| Konu: | Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 22.04.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; görüşülmekte olan kanun teklifinin ikinci bölümü üzerine partim İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, yirmi yıla yakın kesintisiz iktidarında AK PARTİ hükûmetleri toplumun pek çok kesimine doğrudan veya dolaylı mağduriyet yaşatmış, insanımız mağduriyetlerinin de sıkıntılarının da çözüm ve deva mercisi olan devlet mekanizmasının bu fonksiyonunu yerine getireceği inancını kaybetmiştir. Toplumumuzun her kesiminden mağduriyetler yaşayan kesimlerin en başında gençlerimiz yer almaktadır. Gençler ülkemizde yaşanan pek çok olumsuzluğun yanı sıra en büyük bedeli ödeyen kesimdir çünkü bugün Türkiye'de gençler ellerinden umudu, hayalleri ve gelecek beklentileri alınan kesimdir.
Geçtiğimiz gün vefatının seneidevriyesi olan Profesör Doktor Oktay Sinanoğlu'nun da dediği gibi "Bir millet her nesilde yeniden doğar." Siz bu yüce milletin teminatı olan gençlerin hayallerini çalarak bu millete yapılabilecek en büyük kötülüğü yaptınız. Peki, nasıl mı yaptınız? Üniversiteleri, işsizliği dört yıl erteleyen kurumlara çevirdiniz. Misyon ve vizyon kurumu olması gereken, bilim yuvası olması gereken üniversiteler, sizin devriiktidarınızda olması gerekenden oldukça uzakta, vasıfsız ve niteliksiz kurumlara dönüşmüştür. Siz bu ülkede bina inşa ederek eğitime katkı sunulacağını zannettiniz ama o binaları eğitim yuvası yapacak, bilim merkezi yapacak nitelikli gençleri yurt dışına kaçırdınız; kaybettik ve kaybetmeye devam ediyoruz. Siz bu ülkede gençlerin hayallerini çaldınız; nasıl mı çaldınız? Bu ülkede gençler çalışarak, emek vererek, çaba ve emek göstererek bir yere gelinebileceği, bir kuruma atanabileceği hayallerini kuramıyor. Neden? AK PARTİ'li dayım, eniştem, tanıdığım yok üzüntüsünü yaşıyor. Siz bu ülkede gençlerin geleceğe ilişkin ümitlerini tükettiniz. Gençler bu ülkede üniversite eğitimi görmenin kendilerini istihdama dâhil etmeyeceğini biliyor. Bu ülkede gençler kendi mesleklerinde değil, uzmanlık alanlarında değil, kendisiyle ilgisi olmayan, katma değer üretmeyen motokuryelik, kasiyerlik gibi meslek dallarına yönelmek zorunda kalıyor. Sayenizde dünyada en nitelikli, en eğitimli motokuryeler Türk gençlerinden oluşmaktadır.
Değerli milletvekilleri, işte, yarattığınız ve adına "yeni Türkiye" dediğiniz bu sistemde gençler umutsuz, gençler bitkin ve en kötüsü, hayallerinden vazgeçmiş. Gençler, doğup büyüdükleri bu topraklarda kendilerine bir gelecek göremiyorlar. Ülkemizin en iyi okullarında okuyan, en iyi bölümlerini bitiren gençler yurt dışında kendilerine gelecek arıyorlar. Bu geleceği ararken de yine kendi mesleklerinde değil, niteliksiz işlerde çalışmaya razı oluyorlar. İktidar partisine mensup milletvekili arkadaşlarımın kendilerine şu soruyu sormalarını rica ediyorum: Bir insan neden eğitimini aldığı nitelikli meslek yerine yurt dışında niteliksiz işlere razı olmaktadır? Cevap çok basit: Refah, huzur ve özgürlük.
Kanada'ya yüksek lisans ve daha iyi bir hayat için göç kararı alan bir gencimiz sosyal medya hesabındaki mesajında şöyle diyor: "Bugün itibarıyla ben ve eşim yüksek lisans eğitimi ve daha iyi yaşam şartlarına sahip olmak için Kanada'ya göç ediyoruz. Bizim için zor, bir o kadar da heyecan verici karar. Türkiye'nin ne kazandığı ne kaybettiği umurumda değil, zaten öyle bir iddiam da yok. Bu ülke ve zihniyet bizden bir gençlik çaldı, paramızı çaldı ama geleceğimizi ve yüzümüzdeki gülümsemeyi çalamayacak. Son on senedir her geçen gün kötüye giden sosyal, ekonomik hayat ve bariz bir şekilde daha kötü olacağını gösteren olaylar bizim bu kararı almamızda en büyük etken. Liyakatsizlik, adaletsizlik, ahlaksızlık gibi nicesi temelden düzeltilmesi gereken sorunlarla hayatımızı geçirmek istemediğimiz için doğrusunun bu olduğunu düşünüyoruz. Biletimiz tek yönlü, geri dönmeye hiç niyetimiz yok. Umuyoruz, seneler sonra ülkemiz bulunduğu durumdan çok farklı yerde olur ve ilk hedefimiz buraya dönmek olur. İsteyen herkesin yolunun açık olmasını diliyorum. Kaçıp kurtulmak isteyenlere de tavsiyem, acele edin."
