GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:90
Tarih:12.05.2022

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama geçmeden önce, ülkemizde hukukun yok sayıldığı Yargıtay kararıyla ilgili birkaç söz söylemek istiyorum. Biliyorsunuz bugün Yargıtay 3. Ceza Dairesi, İstanbul İl Başkanımız Sayın Canan Kaftancıoğlu'yla ilgili bir onama ve bozma kararı verdi. Verilen kararda, onanan kararda dört yıl on bir ay yirmi günlük bir cezası onaylandı. Tabii, bu karar, ülkemizde hukukun ne kadar çok siyasallaştığının bir başka örneği çünkü Sayın Canan Kaftancıoğlu'na düşünce ve ifade özgürlüğü ve siyasi eleştiri kapsamında söylemiş olduğu sözlerden ve atmış olduğu "tweet"lerden dolayı böyle bir ceza verilmiş olmasını kabul etmemiz mümkün değil. AK PARTİ dönemlerinde zaten hukukun ayaklar altında alındığını, yargının siyasallaştığı ve sarayın emrine girdiğini hepimiz biliyoruz ve görüyoruz. Dolayısıyla bu karar, hukuki bir karar değil, siyasi bir karardır ve maalesef saray rejimi hukuku siyasetin bir aparatı olarak kullanmaktadır. Bu şekildeki kararlar da inşallah önümüzdeki süreçte devam etmez çünkü bu verilen kararların ağır faturasını ekonomideki bozulmayla vatandaşlarımız ağır bir şekilde ödemektedirler. Bugün eğer dolar 15,40 lira seviyesine geldiyse, ekonomi bu kadar çok bozulduysa, enflasyon bu kadar çok yükseldiyse, hayat pahalılığı bu kadar çoksa işte bu yanlış verilen siyasal kararların çok büyük etkisi olduğunu düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde tabii, sağlık sisteminin kronikleşmiş ve çözülmeyi bekleyen birçok sorunu vardır. Bu sağlık sistemindeki sorunlar, AK PARTİ iktidarlarında çözüleceğine maalesef artarak devam etmektedir çünkü AK PARTİ iktidarlarının sağlık sistemine ve sağlık çalışanlarına yönelik sorunlu bir bakış açısı vardır. Bugün, geldiğimiz noktada, vatandaşlarımız hem sağlık hizmetlerine hızlı ve yeterli düzeyde erişememekten hem kaliteli bir sağlık hizmeti alamamaktan hem de pahalı bir sağlık hizmeti almaktan şikâyetçidirler. Sağlık çalışanları da hem çok ağır çalışma koşullarından -otuz altı saatlere kadar uzayan nöbetlerden, düşük ücretlerden- hem mesleki itibarlarının yerle bir edilmesinden hem de hedef tahtasına oturtularak şiddete uğramaktan şikâyetçidirler. Bugün, sağlık çalışanları özellikle pandemide çok ağır koşullarda fedakârca çalışırken AK PARTİ iktidarı sağlık çalışanlarına vermiş olduğu hiçbir sözü tutmamış, sağlık çalışanlarının ekonomik koşullarını düzeltmemiş ve özlük haklarında bir iyileştirmeye gidilecek adımlar atmamıştır. Daha da ötesi "Ben doktora iğne yaptırmam, doktorlar adamı felç ederler alimallah." "Doktor efendi dönemi bitti, gidiyorlarsa gitsinler." diyen bir Cumhurbaşkanı ve "Paracı doktorlar gürültü yapıyorlar." diyen sağlık bakanları olmak üzere AK PARTİ'liler sağlık çalışanlarını maalesef itibarsızlaştırdılar ve halkın gözünde hedef tahtasına oturtacak birçok açıklama yaptılar.

Aralık 2021 tarihinde sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik düzenlemeyi Genel Kurula getirdiniz, belki Genel Kurula gelen bu düzenlemenin eksik ve noksanları vardı ama "Tamamlayıp tekrar Meclise sunacağız." dediniz ve hâlâ -şu anda geri çekildi bu düzenleme ve aradan beş ay geçti- bu düzenlemeyle ilgili bir iyileştirme, herhangi bir şekilde sağlık çalışanlarının lehine bir düzenleme henüz yapılmadı. Bugün, kendi canımızı ve sevdiklerimizin canını emanet ettiğimiz sağlık çalışanlarımız ve hekimlerimiz, maalesef geleceğe güvenle bakamıyorlar, mutsuzlar ve tükenmiş durumdalar. Bu sebeple, başta hekimlerimiz olmak üzere her yıl binlerce sağlık çalışanı ülkemizi terk ederek yurt dışına gitmektedirler.

Değerli milletvekilleri, bugün sağlık çalışanlarının yaşadığı en büyük sorunlardan biri de şiddet sorunudur. Bu teklifle her ne kadar sağlık çalışanlarına şiddeti önlemeye yönelik bazı olumlu düzenlemeler yapılmış olsa da teklif mevcut hâliyle eksiktir ve sorunu kökten çözecek veya minimize edecek bir anlayıştan son derece uzaktır çünkü bu kanun teklifinde dar bir çerçevede ve sadece bu suçu işleyenlerin tutuklanmasının kolaylaştırılmasına ve cezaların artırılmasına yönelik hükümler vardır. Oysa sadece tutuklama yapılarak ve sadece cezalar artırılarak sağlık çalışanlarına şiddetin engellenmesi mümkün değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) - Bu teklif bugün Genel Kuruldan geçecek mi değerli arkadaşlar? Elbette geçecek. Peki, yarından itibaren sağlık çalışanlarına şiddet engellenecek mi, bitecek mi? Maalesef, elbette hayır. Sağlık çalışanları yine giderek artan oranda ve dozajda şiddete uğramaya devam edecekler çünkü bu teklif sorunu kökten çözecek bir düzenleme değildir, son derece yetersizdir değerli arkadaşlar. Dolayısıyla bu yasa teklifinin sorunu bütün yönleriyle ele alan, şiddet sorununun kökten çözülmesini amaçlayan daha geniş kapsamlı ve bütüncül bir paket olması gerekirdi.

Değerli milletvekilleri, aslında sağlık çalışanlarına yönelik şiddet konusu daha önce de Meclisin gündemine birçok defa gelmiştir. Mecliste 2012 yılında sağlıkta şiddetle ilgili bir araştırma komisyonu kurulmuş ve görüşülmüştür; 66 öneri getirilmiştir ama o önerilerden hangisi bugüne kadar yerine getirilmiştir? Maalesef, yeterli düzeyde bir düzenleme yapılmamıştır.

Saygılarımla. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)