| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 19.04.2022 |
AK PARTİ GRUBU ADINA YUNUS KILIÇ (Kars) - Saygıdeğer milletvekilleri, öncelikle, Türkiye'nin uzak coğrafyalarda tarımsal uğraş yapmaktaki amacını bir iki cümleyle izah edeyim: Biliyorsunuz, dünyada -özellikle tarımsal ticaret- uluslararası ticarete konu olan mallar her geçen gün artıyor. Özellikle pandemi yıllarında bu ürünlere ulaşmanın zorluğunu da dünyada hep beraber yaşayarak görüyoruz ve dünyada bunu fark etmiş olan ülkeler, yeni değil, bakın, altmış yıldır bu coğrafyada yeni tarımsal alanlar oluşturmak, faaliyet alanları oluşturmak, gerektiği zaman operasyonel bölgeler oluşturmak, kendi ürünlerini kıymetlendirmek, o bölgeyle ticaret yapabilmek adına bu coğrafyalarda toprak işleme gayreti içerisindedirler. Amerika başta olmak üzere Çin, Hollanda, Danimarka, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan bu bölgede toprak kapma yarışındadır. Türkiye bunlar gibi materyalist, emperyalist, kapitalist ve sömürgeci değildir; Türkiye, tarımsal alanda yapmış olduğu birikimini, deneyimini, kültürünü, gelişmişliğini, bu bölgede insanların kendi topraklarını kendi işlemesi, tarımsal faaliyetlerini geliştirmesi, kendi yeterliliklerini artırması gibi kutsal bir faaliyet, kutsal bir anlayış içerisinde yürütmekte ve bu bölgelere girme gayreti içerisinde olmuştur.
Öncelikle Sudan'dan başlayayım: 2014 yılında bizim Sudan'la tarımsal iş birliği ve ortaklık anlaşmamız oldu, Meclis de bunu 2015 yılında onayladı. Sudan'la olan ilişkilerimizden kaynaklı bu bölgede -şu kadar bir alana- yaklaşık 793 bin hektarlık bir araziye modern çiftlik kurmak, bizim birikimlerimizi oraya aktarmak gayesiyle 12.500 dönümünde bir çiftlik kurmak, 780 bin dönümünde de isterse Türkiye'deki faaliyet göstermek isteyen iş adamlarına da açmak gayesiyle böyle bir yola gidildi.
Daha sonra bir şirket kuruldu; yüzde 80'i TİGEM'e ait, yüzde 20'si Sudan'a ait. Bir yıl sonra bunun şubesi Hartum'da açıldı, toprak etütleri, analizleri yapıldı ve süreçler tam devam ederken, sonuçlandırılacakken 2019 yılında oradaki yönetimin değişmesiyle beraber işlemleri yavaşladı ama durmadı. Oradaki beklenti devam ediyor, orada kendi iç nizamlarını, güvenilirliklerini sağladıkları anda Türkiye'nin bu manadaki faaliyetleri devam edecek ve amacına yönelik çalışmalar sürdürülecek.
Gelelim Nijer'e; Nijer'de de 2017 yılında, yine Nijer tarafının Türk iş adamlarına ve devletine, iş birliği içerisinde, tarımsal faaliyetlere alan açmakla alakalı çok iyi niyetli bir talebi oldu. Türkiye bu talebi değerlendirmek üzere DSİ'den, TİGEM'den, TAGEM'den oluşan bir heyeti gönderdi, analizler yapıldı, etütler yapıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
YUNUS KILIÇ (Devamla) - Teşekkür ederim.
Neler yapabileceğimizle, oralara nasıl katkı vereceğimizle, o coğrafyada kendi ticari operasyonlarımız, tarımsal araştırmalarımız, bölgeye yapacağımız katkılarla alakalı çalışmalar yapıldı; o karar verildi, alınması öngörüldü fakat daha sonra buradaki 25 bin ve 45 bin hektarlık arazilerin Nijerli çiftçilerin kullanımında olduğu, onları oradan çıkarmanın uygun olmayacağı, Türkiye'nin de böyle bir beklentisi olmadığı anlaşıldı. 1 milyon hektarlık arazide de birtakım çalışmalar yapıldı; efendim, limanlara uzaklığı, enerjisinin olmaması, yolların iyi olmaması gibi sebeplerle yeni araziler önermeleri teklif edildi. Nijer bununla alakalı çalışmaları yaptı, henüz net olarak "Gelin, şurayı verelim." dedikleri bir süreç olmadığı için Türkiye Cumhuriyeti'nin 1 dönüm araziyi kiraladığı yoktur, 1 kuruş ödediği para yoktur; Türkiye'nin bir kaybı, herhangi bir kayıp parası da yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.
YUNUS KILIÇ (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Türkiye Cumhuriyeti'nin vizyonuna uygun bu çalışmalar dünya ölçeğinde devam edecektir.
Bakın, saygıdeğer milletvekilleri, aslında sizin "Neden bu kadar geç kaldık, niye bu coğrafyalarda bizim de izimiz yok?" demeniz gerekirken; altmış yıldır yakın coğrafyalarımızda, bizim de olmamız gereken coğrafyalarda dünyanın başka devletleri hâkimiyet alanları oluştururken ve tamamen emperyalist ve kapitalist amaçlarla bunu oluştururken, bölgeye hiçbir katkı yapmadan bölgenin kıymetlerini sömürüp götürürken, Türkiye'nin bu iyi niyetli girişimlerinin daha önce yapılıyor olmasıyla alakalı talepleriniz olması gerekirken "Niye böyle bir şey yaptınız?" eleştirisini de anlayabilmiş değilim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)