Hayatının baharında gençleri kara kış karamsarlığına sürükleyen, dönüşü olmayan yola çıkmasına neden olan bu sorunları beraberce tartışmak ve çözüm bulmak zorundayız. Zira gençliği olmayan bir milletin geleceğinden bahsetmek mümkün değil ve yapılan araştırmada da AK PARTİ'li gençlerin de yarısından fazlası yurt dışına gitmek istiyor. Bilmem bu durum size bir şey anlatıyor mu? Bu gençler artık biliyor ki yurt dışına bir şekilde gitmeyi başarır ve oralarda bir şekilde iş bulurlarsa burada olduğundan daha huzurlu olacaklar, daha iyi koşullarda yaşayacaklar. Bu gençlere "Gitme." demeye hakkımız yok, bu gençlere "Neden?" diye sormaya hakkımız yok. Siz, bu ülkede gençlerin özgürce düşünme, özgürce konuşma ve özgürce fikir üretme haklarını elinden aldınız. Siz, sizden olmayanı, sizi eleştireni, size en kibar hâliyle bile olsa "Durun, burada yanlış yapıyorsunuz." diyenleri ötekileştirdiniz, düşman ilan ettiniz, yeri geldi terörist yaftası yapıştırdınız.
Bakın, daha geçtiğimiz cuma günü İYİ Gençlik Üyesi Alp Emeç evladımız attığı bir "tweet" nedeniyle tutuklandı, hâlen de tutuklu. Bu durum hâliyle içler acısı bir hâldeyken 20 yaşındaki bir genci özgürlüğünden etmek bu vahameti ve trajediyi bir kat daha arttırmaktadır. İşte, sizin bu ülkenin gençlerine reva gördüğünüz özgürlük budur. Sizin düşünce özgürlüğünüzün sınırları, iktidarınıza ve Sayın Cumhurbaşkanına getirilen en basit olumsuz yorumun sınırında kalıyor. Sizin düşünce özgürlüğünden anladığınız, sizden olmayan herkesi susturmak, sizden olana mutlak konuşma, hatta yeri geldiğinde hakaret etme hakkı vermenin önünü açmaktadır. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'in grup konuşmasında ifade ettiği gibi, Atatürk'ümüzün tüm ümidini bağladığı Türk gençliği bugün ümitsizlikle, umutsuzlukla ve karamsarlıkla boğuşuyor, duyuyor musunuz? Gün geçtikçe vasatlaşan bu ucube sistemin içerisinde, gençler sizden çaldığınız gençliklerini istiyor, duyuyor musunuz?
Sevgili gençler, onlar duymasa da biz duyuyoruz, onlar dinlemese de biz dinliyoruz, onlar umursamasa da biz önemsiyoruz. İktidarın yürüttüğü kutuplaşma siyaseti sizlerin üzerinde işlemiyor biliyoruz çünkü sizin ortak dertleriniz var; güvencesizlik hepimizin derdi, ifade özgürlüğü hepimizin derdi, işsizlik hepimizin derdi, fırsat eşitsizliği hepimizin derdi. Bu dertlerin etrafında birleştiğinizi gören iktidar mensupları sizi kendi aranızda bölemediği için toplumla aranıza set çekmeye çalışıyor, sizi şımarık ilan etmeye, dışlamaya, yok saymaya çalışıyor ama sizin yaşadığınız onca şeye rağmen ülkemize faydalı olmak için çabaladığınızı da görüyoruz. Bu çabanın sizi çok yorduğunu, üzdüğünü, bunalttığını görüyoruz ama önümüzde sadece bir yıl kaldı; üniversitelerin, işsizliği dört yıl öteleyen kurumlar olmaktan çıktığı günlere bir yıl kaldı, güvenliğinize dair kaygılarınızın son bulacağı günlere bir yıl kaldı; demokrasinin, hukuk üstünlüğünün, adaletin tam ve kâmil uygulandığı günlere bir yıl kaldı, geleceğinize umutla bakacağımız günlere bir yıl kaldı; memleketimizin medeniyet yolundaki taşlarını birlikte döşeyeceğimiz günlere bir yıl kaldı; el ele, kol kola, hep beraber ülkemizin geleceğini inşa edeceğimiz günlere, inanın, inanın çok az kaldı.
Değerli milletvekilleri, çiçek gibi gençlerin kalbini kırmayalım, sonra ülkemiz bahara hasret kalır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)