GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:89
Tarih:11.05.2022

CHP GRUBU ADINA LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çok önemli bir konuyu görüşüyoruz. Siyasal, ekonomik, kültürel, sosyolojik, insani açıdan değerlendirilmesi gereken pek çok konu var. Endişem şudur ki... Bu sorunun çözülememesi ve giderek toplumda artan kutuplaşmaların toplumlar arası nefrete, ırkçılığa ve şiddet olaylarına dönüşmesi tehlikesi karşısında Türkiye'nin içinden çıkılamayacak bir sürece doğru sürüklenmesinden büyük bir endişe ettiğimi ifade etmek isterim. O nedenle bu sorun konuşulurken bu sorun görmezden gelinemeyeceği gibi insani boyutunun da asla gözden kaçırılmaması gerekir. Çünkü ortada hem insani bir sorun var hem de siyasi bir sorun var. Siyasi sorunun en büyük müsebbibi, Suriye iç savaşının tarafı olmanın ağır bedelini Türkiye'ye ödeten bu iktidardır değerli arkadaşlarım. Kapılar açılmış, "Gelen gelsin." denilmiş ama dünya nüfusunun yüzde 3'ü göçmenken ülkemize dünya ortalamasının 4 katı oranda mülteci, sığınmacı ya da geçici koruma altındaki yurttaşların gelmesine neden olan bir politika izlenmiştir. Böyle bir politika dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Avrupa'nın, gelişmiş ülkelerin tavrı bakabilecekleri kadar mülteci almaktır. Örneğin, bu konuda Almanya 1 milyon 800 bin mülteciyi kabul etmiş ve onun gereklerini yerine getirerek geçen yıl 23 milyar euro harcamak suretiyle entegrasyonları ve sorunların çözümü konusunda önemli bir aşama kaydederek neredeyse mülteci sorununu bitirmiştir. Oysa Türkiye kapılarını açarken bugün dahi resmî rakamlarca 5 milyon mu, 6 milyon mu, 8 milyon mu olduğu konusunda net rakamların ortaya konulmadığı bir durumda Avrupa Birliğiyle 3 milyar euro artı 3 milyar euroya anlaşmak suretiyle Türkiye derin bir kaosun içerisine sokulmuştur. Bu süreç sonuçlandırılmalıdır, insani açıdan sonuçlandırılmalıdır ama Hükûmetin politikasızlığı her alanda vardır.

Sayın Fahrettin Altun geçen ay "Nereden gelirlerse gelsinler mülteciler Türkiye'de gerçek bir cennet buldular." diyor. Cumhurbaşkanı kısa aralıklarla yaptığı çok değişik açıklamalarla bir kısmının gönderileceğini, sonra hiçbirinin gönderilmeyeceğini, sonra briket evler yapıldığı zaman 1 milyon Suriyelinin gönderileceğini söylüyor ama bugün de bakıyoruz ki yine hiçbirinin gönderilmeyeceği noktasına tekrar varabiliyor. Bu, tam anlamıyla bir politikasızlıktır, tam anlamıyla bir kaostur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

LEVENT GÖK (Devamla) - Hele İçişleri Bakanı... İçişleri Bakanı olaya emek sömürüsü üzerinden bakıyor ve "Bunları gönderirsek en çok sanayiciler ağlayacak." diyor yani Türkiye'ye gelen göçmenlerin, mültecilerin bir ucuz iş gücü olarak kullanıldığını da ne yazık ki itiraf ediyor. Bunların her biri insan haklarına aykırıdır değerli arkadaşlarım.

Şimdi, bu konuda, çözümü konusunda Türkiye'nin yapabileceklerinin çok daha ötesinde bir devlet politikasına ihtiyacımız var. Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliğinin bu konuda kuruluş tüzüğünde yer alan ve görevleri arasında bulunan şu maddeyi, geçici koruma altındaki bireylerin Komiserliğin yetki alanına girdiğini hatırlatarak Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliğini, bu konuda, toplumları uzlaştırma ve yeniden yerleştirme programı çerçevesinde derhâl göreve davet etmeliyiz değerli arkadaşlarım. Ve Hükûmet bu politikalar konusunda samimi olmalı, bir yandan insani sorunu çözmeye yeltenirken bir yandan da Türkiye'de siyasi sonuçları olacak olaylara, kaosa neden olmamalı.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)