GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YERALTI SULARI HAKKINDA KANUN İLE KAMULAŞTIRMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:66
Tarih:14.02.2013

BDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, yakında bu içeceğimiz suya da sayaç takılırsa hiç şaşırmayınız. Şu an beleş. "Su gibi aziz olun." demişler. Allah'ın verdiği suyu vatandaşa satmaya kalkmayın.

Bakın, geçenlerde bir yerden geçtim, birisi sazdan bir çardak yapmıştı -bir karı, bir koca, iki çocuk- bir de tabela koymuştu "Su beleş, kum beleş, güneş beleş, vatandaş sen de gel yerleş." demişti. Niye? O ücra yere insan uğramıyordu, kendileri oturmuş orada iki tane masa kurmuştu, çalıştırmaya çalışıyordu. Elbette ki bir yerin ekonomik getirisi nedir, götürüsü nedir, kaynakları nedir, ne değildir, bunlar önemli şeylerdir.

Şimdi, burada öyle bir yasa getirmişsiniz ki biz Barış ve Demokrasi Partisi olarak size iki üç önemli uyarıda bulunacağız. Şöyle uçakla Mardin Havalimanı'na süzüldüğünüz zaman Mezopotamya Ovası'nın uçsuz bucaksız güzelliklerini görürsünüz. Kimi ekinler sarı, kimi yerler yemyeşil mısır ekili, kimi yerlerde meyve ağaçları dikili ama buraya GAP projesi kırk yıl önce burayı sulamak için yapıldı. Bu sulamayı, bu kanalları bu ovaya getirmediniz. On yıldır iktidardasınız, kırk yılın son on yılında AK PARTİ iktidarı GAP'a su kanallarını getiremediği için Şanlıurfa'da binlerce çiftçi ailesi kendi tapulu gayrimenkulünde yani mülkünde yani adaletin temeli olan mülkünde sondajla -elektrikle- su çekerek oraları suluyor ve dünyanın elektrik borcu geliyor, ziraatta ürettiğini karşılayamıyor ürün. Her gün bunun sıkıntıları yaşanırken, aynı olay Viranşehir'de, Kızıltepe'de, Mardin Ovası'nda, Nusaybin'de, İdil, Cizre ve Silopi'ye kadar olan güzergâhta yaşanırken, kırk yıldır suya hasret, kanallara hasret, bu projenin bitmesi için beklenirken, Ilısu Barajı'na harcanan ve Hasankeyf'i sular altında bırakacak olan milyar dolarların sadece bir tanesi ayrılmış olsaydı, 1 milyon 600 bin hektar sulanmış bir GAP projesi bugün karşınızda olacaktı.

Şimdi, Allah'tan korkun, Sayın İçişleri Bakanı bakan olunca Kızıltepe'ye gitti ve dedi ki: "Su kanalları geliyor, 138 bin hektar sulanacak." İnşallah. Ama bu yasa bizi ciddi ciddi kaygılandırmaya başladı.

Deli Dumrul vardı biliyorsunuz, köprüden geçenden para alırdı. Aynı hikâye bizde de "Aladino Kalesi hikâyesi" olarak geçer. Dicle Nehri'nin kıyısında bir küçük saray yapmış kendine "Aladino Kasrı" olarak geçer, karşı kayaya bir zincir atar, giden gelen keleklerden de haraç alırdı. Şimdi, bunun bir de padişahlık devrinde Galata Köprüsü'nden gelenden geçenden vergi alma hikâyesi var, ona girmeyeyim.

Ee, şimdi, kalkmışsınız, Allah aşkına, siz, tapulu arazisinde yerin altından suyunu elektrik parasını ödeyerek çekenin kafasına basıp sayaç takacaksınız. Sayaç takıp para alacaksınız. Niçin alacaksınız? Kendi mülkünde, kendi tarlasında kuyu açmış yani kendi kuyusundan suyunu çekerken elektrik parasıyla? Hem elektrik sayacını takacaksınız hem gelip su sayacını takacaksınız, bundan para alacaksınız. Ne parası bu? Bunun adı haraçtır arkadaşlar. Bunun adı; başka bir tarım projesine, ziraat projesine, başka bir projeye şimdiden altyapı hazırlamaktır. E, gider Sudan'da 1 milyon dönüm araziyi doksan dokuz yıllığına kiralarsanız, düşünürüz.

