| Konu: | Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 21.04.2022 |
AHMET KAYA (Trabzon) - Genel Kurulumuzu ve ekranları başında bizleri izleyen saygıdeğer yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 23 Nisan Haftası'ndayız, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Haftası'ndayız ama iktidar bütün millî bayramlarımızda yaptığı gibi bu önemli haftayı da önemsizleştirme gayreti içerisinde; bu haftaya ilişkin hiçbir etkinlik, hiçbir faaliyet duymadık, görmedik, işitmedik. Ben bu haftanın önemini bir iki cümleyle sizlere anlatmaya çalışacağım.
Değerli arkadaşlar, ulusal egemenlik, diğer bir adıyla millî egemenlik, devletimizin temel dayanağı ve yapıcı gücüdür. Millî egemenlik, milletin kendi kaderini kendi eliyle çizmesi, kendilerini yönetecek olanları her türlü baskıdan ve etkiden uzak olarak seçebilmesidir. Millî egemenlik, aynı zamanda milletimizin bölünmez ve devredilemez iradesidir; kuvvet birdir ve o kuvvet millettir. Değerli arkadaşlar, en bariz ifadesiyle millî egemenlik "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." ifadesiyle Meclisimizde de en güzel yerde yer bulmuştur. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, millî egemenlik derken, millet derken burada milletimizin durumunu da konuşmak zorundayız. Milletimiz bugün ne hâlde, iktidar partisi milletvekilleri bunu biliyor mu acaba? Sık sık esnaf ziyaretleri yapıyoruz, insanların içinde dolaşıyoruz; bakın arkadaşlar, bugün maalesef milletimiz aç, milletimiz yoksullukla, milletimiz geçim derdiyle, milletimiz işsizlikle imtihan olma durumundadır. Vahim bir tablo var arkadaşlar. Trabzon'daydım geçen gün, Trabzon'da yaptığım ziyaretlerde bir ağabeyimle konuştum, bana şöyle bir şey söyledi içim acıdı gerçekten, bunu burada anlatmak istiyorum: "Ramazan ayındayız Sayın Vekilim, ben oruç tutuyorum -Allah kabul etsin- canım salata istiyor, salatalık alamıyorum, marul alamıyorum. Ne olacak bu memleketin hâli?" diye bana sordu.
Değerli arkadaşlar, fiyatlara baktığımız zaman gerçekten de vatandaşımız haklı. Domatesin kilosunu anlatmayacağım, hepimiz biliyoruz. Arkadaşlar, bir marul 20 lira; saydım marulu 15'e yakın yaprak var yani marulun her bir yaprağı 1,5 liraya geliyor ortalama. Millet nasıl alsın arkadaşlar, bir yaprak marul 1,5 lira olmuş! Böyle bir vahim tabloyla karşı karşıyayız. Tabii, iktidar partisi yetkililerine bunu söylediğimizde diyorlar ki: "Gitsin, eksin, diksin." Herkesin toprağı yok, herkesin bağı, bahçesi yok arkadaşlar; bunu da böyle değerlendirmemiz lazım.
Diğer bir vatandaşımızı ziyaret ettim, Allah kabul etsin, geçen ramazanda kendisine bir yardımda bulunmuştum. Kadıncağız bana şöyle bir şey söyledi: "Sayın Vekilim, on gündür evden çıkmıyorum. Niye çıkmıyorum biliyor musunuz? Vekilim gelir, bana kumanya yardımı getirir de beni evde bulamaz diye on gündür evden çıkmıyorum." Memleketin, milletin hâli bu değerli arkadaşlar, tabii, sizin umurunuzda değil.
Yine, bir emekli vatandaşımız aradı Trabzon'dan, "Değerli Vekilim, sabırsızlıkla bize verilen müjdeyi bekledik. Cumhurbaşkanı çıktı, iktidar yetkilileri çıktı, emekli ikramiyelerine bir zam yapacaklarından bahsettiler fakat zam yapmadılar bizi hayal kırıklığına uğrattılar. O verecekleri parayı da alsın başlarına çalsınlar, bize 1 lira zam vermediler." dedi. (CHP sıralarından alkışlar) Fiyatların bu kadar arttığı ortamda emeklilerimizi yine 1.100 lira bayram ikramiyesine mahkûm ettiniz.
Değerli arkadaşlar -vakit dar- tabii, diğer taraftan "Çocuk Bayramı" diyoruz, "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" diyoruz bu haftaya. Ülkedeki çocuklarımızın durumunu da konuşmamız lazım. Bakın, Büyük Önder'imiz Mustafa Kemal Atatürk'ün dünyada ilk ve tek bayram hediye ettiği Türk çocukları bugün ne durumda; maalesef milletimizin çocukları derin yoksulluk içinde değerli arkadaşlar. Yapılan araştırmalarda çocuklarımızın yüzde 38'inin öğün atladığı tespit edilmiş, birçok çocuğumuz yemek dahi yiyemez duruma gelmiş. Çocuklarımız yoksulluğun yarattığı aile içi sorunlarla, yetersiz beslenmeyle hatta açlıkla ve sağlık hizmetlerinden, sosyal koruma sistemlerinden faydalanamama durumuyla ve suça sürüklenme olasılığındaki artışla mücadele etmektedir.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Trabzonspor'un şampiyonluğunu da engellerler, dikkat et!
AHMET KAYA (Devamla) - Ülkemizde 18,5 milyon ilk ve ortaöğretim çağında çocuğumuz bulunuyor; nüfusumuzun yüzde 27'si çocuk. Bu çocuklarımız yoksulluk içinde büyüyor, düzgün bir eğitim alamıyor ve ne acıdır ki çocuklarımızın suça sürüklenme yaşları ve suça sürüklenen çocuklarımızın sayısı her geçen gün artıyor. Sadece 2020 yılında 450 bin çocuğumuz suça sürüklenmiş durumda, 1.300 çocuğumuz cezaevlerinde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Kaya.
AHMET KAYA (Devamla) - Çalışan çocukların yüzde 34,3'ü eğitimine devam edemiyor ve çalışmak zorunda olan çocuklarımızın yüzde 40'ı tehlikeli işlerde çalışıyor.
Tablo bu değerli arkadaşlar, durum ortada. Meclis olarak, milletvekilleri olarak, gelin, bu hafta bir düzenleme yapalım. Çocuk yoksulluğunun azaltılmasına, çocukların psikososyal gelişimlerinin desteklenmesine, beslenme yetersizliklerinin ve sağlıksız beslenmelerinin önlenmesine, ailelerinin güçlendirilmesine, çocukların okul terklerinin önüne geçilmesine ve nihayetinde sosyal adaletsizliğin önlenmesine katkı olarak, özellikle yoksulluğun yoğun olduğu bölgelerde ilk ve orta dereceli devlet okullarımızda okuyan çocuklarımıza ücretsiz okul yemeği vermeye yönelik bir yasal düzenleme yapalım; bu düzenlemeyi hayata geçirerek Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Haftamızın ruhuna uygun bir iş yapmış olalım diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)