GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:79
Tarih:13.04.2022

HDP GRUBU ADINA DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, 11 Nisan tarihinde Silivri 5 No.lu Cezaevinde toplu intiharların yaşandığına ve mahpusların ölüme sürüklendiğine dair haberler yansımıştı kamuoyuna. Bu haberler üzerine Özgürlükçü Hukukçular Derneği bir heyet gönderdi cezaevine ve heyet, içerisinde kurum müdürünün de bulunduğu 60'a yakın gardiyanın mahpusların bulunduğu bir koğuşu bastığı, koğuşta "Sizlerle film çekeceğiz." şeklinde tehditlerde bulunduğu, özellikle 6 mahpusu darbettiği, işkence yaptıkları ve buna karşı, bu işkence ve kötü muameleye karşı mahpusların da toplu intihar girişiminde bulunduğu ve bu toplu intihar girişimi sonucunda Ferhan Yılmaz isimli mahpusun da yaşamını yitirdiği bilgilerini kamuoyuyla paylaştı. Yine, cezaevi idaresinin, yaşananları ailelerine aktarmamaları için mahpusların telefon hakkını gasbettiğini kamuoyuyla paylaştılar. İHD, bu cezaevinde yaşanan duruma ilişkin bir açıklamada bulundu. İHD'nin yaptığı açıklamaya göre, sayım sırasında mahpusların darbedildiği, sürekli işkence yapıldığı, yine mahpusların intihara zorlandığı bilgileri paylaşıldı. Yine, bu darbedilen tutukluların ve mahpusların revire çıkarıldıklarında darbedilmedikleri konusunda beyanda bulunmaya zorlandığı ifade edildi. 8 mahpusun Silivri Devlet Hastanesine kaldırıldığı, kötü muamelenin hâlâ devam ettiği, yine bu mahpusların avukatlarıyla görüşmelerine, aileleriyle görüşmelerine izin verilmediği paylaşıldı. İntihara sürüklenen Coşkun Ağca, Tolga Okçu, Abdulmenav Çetin, H. Masal, Ali isimli mahpuslara dair de hâlâ bir bilgi alınmadığı ifade edildi. Mahpuslar seslerini duyurmak için gerçekten artık çığlık atıyorlar. Sadece Silivri Cezaevinde değil, aslında birçok cezaevinde bugün benzer uygulamalar yaşanıyor. Bu uygulamalar artık rutin hâle geldi. Patnos L Tipi Cezaevinde mahpus Ersin Aslan ailesini telefonla arayarak benzer şeyler ifade ediyor. Yine, kötü muameleye maruz kaldıklarını, gardiyanların gruplar şeklinde koğuşlarını bastığını, bu baskın sürecinde kendilerine kötü muamelede bulunulduğunu, işkence yapıldığını ifade etmiş. Bu işkence sonucunda Bilal Babahan, Vedat Kalın ve Ferit Kaşçı isimli mahpusların yaralandığını, Bilal Babahan'ın iki yerinden kolunun kırık olduğunu ve kolunun şu anda bile askıda olduğunu ifade ediyorlar, diğer tutukluların da darptan kaynaklı vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandığını ifade etmiş. Gardiyanların tekrardan kendilerine saldırı düzenleyeceği konusunda kaygılarını aileleriyle paylaşmışlar. Aileler bu bilgiyi bize de aktardılar. Bunun üzerine ben kendim de Patnos L Tipi Cezaevi idaresini aradım ama maalesef, ne zaman Patnos ve diğer cezaevleriyle ilgili hak ihlalleri gündeme gelse cezaevlerine ulaşmak mümkün değil, resmen ölü balık taklidi yapıyorlar. Buradan bir kez daha cezaevi idarelerine, bu kötü muamelede bulunan kişilere ve sorumlulara da söylemek istiyorum: İşkence insanlığa karşı suçtur ve bunun zaman aşımı yoktur, bu işlenen suçlardan kaynaklı kendileri de yargılanacaktır.

Yine, bütün bu iddialara ilişkin, bizim partimizin milletvekillerinin de içinde bulunduğu insan hakları örgütlerinin ve avukatların olduğu bir heyet -daha önce de Iğdır Cezaevine ilişkin bu tür iddialar gündeme gelmişti- hem Iğdır S Tipi Cezaevine hem Patnos Cezaevine ziyarette bulunacaklar, bunlara dair görüşlerini de kamuoyuyla paylaşacaklardır.

Değerli arkadaşlar, ülkemizde hiçbir zaman cezaevlerinde insan haklarına uygun uygulamalarda, muamelelerde bulunulmadı ama maalesef, bu dönemde yani AKP döneminde cezaevlerinde yaşanan keyfiyet de hiçbir dönem yaşanmadı, resmen şiddetin örgütlendiği laboratuvarlara dönüştürüldü cezaevleri. Yani denetim yok, hesap verebilirlik yok, resmen bir keyfîlik söz konusu cezaevlerinde. Son dönemlerde artan şüpheli ölümler, intihar girişimleri çoğalmaya başladı. Bizler açısından bu tesadüfi değildir, cezaevlerinde uygulanan özel politikaların sonucudur. Yani binlerce insan zaten yandaş yargının eliyle adil, hukuka uygun bir şekilde yargılanmadı; insanlar cezaevlerine atıldı, yıllarca ceza verildi hatta cezası bitenlerin bile infazı yakılıyor, infazı yakıldığı için tahliye edilemiyor, resmen cezaevinde rehin tutulmaya çalışılıyor. Yani açıkçası, dışarıda insanlara yönelik bu kin, öfke içeride, cezaevlerinde de sürdürülüyor. Nasıl bir intikam, nasıl bir kin anlamak mümkün değil ama şunu bir kez daha hatırlatmak isterim: 80 darbecileri, Mamak, Metris ve Diyarbakır Cezaevlerinde yaşattıkları vahşetle tarihe geçtiler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Bitiriyorum Başkan.

Sizler de o dönem Diyarbakır, Metris ve Mamak Cezaevlerinde yaşanan vahşetle yüzleşileceğine dair yıllarca propaganda yaptınız ama sizin döneminizde, dönüp baktığımızda, her yer Diyarbakır'a, her yer Metris'e, her yer Mamak'a dönüştü ve sizlerin de bu konuda tarihe bu kara lekeyle gireceğinizi söyleyebilirim.

Değerli arkadaşlar, yine, günlerdir sivil toplum örgütleri, bizler, aileler, avukatlar cezaevlerinde yaşanan bu hak ihlallerine ilişkin Meclisten Adalet Bakanlığına çağrıda bulunuyoruz. Yani sorumluluğunuzu yerine getirin. İnsanlar feryat figan ailelerini arıyorlar; öldürülebileceklerini, intihara sürüklendiklerini söylüyorlar ama Adalet Bakanlığı sanki cezaevleri onun yönetiminde değilmiş, sanki onun sorumluluğunda değilmiş gibi suspus, herhangi bir açıklama yapmıyor. O açıdan da bu cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, kötü muamele, işkence ve özellikle toplu intihara sürüklenme üzerine bu araştırma önergemizin kabul edilmesi, bunun bir an önce incelenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)