GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:83
Tarih:21.04.2022

AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve tüm halkımızı saygıyla selamlıyorum.

AKP iktidarının son yirmi yılda her alanda yarattığı tahribatlar arasında ekolojik tahribatlar da yerini almaktadır. Nitekim, doğanın yeşilini yok ederek rant kapısı yaratmak isteyen AKP, ormanların ortasından yol geçirip, köylerin yanı başına madenler açıp, tarihî değerlere betonlar döküp, dağları siyanürle eritip, doğal afetlere davetiye çıkarıyor. Ülkenin en değerli mirasını yani doğanın yeşilini doların yeşiline kurban etmiştir. Şimdi ise Adıyaman Kömür beldesinin Male Berdıh köyünde yeni bir ekolojik katliam yapmaya hazırlanıyor. Male Berdıh Mahallesi'nin kırsal kesimlerinde 2016 yılında maden ocakları açılmak istenmiş, mahalleli 4 kez, maden için açılmak istenen yol yapımına izin vermemiştir. 2022'de ise MEDOS maden şirketine "ÇED Olumlu" kararı verildi. Aradan geçen altı yıldan sonra köylüler, özellikle de kadınlar yine maden şirketine karşı direniyor. Yaşadıkları bölgenin ekolojik dengesi yok edilmesin diye direnen kadınlar zırhlarla koruduğunuz o maden şirketlerinden daha güçlüler. Artvin Yeşil Yol'dan Kuzey Ormanları'na, Kaz Dağları'ndan Hasankeyf'e, Kirazlı'dan Male Berdıh'a biz kadınlar kapitalist rantçılara geçit vermeyeceğiz. Evet arkadaşlar, birkaç gün önce Ekoloji Komisyonumuz ve HDP Kadın Meclisimizle birlikte Adıyaman Kömür beldemizde köylerine yapılmak istenen mermer madeni ocağını istemeyen Male Berdıh köylülerini ve kadınları ziyaret ettik. Kadınlarla doğa nöbetine dâhil olduk, onları dinledik. O köylüler ekolojik bir direniş sergiliyorlar. "Toprağımıza, suyumuza, dağımıza, köyümüze, yaşamımıza sahip çıkıyoruz." diyorlar. Köye bu kadar yakın bir maden ocağına "ÇED Olumlu" raporu verilmesi de izaha muhtaç ve tartışma konusudur. "ÇED Olumlu" raporu esasında buradaki ekolojik yaşamın yok edilmesine izin vermektir. AKP iktidarının izniyle özel şirketlerin rantı için doğa âdeta katlediliyor.

Bakın, bu köyün geçim kaynağı küçükbaş hayvancılık. Hayvancılıktan gelen gelirle çocuklarını okutuyorlar, hayatlarını idame ettiriyorlar. Yapılması planlanan bu doğa katliamıyla hayvancılığı bitirmiş olacaksınız. Bu insanların gelir kaynağını bitirdiğinizde bu insanlar neyle geçinecek, ne yiyip ne içecekler? Yaptığımız ziyarette genç bir kadın şöyle diyordu: "Hayvanlarımız burada otlanıyor; içtiğimiz su bu dağdan geliyor; yakacağımızı, yiyeceğimizi buradan sağlıyoruz. Hayvanlarımız burada otlamasa biz sütü, peyniri, yağı nereden bulabiliriz? Hayvan yemine para ödeyecek durumumuz yok. Bizim bu dağımızı da bizden alırlarsa biz Kömür halkı olarak nereye gideceğiz? Bir binada insanlar yaşarken o binayı yıkabilirler mi? O hâlde, biz de buradayken bu dağı yok edemezler. Biz değil onlar gidecek."

Evet, çok doğru söylüyordu o genç kadın arkadaş. Maden ocaklarının yarattığı o ağır tahribatın içinde mevcut yoksullukları daha da derinleşecek, köyün suyu kirletilecek, dinamit seslerinden canlıların huzuru kaçacak, insanlar geçim kaynağını kaybedecekler. Onların yaşam alanlarına karşılık ne vadediyorsunuz? Vadettiğiniz tek şey, göç ve yoksulluk. İnsanlar evlerinden, barklarından kopup metropollere gidecek, derinleşen yoksulluğun içinde yaşam mücadelesi verecek.

Geçtiğimiz günlerde de nöbet tutan o halkı alandan jandarmayla çıkardınız, orada özel şirketi korudunuz; halkın üzerine gaz ve plastik mermi sıktınız, darbettiniz, köyünü korumak isteyen, mermer ocağını istemeyen 20 genci gözaltına aldınız. Peki ne için? Özel bir şirketin kârı için. Halk orada direniyor, özellikle de kadınlar, içinde yaşadığı doğayı korumakta ısrarcılar, kararlılar. Oradan gidecek olan iktidarın koruması altındaki özel şirketlerdir.

Burada, tekrardan Male Berdıh köylülerinin, kadınlarının, doğa mücadelesinin yanında olduğumuzu belirtiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Doğayı yok etmeye çalışan, bu usulsüz ÇED raporlarını vicdansızca onaylayan anlayış şunu bilmeli ki hiçbir güç doğaya karşı savaşamaz. Yaşanan iklim krizlerinden ders alınmalıdır. Madenlerle insanların coğrafyalarını, derelerini, hayvanlarını, bitki örtülerinin özünü bozarak elde edeceğiniz o ranta izin vermeyeceğiz.

Kapitalist rantçı sisteme karşı direnen kadınların o tabiat nöbetini buradan bir kez daha destekliyoruz, selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz ve buradan iktidara çağrımızı yeniliyoruz; Kömür beldemizin doğasından derhâl elinizi, şirketlerinizi ve kolluk güçlerinizi çekin, doğayı ve halkı rahat bırakın.

Tekrardan halkımızı sevgiyle selamlıyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)