri başta olmak üzere birçok kamu kaynağından ve avantajlarından yararlanmaktalar. Yine, Anayasa'mıza göre, Yükseköğretim Kanunu'na göre kesinlikle bu kurumlar kâr amacı güdemezler fakat uygulamaya baktığımızda çoğu vakıf üniversitesinin bu amacın ve maalesef Anayasa'nın dışına çıkarak âdeta vergisiz ticari faaliyet yapan kuruluş görünümünde olduğu dikkat çekmektedir. Bu durum YÖK'ün raporlarına da yansımakta ama ne bir denetim ne de bunun sonucunda bir yaptırım uygulanmaktadır bu kurumlara.

Bakın, raporlarda dikkat çeken, bu üniversitelerde ciddi düzeyde reklam ve tanıtım harcamaları yapıldığı, eğitim öğretim süreçlerine yönelik yatırımların yetersiz kaldığı, kütüphane alanı, öğrenci başına düşen kitap, yayın sayısının, yine AR-GE bütçesinin çok düşük olduğu ama öğretim görevlilerine yasal sınırın altında ücret ödedikleri gibi durumlar ortaya çıkmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bazı vakıf üniversitelerinde özellikle birer bilim insanı olarak yetişmesi gereken araştırma görevlileri, doktor öğretim üyeleri başta olmak üzere akademisyenler çok ciddi sorunlar ve mağduriyetler yaşamaktadır. Üniversite ortamıyla bağdaşmayan ağır çalışma koşulları, ders yükleri, iş tanımlarının belirsiz olması ve iş tanımları dışında işler yapmaları, alanları dışında derslere girmek zorunda bırakılmaları, güvencesiz çalışma koşulları, mobbinge maruz kalmaları yanında yasal düzenlemeye rağmen hak ettikleri ücretleri alamamaktadırlar. Bu nedenle de gerekli akademik çalışma ya da araştırma yapma imkânları tanınmamaktadır. İşte, son dönemde sizlerin de bildiği üzere, kamuoyuna yansıyan Nişantaşı Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi bunların başında gelmektedir. Bakın, biz burada, Mecliste bir kanun maddesi çıkardık ve dedik ki: "Vakıf üniversitelerindeki öğretim elemanlarına devlet üniversitelerinde ödenen ücret, özlük haklarından daha az ücret verilemez." Ancak bu üniversiteler bunların gereğini yapmamaktadır.

Değerli milletvekilleri, son zamanlarda kamuoyuna da yansıyan Nişantaşı Üniversitesinde araştırma görevlileri, doktor öğretim üyeleri, yasal haklarını almak, bunların ve ücretlerinin düzeltilmesi için üniversite yönetimine dilekçe veriyorlar ama bunun üzerine üniversite yönetimi 40'a yakın araştırma görevlisini, doktor öğretim üyesini kod 22, kod 29'u gerekçe göstererek tazminatsız olarak işten çıkarıyor. Hocaların kampüse girmeleri yasaklanıyor, ofislerinden kişisel eşyalarını almalarına dahi izin verilmiyor ve gerçekten bir üniversiteye yakışmayan hocaları itibarsızlaştırma süreciyle karşı karşıya kalıyor öğretim üyeleri. Baktığımız zaman Nişantaşı Üniversitesi veya diğer vakıf üniversitelerine ne tür sorunlar var? Az evvel söylediğim gibi, gerçekten bir iş tanımı yok ve ağır bir ders yükü var; çalışma koşulları gerçekten üniversite ortamına yakışmayacak şekilde, alanları olmayan derslere girmeye zorlanıyorlar; maalesef yemek, servis gibi sosyal hakları yok ama en önemlisi, yasal hakları olan ücretin altında ücretle çalıştırılıyorlar.

Bakın, Nişantaşı Üniversitesinde bir grup akademisyenle bir araya geldim. Pandemi döneminde üniversite yönetimi hocaları kısa çalışma statüsünde gösteriyor ama tam zamanlı çalıştırıp devletten vergi kaçırıyor. Şimdi, Maliye, YÖK nerede? Neden bu üniversitelere bir yaptırım uygulanmıyor? Brüt ve net ücretleriyle oynayıp hocaların maaşlarından kesintiler yapılıyor. Bu üniversitelerde çok hızlı bir akademisyen sirkülasyonu var, bir taraftan hocaları hukuksuzca işten çıkartırken bir taraftan da yeni akademik personel ilanları veriyorlar. Paravan şirketler kuruluyor bu üniversitelerde ve bu üniversitelerde ciddi vergi kaçırma iddiaları olduğu söyleniyor. Sorunlu istihdam politikaları, mütevelli heyetlerinin yapısı, oluşumu... Ama en önemlisi bu üniversitelerin arkalarında hangi güçler var? Değerli milletvekilleri, YÖK ve Meclis olarak bizler bu sürece engel olamazsak Nişantaşı Üniversitesinde yaşanan bu süreç maalesef emsal teşkil edecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - İzninizle Sayın Başkanım. Teşekkür ederim.

Akademisyenlerin çalışma ve özlük hakları gibi ciddi sorunlarını ben bir tarafa bırakıyorum, gerçekten asli görevi olan bu üniversitelerin bilim üretmesi, nitelikli eğitim konusunda ciddi bir uzaklaşma olacak ve diğer vakıf üniversitelerini de etkileyecekler.

Şimdi, Millî Eğitim Komisyonuna bu üniversitelerle ilgili düzenlemeler geliyor değerli milletvekilleri. Geçen hafta da söyledim, sadece bu kurumlarda bu kadar sorun varken biz sadece bu üniversitelerin isimlerini değiştirmekle uğraşıyoruz; bunu tekrar dikkatlerinize sunuyorum. Ve gerçekten, bu sorunlu yapılara ciddi şekilde bir kanuni düzenlemeyle engel olmamız gerekiyor, ciddi bir çalışma yapmamız gerekiyor. Aksi hâlde, gerçekten, eğitim sistemi içerisinde büyük bir orana gelen bu vakıf üniversitelerinde ciddi bir nitelikli eğitim sorunu yaşanacak. Ama buradan ben YÖK'e çağrıda bulunmak istiyorum sizler aracılığıyla.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Nişantaşı Üniversitesinde işlerinden çıkartılan araştırma görevlileri ve doktor öğretim üyelerinin bir an evvel işlerine geri dönmesi noktasında YÖK'ün bir tutum alması gerekiyor.

Teşekkür ediyorum sabrınız için. (CHP sıralarından alkışlar)