MEHMET ŞEKER (Gaziantep) - 5 milyon dönüm.

HASİP KAPLAN (Devamla) - 5 milyon dönümmüş, arkadaşlar 5 milyon dönüm diyor. E, vallahi 5 milyon dönüm size de, AK PARTİ'nin 10 milyon üyesine de, sülalesinin yedi ceddine kadar da yeter. E, bırakın buradakiler kendi sularını beleş içsinler. Şimdi, içmezler. Niye, niye? E, kardeşim devletsen kırk yılda GAP'ın kanallarını niye Viranşehir'e kadar getirdin durdun? Viranşehir'deki su birliklerine üye olan vatandaş gibi, siz bu suyu Ceylanpınar'a, Kızıltepe'ye, Mardin Ovası'na getirdiğiniz zaman veya Adıyaman'ın alt tarafına, Siverek tarafına getirdiğiniz zaman? Ya, vatandaş, ziraatçı, tarım çalışanı niye elektrikle yerin altından su taşısın, çeksin, dünyanın parasını versin? Üyelikle 1 lira vereceği yere niye 100 lira versin? Demek ki burada bir terslik vatandaşta yok. Vatandaşın ziraatını, suyunu, tarımını ve geleceğini pazarlayanlarda ve planlayanlarda sorun var arkadaşlar.

Türkiye'de en fazla açıkta olan mühendisler ziraat mühendisleridir. Ziraat mühendisleri en çok açıkta olan ülke Türkiye'dir. Böyle bir tarım ülkesi olan Türkiye'de saman yığınları da buraya gelir, ithal GDO'lu ürünler gelmeye başlar, pancarı kapatırsın, şeker ile ilgili sahte tatlandırıcılardan tutun, mısıra kadar tutun her şey gelir. Bu ülkeyi bu hâle sokmanın neresi milliyetçiliktir, mukaddesatçılıktır, vatanseverliktir, bana anlatır mısınız Allah aşkına? Elbette ki suların denetimi gerekebilir. "Gerekenler yapılmasın bilimsel olarak." demiyoruz ama eğer bunu yapmak istiyorsanız, GAP projesinde çıkıp halktan özür dileyeceksiniz. "Kardeşim, biz sulama kanallarını yapmış olsaydık siz pamuğa Çukurova'ya, fındığa Karadeniz'e, bilmem ne işçiliği için nereye gitmeyecektiniz. Siz kendi topraklarınızda çalışacaksınız. Siz kendi topraklarınızda, kendi bölgenizde, kendi köyünüzde çalışacaksınız." diyeceksiniz. Aksine, 5 milyon istihdam da olacak, tarım endüstrisi de gelişecek. Peki "GAP projesini bitirmeyin." diyen var mı? Elinizi tutan var mı? Ben burada, 2007 Hükûmet bütçesi konuşulurken Hükûmet Programı'nı şöyle sallamıştım "GAP bunun neresinde?" diye. Şimdi soruyorum: GAP bunun neresinde? El insaf, el vicdan! GAP'ta para almanız için ya? Sulama yapın üç ay sonra, üç ay sonra istediğiniz sayacı takın. Sulama kanalını getirin otuz üç ay sonra, otuz üç ay sonra paranızı alın. Sulama kanallarını getirin otuz üç yıl sonra, iktidardaysanız o zaman alın. Ama siz bunu yapmadan, vatandaşı temelli olarak yoksulluğa mahkûm etmek istiyorsunuz. İnanın bu doğru bir yol değil. GAP projesinde vatandaşın eli yakanızdadır; GAP projesinde su kanallarını tamamlamadığınız için. Savaşa yaptığınız harcamaların ellide 1'ini yapsaydınız GAP projesi biterdi, çok açık söylüyoruz.

Gelin, bakın, su sayacını takın?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASİP KAPLAN (Devamla) - ?ilk tahsilatını da siz yapın, plaket de benden.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaplan.