| Konu: | Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 21.04.2022 |
HASAN BALTACI (Kastamonu) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Önümüzde bir spor kanunu var, geneli itibarıyla olumlu bulduğumuz ve bazı maddelerine de katkı sunduğumuz bu kanun teklifini şimdi görüşüyoruz.
Şimdi, kanun teklifinin genel gerekçe kısmına baktığımızda şu ifadelerle başlıyor: 1'inci paragrafta "Anayasa'nın 'Gençliğin korunması' başlıklı 58'inci maddesi uyarınca gençleri alkol düşkünlüğü, uyuşturucu madde, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan korumak için gerekli tedbirleri almak..." diyor ve devam ediyor. Doğrudur, uyuşturucuyla mücadelede gençlerin spor yapması ve spor yapacakları olanaklarının artırılması önemlidir ama daha da önemlisi, devleti bütün kurumlarıyla birlikte uyuşturucuyla mücadelede etkin ve uyumlu bir şekilde çalıştırmaktır. Bu konuda gösterilecek en ufak bir zafiyetin toplumsal bedeli olabildiğince yıkıcı olacaktır ve olmuştur.
Bakın, 2021 Dünya Uyuşturucu Raporu'na göre en fazla kokainin yakalandığı ülkenin 20 tonla Türkiye olduğu belirtilmiştir. Yine, en çok eroinin ele geçirildiği 3 ülkenin Türkiye, İran, Pakistan olduğu ve bu ülkelerin 2019'da küresel pazarın toplamının yüzde 48'ini oluşturduğu vurgulanmıştır. Türkiye, artık dünyada uyuşturucu trafiğinin transit ve kilit ülkeleri bataklığına saplanmış ve liste başında olmuş bir ülkedir.
Bu rakamlar ve gelinen aşama şunu gösteriyor: Türkiye'de uyuşturucuyla mücadelede zafiyetten daha fazlasının olduğunu, organize bir kötülüğün olduğunu ifade ediyor. Bu öyle bir organizasyon ki uyuşturucu baronundan torbacısına kadar İçişleri Bakanıyla herkes fotoğraf çektirebiliyor ve öyle bir organizasyon ki Türkiye'nin limanlarında uyuşturucu yakalandığında tek bir kişi bile gözaltına alınmıyor. Kamuoyu baskısı ya da bir klik çatışması olursa birkaç kişi ön kapıdan alınıp arka kapıdan bırakılıyor. Uyuşturucu ticareti ne yazık ki Türkiye'de artıyor çünkü bu işi yapanlar, yakalanma riskinin en düşük olduğu ve hukukun üstünlüğünün olmadığı ülkeleri tercih ediyor. Durum böyle olunca iş giderek tabana doğru yayılıyor.
Mesela Anadolu şehirlerinde uyuşturucuyla yakalanan AK PARTİ'li yöneticiler korunup kollanıyor. Operasyonların üstü siyasi baskılarla örtülüyor. Hatırlayın pudra şekeri çeken Kürşat'ı. Ne oldu o işin sonu, bilen var mı? Yok. Mesela Aile ve Sosyal Hizmetler Kastamonu İl Müdürlüğünde çalışan ve 594 adet uyuşturucu hapla yakalanan şahıs eğer biz olayı kamuoyuna duyurmasaydık görevinden bile alınmayacaktı. Yedi ay yedi gün sonra biz açıklama yapınca gözaltına alındı, sonra kısa bir tutukluluk, şimdi serbest bırakıldı ve dışarıda geziyor. Bu şahsı yedi ay yedi gün boyunca görevde tutanlarla ilgili tek bir işlem yapılmadı.
Bakın, cumartesi günü İnebolu ilçesinde bir operasyon gerçekleştirildi. İlçede esnaf olan bir şahıs ile bir Belediye personeli İnebolu Belediyesine ait zabıta aracında 200 adet uyuşturucu hapla yakalandı. Zabıta aracındakilerden biri Belediye çalışanı, bir diğeri esnaf. Bu esnaf aynı zamanda İnebolu Devlet Hastanesi Müdürünün kayınbiraderi ve aynı zamanda AK PARTİ İnebolu Teşkilat Başkanının eniştesi. Kim bunlar? Bunlar, 2021 yılı Ekim ayında İstanbul'dan İnebolu'ya dönerken araçlarında çok sayıda uyuşturucu hap yakalandığı ortaya çıkan AK PARTİ İnebolu Teşkilat Başkanı ve Hastane Müdürü. İşin içinde kimler var? AK PARTİ Teşkilat Başkanı var, AK PARTİ'nin atadığı Hastane Müdürü var, bu ikisinin akrabası var, belediye personeli var, bir de Kastamonu Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde çalışırken 594 adet uyuşturucu hapla yakalanan İnebolulu şahıs var. Her şeyi üst üste koyduğunuzda İnebolu'da bir şebekenin varlığına işaret ediyor her şey. Operasyonlar yapılıyor, yapılmıyor değil ama sonuçta hiç kimseye hiçbir şey olmuyor, herkes sanki hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor çünkü birileri bu şahıslara kol kanat geriyor. Onları çok yakından tanıyoruz, her fırsatta millî ve manevi değerlerimizin arkasına saklanarak siyaset yapıp milletin çocuklarını uyuşturucuyla zehirleyen çetelere kol kanat gerenleri yakından tanıyoruz. Sessiz kalanın, göz yumanın, koruyanın kollayanın yaptığını yanına kâr bırakmayacağız. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
HASAN BALTACI (Devamla) - İnebolu'nun, Kastamonu'nun ismini uyuşturucuyla lekeleyen çetelerle mücadeleye devam edeceğiz. İnebolu şereftir, İnebolu şeref madalyasıdır, İnebolu istiklal yoludur, kurtuluş yoludur. Böylesi kıymetli, böylesi değerli bir ilçeyi uyuşturucu trafiğinin konusu hâline getirenleri, ar damarı çatlamış olanları biliyoruz ve mücadele etmek de boynumuzun borcudur.
Sayın Soylu hafta sonu Kastamonu'yu ziyarete gelecekmiş. Haberi olsun, fotoğraf çektirmediği üç beş torbacı var, onu da İnebolu'da bulabilir.
Teşekkür ediyorum. (CHP, HDP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)